Geleceğimiz Riske Atılmamalı

Yayın Tarihi: 20/11/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Geçmişi bilen ve halen güneydeki açıklamaları değerlendiren herkes gibi, ben de çözüm görüşmelerindeki gidişatı büyük bir endişe ile izliyorum.

Adadaki varlığımızın sürdürülebilmesi bakımından büyük önem taşıyan görüşmelerin, sadece bir politik iltidarın istekleri, görüşleri ve özellikle de geçmişten kalma ideolojik saplantıları ve hedefleri doğrultusunda yürütülmesi doğru olmaması yanında, demokrasi anlayışı ile de bağdaştırılamaz.

Tüm halkımızı ilgilendiren ve etkilendirecek olan görüşmelerin mutlaka, halkın iradesini temsil eden iktidarın, hatta muhalefette olan partilerin görüşlerinin de dikkate alınarak yürütülmesi şarttır.

Bu konuda yapılan eleştirilere cevap olarak, tüm partilere görüşmelerle ilgili tutanakları izleme olanağı verildiği açıklanıyor.Ancak, iktidar ve diğer partilerin görüş ve önerileri dikkate alınmadıktan sonra, onlara zaman zaman bilgi verilmesi veya tutanakları izleme olanağı sağlanmasının da hiç bir anlamı ve yararı yoktur.Çünkü görüşmelerle ilgili tüm ayrıntılar Rum basınından zaten izlenebiliyor.

Yakın geçmişe kadar sürekli demokrasi ve şeffaflıktan söz edenlerin, görüşmeleri sadece kendi siyasi tercihine göre yürütmesi ve müzakerelerle ilgili gelişmelerden vatandaşları bilgilendirmemesi haklı kuşkulara ve şikayetlere sebep olmaktadır.

Ayrıca bir anlaşma yapılması durumunda bunun meclisten onaylanması gerektiğine göre, iktidar partisinin seyirci veya izleyici değil, görüşmelerde mutlaka söz sahibi, belirleyici ve yönlendirici olması şarttır.

Aslında tüm halkımızı ilgilendiren çözüm görüşmeleri ciddi ve sorumluluk taşıyan bir konudur. Bu bakımdan tek bir partinin veya kişinin isteklerine göre yürütülmesi yanlıştır.

Çünkü demokratik rejimle yönetilen ülkelerde kimse, doğruyu yalnız kendinin bildiğini ve istediği şekilde hareket edebileceğini düşünerek hareket etmek hakkına sahip değildir.

Güneyde görüşmeler tüm siyasi partilerin oluşturduğu ulusal cephenin kararları doğrultusunda yürütülmektedir. Bunun yanında, bir de görüşmeci heyeti, çok deneyimli hatta eskiden dış işleri bakanlığı yapmış kişilerden oluşmaktadır.

Bizde ise her nedense, görüşmeci heyet, sadece belirli bir siyasi parti üyelerinden oluşuyor.Davamızın geçmişini bilen eski bürakratlar, dış işleri bakanlığı yapanlar, hatta eski görüşmecilerin bile görüş ve önerileri dikkate alınmamaktadır.

İşin en üzücü yanı, görüşmeci heyet, kendilerinin dünyaya çözüm ve barış yanlısı gösterirken, görüşmelerin gidişatından endişe duyan, geçmişte bakanlık yapan deneyimli bürokratları hatta halen işbaşında bulunan Dış işleri bakanını bile barış ve çözüm istememekle suçluyor.

Kuşkusuz, halkımızın ezici çoğunluğu, barış ve çözüm düşmanlığı suçlamalarının, Rum tarafına açılım safsatası ile verilen ödünlerin göz ardı edilmesi ve tepkilerin yatıştırılması amaçlı çıkışlar olduğunun farkındadır .

'Dünya ile bütünleşmek, uluslararası toplumun parçası olmak, yasal statüye kavuşmak, gibi içi boş, günlük yaşamımızda hiçbir yararı olamayacak soyut kazanımlar uğruna Rum tarafına toprak ödünü verilmesi geri dönüşümsüz büyük bir kayıp olacaktır.

Güney basınında çıkan haritalarda Türk tarafına bırakılacak bölgenin, çok kurnazca belirlendiği, tarıma elverişli olmayan çöl ve dağlık alanlardan oluştuğu göz ardı edilmemeli.

Bu nedenle haklarımızın en iyi bir şekilde korunabilmesi bakımından, Rum görüşmeci heyette olduğu gibi, halkımızın tüm kesimlerinin temsilcileri bulunmalıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.