Anavatan düşmanlığı kampanyasının amacı bizi yok etmektir

Dünyada bizden çok daha güçlü devletlerin ve halkların bile, kendi güçleri ile varlıklarını sürdürebilmeleri oldukça zordur.

Hele ulusal mücadele içinde bulunan halkların desteğe sahip olmaması durumunda, varlığını sürdürebilmesi düşünülemez bile.

Filistin Araplarının durumu, Avrupa'nın ortasında yakın geçmişte Boşnaklara uygulanan soykırım, anavatanın sınırları dışında kalan Irak ve Suriye'deki Türklerin katledilmesinden gerekli derslerin alınması kaçınılmazdır.

Zaten basiretli liderlerimiz Küçük ve Denktaş, bu gerçeği görebildikleri ve dikkate aldıkları için, Kıbrıs Türk halkının varlığının sürdürülebilmesi için ısrarla anavatanın desteğini kazanmağa çalışmışlar ve bunda da başarılı olmuşlardır.

Bugün Kıbrıs Türk halkı olarak güven, huzur ve ekonomik bakımdan da geçmişle kıyaslanmayacak düzeyde iyi durumda bulunmamızı, liderlerimizin anavatanın desteğini sağlamalarına borçluyuz.

Kıbrıs Türk halkı olarak 1957-58 döneminde beri anavatan hep yanımızda oldu ve bize her bakımdan yardım elini uzattı, adadan yok edilmemizi önledi ve bugün kendi bölgemizde özgürce yaşamamızı sağladı.

Halen anavatanın desteğinden yoksun bırakılmamız durumunda, kuzeyde bize ait bir bölgede özgür irademizle kendi kendimizi yönetmemize izin verilmeyecek ve aynen Batı Trakya'daki soydaşlarımızın kaderini paylaşacağız.

İşte bu gerçeği dikkate alan Rum-Yunan-Emperyalist üçlüsü ve onun içimizdeki işbirlikçileri, bizi bu topraklarda etkisiz duruma getirmek, azınlık durumuna düşürmek için, anavatandan koparmağa ve korumasız bırakmağa çalışmaktadır.

Bu amaçla bazı kişiler ülkemizdeki bozuk yönetim ve popülist siyasi iktidarlardan kaynaklanan tüm sorunlardan, dayanaksızca ve haksızca anavatanı sorumlu göstermekte, suçlamakta ve halkımızı kışkırtmaktadır.

Öte yandan da sürekli olarak, anavatan yetkililerine saldırarak halkımızı vefasız göstermeye ve böylece bizi desteklemesini engellemeğe çalışmaktadırlar.

'Dayatma, İrademize karışmak, sömürü, peşkeş' gibi artık alay konusu olan saçma sapan sloganlarla halkımızı kışkırtarak, Anavatanın halkımızın iyiliği, devletimizin kökleşmesi için bize yardım etmek istemesini engellemeye çalışmaktadırlar.

Susuzluktan perişan olan ülkemize su getirilmesi bile kötülenmekte, halkımızın rahatlatılması için hazırlanan reform paketinin uygulanması engellenmeye çalışılmaktadır.

Halkımızın Rum çoğunluk içinde yok edilebilmesi için, tek çarenin birleşme olduğu görüşünün kabul ettirilmesine, halkımızın dilinden , dininden ulusal kimliğinden koparılmasına, uyduruk Kıbrıslılık kimliğinin benimsettirilmesine çalışılmaktadır.

Girit dramını , 1878-1974 döneminde bize yapılan haksızlıkları,1960 Kıbrıs Cumhuriyeti başarısızlığını, 1963-74 felaketini ve anavatanın sınırları dışında kalan soydaşlarımızın durumunu hatırlatanları, çözüm ve barış düşmanı olarak suçlayarak susturulmağa ve yeni neslin gerçekleri bilmesini engellenmeye çalışıyorlar.

Dış destekli yoğun ve profesyonelce kampanyalar ile geçmişi bilmeyen bazı gençlerimizi de yanıltılarak, uyduruk Kıbrıslılık kimliği altında Rum'a yamalanmak ile refaha kavuşturulacağımız yalanına inandırmaktadırlar.

Kısaca son yıllarda KKTC'de yürütülmekte olan anavatan düşmanlığı kampanyasının amacı, bizi korumasız bırakmak ve böylece boyunduruk altına girmek zorunda bırakmaktır.