Müzakerelerde toprak ve nüfus konusu üzerine

Yayın Tarihi: 12/11/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Basına sızan bilgilere bakılırsa toprak ve nüfus konusunda, Rum tezleri ve taleplerinin müzakere edildiği anlaşılıyor.

Toprak başlığı görüşülürken verimlilik, yeterlilik, güvenlik, sahil şeridinin uzunluğu, dışa açılma, insanların yeniden göçmen durumuna düşürülmemesi dikkate alınmalı.

Rum basınında yayınlanan haritalarda, Türk tarafına ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi bakımından yeterli olmayan, toprak layık görüldüğü anlaşılmaktadır.

Güneyde kalan çok değerli Vakıf malları ile Türk mülkünün de, göz ardı edildiği anlaşılıyor.

Türk tarafına önerilen kısmın tümüne yakını, bilimsel kriterlere göre çöl sayılan Mesarya ovası ve olası çözümde Rum'un başat olacağı federe hükümetin kontrolü altına bırakılması kabul edilen ormanlık Beşparmak dağıdır.

Bu nedenle Beşparmak dağı ile Mesarya ovasındaki topraklar ile güneyde kalan Türk topraklarının alan olarak mukayese edilmesi yanlıştır. Araziler kapsadıkları alana göre değil, değerlerine göre mukayese edilmelidir.

Ayrıca, Türk kesimine bırakılacak bölgenin alanının belirlenmesinde, sadece 1974'de kuzeyden güneye göç eden Rumlar değil, 1963'ten sonra Rum saldırıları nedeniyle Kıbrıs'tan göç etmek zorunda kalan Türklerin geri dönme hakları da dikkate alınmalı.

Rum saldırıları sonucu ülkemizi terk etmek zorunda kalan Türklerin geri dönme hakkı, Rumların Viyana anlaşması uyarınca güneye göç eden Rumlardan daha fazladır.

Olası çözümden sonra yaşam koşullarının düzelmesi durumunda, halen gurbette bulunan 900 bin dolayındaki Türkün, vatanlarına dönebileceği dikkate alınarak toprak ayarlamasında en az elimizde bulundurduğumuz kısmın bize kalmasında ısrar etmeliyiz.

Ayrıca, sırf Rum-Yunan saldırıları nedeniyle 3 kez tüm varlıklarını ve anılarını geride bırakarak yaşadığı topraklardan göç eden Türklerin, olası çözümden sonra, yeniden göç ettirilmesi hiçbir gerekçe ile haklı gösterilemez.

Bu nedenle, Türk tarafının şimdiki KKTC topraklarına razı olması bile, çok büyük bir fedakarlık olacaktır.

Nüfus konusuna gelince, sırf Rumların tezleri doğrultusunda hareket edilmesi ve ilelebet azınlık olarak kalmamızın kabullenilmesi, adil ve dayanaksız olması yanında yapılabilecek hataların en büyüğüdür.

Olası çözüm Birleşmiş Milletler tarafından da kabul edildiği gibi, iki kesimli ve iki toplumlu olacaksa, Rumların Türk tarafındaki nüfusa karışmaması ve sınırlandırılmasını istememesi gerekir.

Rum tarafının 1974'den sonra Viyana anlaşması sonucu yapılan nüfus mübadelesine rağmen, Türk tarafına kalacak kesime nüfus yerleştirmek istemesi de, iyi niyetle bağdaştırılamaz.

Hele olası çözümden sonra 4 Yunanlıya karşı 1 Türk'e vatandaşlık verilmesinin kabul edilmesi, çok yanlıştır.

Çünkü Avrupa Birliği üyeleri arasında serbest dolaşım ve yerleşim hakkı nedeniyle, isteyen Yunanlı Kıbrıs'a gelip yerleşebilecektir. Bu durumda sadece Türklerin ülkemizde vatandaşlık alması ve yerleşmesi tek yanlı olarak kısıtlanmış olacaktır.

Ayrıca, Rum saldırıları ve baskılar sonucu halen başka ülkelerde yaşamak zorunda kalan Kıbrıslı Türklerin vatanlarına dönme hakkına sahip olduğu göz ardı edilmemeli.

Kısaca, adil bir çözüm için, toprakta ve nüfusta Rum tarafına, ayrıcalıklı ödünler verilmemeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.