Kıbrıs'ta çözüm mümkündür

Yayın Tarihi: 02/02/16 14:35
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Tüm ilgili tarafların art niyetsiz ve samimi olarak istemesi durumunda, Kıbrıs sorununun çözümü mümkündür. Kalıcı ve adil çözüm şekli de bellidir.

1960 ortaklık yönetiminin sadece 3 yıl yaşatılabilmesi ve ardından 1963-74 döneminde yaşanan üzücü olaylar, birleşmek ve ortak yönetim seçeneğinin isabetli olamayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur.

1974'den sonra iki halkın ayrı bölgelerde toplanması, kendi kendilerini yönetmesi ve yan yana yaşamasının, her iki halkın da yaşam düzeyinin yükselmesine yardımcı olması ve adada barışı bozacak, hiçbir üzücü olay çıkmaması nedeniyle, bu durumun sürdürülmesini sağlayacak çözüm şeklinin, en isabetli seçenek olduğunu göstermiştir.

Kısaca, birleşik veya ortaklık yönetiminin başarılı olmadığı, yan yana iki yönetim modelinin ise her iki halkın da yararına olduğu kanıtlanmıştır.

Bu durumda ilgili tüm taraflar, iki bölgeli, iki yönetimli çözüm şeklinin en ideal ve uygun seçenek olduğu gerçeğini kabul etmeli ve bunun gerçekleşmesine yardımcı olmalı.

Geçmişte doruk anlaşmalarında da iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı çözümün, en uygun seçenek olduğu kabul edilmişti.

Birleşmiş Milletler de, Kıbrıs sorununun çözümünde iki bölgeli, iki toplumlu çözüm şeklini desteklediğini açıklamaktadır.

Zaten dili, dini, milleti farklı olan, asırlardan beri birbiri ile kaynaşmayan ve ayni köyde bile farklı semtlerde yaşayan iki halkın birleştirilmek istenmesi iyi niyetli bir tutum olamaz.

Yunanistan ile Rum tarafının, zamanla adanın tümünü ele geçirebilmesine olanak sağlayabilecek bir anlaşma peşinde olduğunu beleklerdeki çocuklar bile biliyor.

Batılı emperyalistler ise, Türkiye'yi adadan çıkarmak ve doğu Akdeniz'de etkisiz duruma sokmak istemektedir.

İşte bu nedenle Yunanistan-Rum – haçlı emperyalistler, zamanla adanın kuzeyinin de Yunanistan'ın eline geçmesini sağlayacak olan iç içe birleşik çözüm şeklini dayatmaya çalışmaktadır.

Bilinen bu gerçek karşısında, Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkını temsil eden siyasiler, tüm ilgili taraflara somut örnek ve kanıtları göstererek, en ideal seçeneğinin iki eşit , egemen devletten oluşan iki bölgeli bir çözüm olduğu üzerinde ısrar etmelidir.

Fakat her nedense KKTC'deki siyasilerin bir kısmı, sırf Rumları birleşmeye razı etmek amacı ile, ENOSİS'e sıçrama tahtası olarak kullanılabileceği aşikar olan iki bölgeliliği bozacak, ortak yönetimli, birleşik çözüm şeklini savunmaktadır.

Bazı siyasiler ise Kıbrıs'ta dili, dini milleti ne olursa olsun tümünün Kıbrıslı olduğunu ileri sürerek birleşmeyi ve 1 milyon Rum içinde 250 bin Türkün azınlık olmasını kabul etmektedir.

Oysa adanın tümüyle Yunanistan'a verilmesine zemin hazırlamak amacı ile iki halkın yeniden iç içe getirilmesi çabaları karşısında Türk tarafı, yakın geçmişte yaşanan acıları ve başarısız deneyimleri hatırlatmalı ve bu tutumun adil ve kalıcı çözüme yardımcı olmayacağı gerçeğini ortaya koymalıdır.

Fakat anavatanın AB'den sorumlu Bakanının Kıbrıs'ta iki ulus arasındaki yeşil hattı, Almanları ayıran Berlin duvarına benzeterek yeniden birleşmeyi savunması, Dış işleri Bakanının da garanti sistemi hakkındaki açıklaması, AB üyeliği hayali ile Kıbrıs'ın gözden çıkarılabileceği beklentilerini güçlendirmektedir.

Oysa Türk tarafı, masada oyalama tezgahına, daha fazla izin verilmemeli ve Rum'la birleşme dışındaki çözüm seçeneklerini gündeme getirmelidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.