Çelişkili ve üzücü tutumlar

Yayın Tarihi: 26/01/16 09:31
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Anavatanın getirdiği suyu 'biz işleteceğiz ve yöneteceğiz' diyerek kullanılmasını geciktiren sol kesimdeki politikacı, bazı STÖ yöneticisi ve medya mensuplarının tutumunun çelişkili olduğu görüşündeyim.

Her şeyden önce arıtma tesisi, pompalama istasyonları ve yerleşim yerlerinde önemli kayıplara sebep olan çürümüş boru şebekesinin yenilenmesi gibi, gerekli alt yapıyı tamamlayarak, suyu işletebilecek maddi güce sahip değiliz.

Ayrıca KTHY'ni batıran, Geçitkale uçak alanını kullanılamayacak duruma sokan, 23 gölet'in ve Haspolat arıtma tesisinin sularını değerlendirmeyen, Orams davasına sahip çıkmayarak 10 bin villanın atıl kalmasına, inşaat sektörünün çökmesine ve ülkemizdeki 15 Akiferin tümüne yakınının kuruyup tuzlanmasına sebep olan ve belediyelerin iflasına seyirci kalan politikacıların, Türkiye'den getirilen suyu işletebileceği ve yönetebileceği düşünülemez.

Politik iktidarların ülkeyi kötü yönettiğinden şikayetçi olan bazı STÖ yöneticileri ve medya mensuplarının da, suyu yönetmek ve işletmekte ısrar eden hükümeti desteklemesi çelişkili bir tutumdur.

Yıllar önce suyun yap işlet devret modeli ile işletilmesinin kabul edilmesine rağmen, su getirildikten sonra CTP'nin bu anlaşmaya uymak istememesi karşısında anavatan yetkilileri tüm harcamaları üstlenerek sistemi çalışır duruma getirdikten sonra bize teslim etmeyi önermiştir.

Ancak aradan haftalar geçmesine rağmen, hükümetimizin bu öneriye bile yanıt vermemiştir. Hükümetin anlaşılması zor olan bu tutumu ideolojik saplantılarla, art niyetle, anavatanla aramıza soğukluğa sebep olmak ve halkımızı bezdirmek amacı ile, suyun kullanımını engellendiği kuşkularını güçlendirmektedir.

Anavatanın suyun halkımızın yararına kullanılması için bize yardımcı olmağa çalışmasını, içişlerimize ve irademize karışmak olarak gösteren sol kesimim, bu tutumunda inandırıcı olmadığı görüşündeyim. Çünkü:

Ülkemizdeki ol kesim, devletçiliğe karşı olan olduğu bilinen, Avrupa Birliğine girmemizi ve Rumlar ile birleşmemizi istemektedir;

Sol kesim, iki eşit halkın veya devletin birleşmesi yerine, Rum çoğunluğun mutlak hakimiyetine dayanan, iki eyalet ve toplumdan oluşan, Tek halk, Tek Devlet Tek egemenlik üzerinden yürütülen ve bizi bir milyon Rum'un içinde azınlık durumuna düşürecek görüşmeleri desteklemektedir.Bir başka deyişle, tek halk içinde Ermeni , Maronit ve Latinler gibi ayrı egemenlik ve kendi kaderini belirleme hakkı olmayan toplum konumuna gerilememizi savunmaktadır;

Daha önceki görüşmelerde bizi temsil eden Talat bey, olası çözümde su yönetiminin, Rumların daha fazla söz sahibi olacağı, merkezi federal yönetimde olmasını kabul etmiştir;

Gerçekten ve samimi olarak kendi kendimizi yönetmemizi isteyenlerin ve bağımsızlığımıza duyarlı olanların, öncelikle bizi egemenliği altına almak hedefinde olan Rumlar karşısında da, bu görüşlerinde ısrar etmesi gerekir. Fakat sol kesim, Rumlar karşısında, eşit egemen devletimizi savunmamaktadır .Ayrıca çözüm görüşmelerinde iki kurucu devletin eşit ortaklığı, bakir doğum, ayrı egemenlik ve ortaklığın yürümemesi durumunda da peşinen ayrılma hakkına sahip olmamızı istemeleri gerekirdi.

Yoksa bize kuzeyde güvenli bir bölge oluşturan ,varlığımızın sürdürülmesini sağlayan Anavatanın suyun halkı memnun edecek şekilde kullanılması için yol göstermesini, iç işlerimize karışmak olarak göstermek;

Öte yandan da hedefinin Türk askerini uzaklaştırmak ve egemenliğini kuzeye yaymak olduğunu gizlemek gereği bile duymayan Rumlar ile, tüm riskleri göz ardı ederek, güvenli olmayan ve bizi azınlık durumuna düşüreceği aşikar olan birleşme modelini savunmak, tutarlı bir davranış olamaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.