Çevre günü ve gerçekler

Yayın Tarihi: 07/06/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de 5 haziran Dünya Çevre günü olarak kutlanmaktadır. Fakat, çevre konusunda maalesef konuşmalar, açıklamalar, törenler, ve kutlamalar dışında hiçbir şey yapılmıyor.

Tüm doğasal çevre sorunlarının bilinmesine rağmen ,hükümet ve belediyeler, çözüm için gereken adımları atmıyor.

Sorumsuzluk, yasaların uygulanmasındaki gevşeklik, hesap sorma mekanizmasının işletilmemesi, yargının hızlı karar üretmemesi, siyasilerin de popülizmi ön planda tutması sonucu, ayni çevre sorunları yaklaşık yarım asırdan beri tartışılıyor, fakat çözümlenmiyor.

KKTC'nin başkenti olan Lefkoşa'nın yollarındaki çukurların bile kapatılmaması, yol ve kaldırımlardaki bozulmaların tamir edilmemesi ,kapakları kırılan rögarlar nedeniyle kaldırımlarda ortaya çıkan kuyuların can güvenliğini tehdit etmesi, yol ve refüjlere atılan çöpler ile kuru otların temizlenmemesi, ekinokok salgınına davetiye çıkaran sokak köpekleri, Beşparmak dağlarını her gün biraz daha oyan taş ocakları, arıza bahanesi ile sık sık kanalizasyon sularının evlerin arasından akan dereye boşaltılması ülkemizin ve yönetimimizin saygınlığının ve imajımızın lekelenmesine sebep olmaktadır.

Oysa halktan alınan fahiş vergiler nedeniyle tüm yerleşim yerlerinin bakımlı, temiz ve çağdaş görünümde olması gerekirdi.

Tüm ülkelerde olduğu gibi KKTC'de de belediyelerin hizmet düzeyi, çevre ve halkın yaşam kalitesi bakımından büyük önem taşır.

KKTC'de seçilmişler maalesef suç işlemesini adeta demokratik hak olarak görüyor ve çevreyi kirletip tahrip edenlere aşırı hoşgörü gösteriliyor. Yürürlükteki yasalar uygulanmıyor, görevini yapmayanlardan hesap sorulmuyor. Bu zihniyet nedeniyle de, çevremiz kirletilip tahrip ediliyor.

Belediye yöneticileri ayni coğrafyayı paylaştığımız güneydeki yerleşim yerlerini örnek almalı ve elde edilen gelirleri, personel maaşları yerine, hizmetlerde harcamalıdır.

İki taraftaki belediyelerin gelir kaynaklarına bakıldığı zaman, bizdekilerin çok daha avantajlı olduğu görünür.

KKTC'de tüm belediyeler devletten ve anavatanda maddi destek almakta, alt yapı eksiklikleri de genellikle anavatanın maddi desteği ile tamamlanmaktadır.

Yaşanan gerçekler belediyelerin halka ve ülkemize tatmin edici düzeyde hizmet verememesinin, gelirlerinin azlığından olmayıp, doğru yönetilmemesinden ve yasaların uygulanmasındaki umursamazlıktan kaynaklandığını gösterir.

Hükümet ve anavatan, belediyelere sağladığı maddi desteği artırsa bile, benimsenen popülist ve hatalı yönetim anlayışı nedeniyle, halka yine istenen düzeyde hizmet sunulmayacaktır.

Bilindiği gibi halen devletten suyu bedava sayılabilecek fiyattan (10 ile 25 kuruş/ton)alan belediyeler, suyu arıtmadan halka veriyor ve halk içme suyu için ekstra harcama yapmak zorunda kalıyor.

Bu nedenle kamu yararını korumakla yükümlü olan siyasi iktidar, para desteğini artırmak yerine, belediyelerin gelirlerini halkın yararına harcamasını sağlamalı.

Kuşkusuz Belediyelerin yöneticilerinin halk tarafından seçilen bağımsız kuruluşlar olduğu biliniyor. Ancak ,yerleşim yerleri ve başkentimizin olumsuz görünümü de önemlidir.

Ayrıca hükümet, vatandaşların ödediği ağır vergilere rağmen, iyi olmayan bir çevrede yaşamasına ve mağdur edilmesine seyirci kalamaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.