Girit dramından ders alınmalı

Yayın Tarihi: 02/10/16 09:06
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türk halkının geleceğinin belirlenmesinde söz sahibi olanların ve sorunun çözümü üzerinde görüş ortaya atanların, emperyalist ülkeler ile onların güdümündeki uluslar arası kuruluşların sinsi oyununu anlamaları bakımından, Girit'in Yunanistan'a nasıl bağlandığını öğrenmesi gerektiği görüşündeyim.

Aksi halde, Girit adası gibi Kıbrıs da Yunanistan'a bağlanacak. Böylece hem Kıbrıs Türk halkı yok olacak, hem de Türkiye Doğu Akdeniz'e Yunanistan'ın izni ile çıkabilecek.

1960 ortaklık yönetiminin sadece 3 yıl sürdürülebilmesi ve 1963-74 döneminde yaşanan acı deneyim, iki halkın iç içe değil, yan yana kendi bölgelerinde yaşamalarının daha isabetli olacağını kanıtlamıştır.

Herkesin görüp bildiği bu gerçeğe rağmen, üstelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Kıbrıs'ta liderler arasında yapılan doruk anlaşmalarında da kabul edilen iki kesimliliğin ortadan kaldırılması ve yeniden iki halkın birleştirilmek istenmesi, Girit dramının adamızda da tekrarlanmak istenildiğini gösterir.

Halen sürdürülen görüşmelerde; AB ilkelerinin ada çapında sınırlandırılmadan geçerli kılınması, deregasyonlar olmaması, 4 özgürlük ilkesinin uygulanması, taşınmaz mal sorununun çözümünde eski mal sahiplerine tercih hakkı tanınması, tek egemenlik, federe devletlerin ayrılma hakkının bulunmaması gibi koşulların kabul edilmesi,Girit dramının tekrarlanmasına zemin hazırlayacaktır.

Hele olası çözümden sonra Türk ordusunun adadan ayrılmasının istenmesi, Girit senaryosunun tekrarlanmak istenildiğini gösterir.

Halen Kıbrıs'ta yapıldığı gibi batılı devletlerin baskısı ile1869'da Girit sorununun çözümü için,Paris konferansı düzenledi ve anlaşma yapması sağlandı. Kabul edilen bu anlaşmada Rumlara bir çok haklar verildi.Valinin Rum, Yardımcısının da Türk olması kabul edildi.

Fakat bu anlaşmadan sonra Yunanistan, Girit adasını ilhak etmek idealinden vazgeçmedi. Osmanlıların zor durumda olduğu 1897'de Girit'teki Rumlar Yunanistan'ın da askeri desteği ile , Türklere saldırdı, Türk köylerini yakıp yıktı ve on binlerce Türkü katletti. On binlerce Türk katliamlardan kurtulmak ümidi ile şehir merkezlerine sığındı, şehir merkezlerinde bile Türkler vahşice katledildi.

Bunun üzerine Osmanlı devleti Yunanistan'a savaş ilan etmek zorunda kaldı ve Yunanistan ordusunu bozuna uğratarak Atina'ya dayandı. Girit'te Türklerin katledilmesine ses çıkarmayan batılı ülkeler araya girerek, Osmanlıların ilerlemesini durdurdu. Yapılan müzakerelerden sonra, Girit'e bu kez tam muhtariyet verilmesi sağlandı.

Anlaşmadan sonra İngiltere'nin baskısı ve girişimi üzerine, Türk ordusunun Girit'ten ayrılması sağlandı ve Türklerin korunması amacı ile adaya İngiliz, Fransız,Alman, Rusya askerleri getirildi.Bir müddet sonra asayiş sağlandı gerekçesi ile bu devletler askerlerini geri çekti ve Girit Türkleri korumasız kaldı.

1912'de Osmanlıların Balkan savaşında olmasını fırsat bilen Rum-Yunan ikilisi, Girit meclisinden Yunanistan'la birleşmek kararı çıkarttı ve yine Türkleri katlettiler.

Girit adasından Osmanlı ordusunun ayrılmasını sağlayan ve oradaki Türkleri koruyacağını garanti eden emperyalist ülkeler, Girit'in Yunanistan ile birleşme kararını ve Türklerin katledilmesini kuru bir protesto ile geçiştirdi. Sonuçta, Girit kaybedildi.

Halen emperyalist ülkeler ile onların güdümündeki uluslararası kuruluşlar,Girit gibi Kıbrıs'ı da Yunanistan'a vermek amacı ile, birleşik çözüm şeklini dayatmakta ve Türk ordusunun ayrılmasını istemektedir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.