Çözüm isteyen ve istemeyenler masalı

KKTC'de bazı kişi, kuruluş ve siyasiler, kendi kendini çözüm ve barış yanlısı ilan ederek, toplumlararası görüşmelerde geçmişteki acı deneyimlerin dikkate alınması gerektiğini söyleyenleri, çözüm ve barış istememekle suçlamaktadır.

Aslında Kıbrıs'ta 1974'den sonra güneye giden bazı Türklere saldırılması dışında, iki halk arasında çatışma olmamış ve Kıbrıs'ta barış hakimdir. Halen sürdürülen müzakerelerin amacı da, iki halk arasında bir anlaşma yapmaktır.

Yalnız heyecanla bir çözüm olsun da nasıl olursa olsun havasında hareket edilirse, 1960 anlaşması gibi, yine sıçrama tahtası olarak kullanılacak ve bu kez anavatan da bizi kurtaramayacak.

Birleşme yanlılarının çok sık kullandığı , geçmişe saptanıp kalamamalıyız .Fakat insanların deneyimlerden yararlanması da şarttır. Aksi halde geçmişte olanlar, yeniden tekrarlanır. 'Tarihi hatırlamayanlar, ayni olaylarla yeniden karşılaşırlar.' George Santayana

Kıbrıs'ta uzun vadeli ve geçmişte yaşanan acıların tekrarlanmasına zemin hazırlayamayacak, her iki halka da kalıcı barış ve refah getirebilecek bir çözüm gerçekleştirilebilmesi için, geçmişte yaşanan acılar, deneyimler ve hatalar,dikkate alınmalı.

Örneğin 1960 anlaşmasının sadece 3 yıl sonra bozulması ve 1963-74 döneminde çekilen acıların tekrarlanmaması için, olası anlaşmada gerekli önlemler alınmalıdır.

Ayrıca Rumlar, sırf adayı Yunanistan'a bağlamak amacı ile 1963'te ortak yönetimi bozduğunu ve 1963-74 döneminde bize yaptıklarının doğru olmadığını kabul etmelidir.

Yoksa, Rumlar geçmişte bize yaptıklarının doğru olduğu inancında ise, ayni tutumu tekrarlayacaklar ve bizi mağdur edecekler.

Son zamanlarda bazı aklı başında ve gerçekçi Rum politikacı ve bilim adamlarının, 1963-74 döneminde bize yapılan haksızlık ve saldırıları kabul etmesi umut vericidir. İyi bir gelecek için özellikle Rum siyasilerin geçmişte yaşanan acı deneyimleri inkar etmemesi ve tekrarlanmaması için bize sağlam güvenceler vermesi gerekir.

Rum yönetimi eski Dışişleri Bakanı Rolandis'in de açıkladığı gibi Acheson planından, son Annan Planına kadar bütün anlaşma taslaklarını Türk tarafının kabul etmesine karşın ,Rumlar reddetmiştir.

Bilinen bu gerçeğe rağmen içimizde, kendi kendini ilerici, barışsever gösteren bazı kişilerin, Rumların yeniden sıçrama tahtası olarak kullanabileceği anlaşma şekillerine karşı çıkanları, barış düşmanlığı ile suçlayarak susturmak istemesi, iyi niyetle bağdaştırılamaz.

Halen sürdürülmekte olan toplumlar arası görüşmelerde, Rum tarafının iki bölgeliliğin bozulması, anavatanın garantisinin kaldırılması, mülkiyette ilk söz hakkının eski mal sahiplerine tanınması, taşınmaz mal da duygusal bağ , olası çözümden sonra Türk kesimindeki nüfusun artmaması gibi art niyetli koşullar dayatması, yeni bir çözümü de ENOSİS'e sıçrama tahtası olarak kullanmak düşüncesinde olduğunu göstermektedir.

Mevcut gerçeklere rağmen, sırf ideolojik saplantılar ve fobiler nedeniyle ,her ne pahasına olursa olsun Rumlarla birleşik bir yönetim kurulmasını sağlayacak çözümün kabul edilmesi ve savunulması, Kıbrıs Türk halkının yararına olmaz.

Devletimizden vazgeçmemiz ve Rumların beklentilerini karşılayan bir çözümü kabul etmemiz durumunda, Girit Türklerinin kaderini paylaşacağımızı bilmemiz gerekir.

Yakın geçmişte Giritte Türklerin katledilmesi, Boşnaklara uygulanan soykırım, halen Suriye ve Irak'taki katliamlar, Kıbrıs Türk halkı olarak anavatanın garantisi ve iki bölgelilikten vazgeçmemiz durumunda yeniden büyük acılarla karşılaşacağımızı göstermektedir.