Ağaçlandırma için uygun zemin hazırlanmalı

Ülkemizin bitki örtüsü fakiri olduğu biliniyor. Ancak, sadece ağaçlandırmanın önemini belirterek, kampanyalar yaparak bitki örtümüzü artırmamız beklenemez.

Bitki örtümüzün artırılabilmesi için, öncelikle ağaçlandırmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.Yaşanan dönemde, vatandaşların kendi tapulu arazilerini ağaçlandırması bile, oldukça risklidir.

Bugüne kadar büyük harcamalarla arazisini ağaçlandıran etrafını da baklavalı tel çit ile koruma altına alan bir çok kişi, sonunda hüsranla karşılaşmaktadır.

Asayişteki yetersizlikler, yasaların uygulanmasındaki umursamazlık ve adaletin olağanüstü geç tecelli etmesinden yararlanan bazı çobanlar, sürülerini ağaçlandırılmış alanlara sokarak zarara uğratmaktadır.

Ayrıca tahıl arazilerinin ekime hazırlanması esnasında, bazı çiftçilerin önlem almadan anızı yakması sonucu, ağaçlandırılmış alanların yanmasına sebep oluyorlar.

Hükümetin özel kişilere ait olan arazilerde avlanma izni vermesi de avcıların, tel çitleri tahrip etmesine ve buralardan sürülerin girip zarar yapmasına zemin hazırlar.

Ayrıca bugüne kadar defalarca yapılan uyarılara karşın, Ormanlarda 15-20000 keçinin başıboş otlatmaya bırakılması, büyük harcamalarla orman dairesi tarafından yeni dikilen fidanların ve kırsal alanlarda özel kişilerin arazilerine diktikleri fidanların bir kısım sürü hayvanlarının saldırısına uğratılması, ülkemizin yeniden ağaçlandırma çalışmalarını en az kuraklık ve yangın kadar tehdit eden çok önemli bir sorundur.

Normal olarak dünyanın hiçbir ülkesinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapanların, keçi ve koyunlarını izinsiz olarak ormanda, yeni ağaçlandırma alanlarında ve özel kişilerin tapulu arazilerinde otlatmaları mümkün değildir.

Geçmişte, ülkemizde de çobanlar sürülerini ormanlarda ve izni olmayan kişilerin arazilerinde otlatamazdı. Aksi halde hareket edenlere Destebanlar anında ceza kesmekteydi. Bugün ise maalesef bazı kimseler keçilerini beslenmek için ormana salıvermekte, bazı kimseler ise sürülerini ovada bulunan ve izni olup olmadığı da dikkate alınmadan başkalarının arazilerinde , bağında , turunçgil bahçesinde ve veya harup-zeytin alanlarında otlatmaktadır.

Halen gelinen noktada, maalesef devletin bütün kurumlarına bulaşan nemelazımcılık, popülizm ve yasaları çiğneyenlerin cezalandırması yerine bilinçlendirme kampanyaları ile doğru yola getirileceği inancının büyük kabul görmesi, her alanda olduğu gibi ağaçlandırma çalışmalarının da başarı oranını önemli derecede olumsuz yönde etkilemektedir.

Bir yandan ülkemizde doğal bitki örtümüz büyük bir pervasızlıkla yok edilmektedir. Kıbrıs'ın simgesi olan harup ve zeytin ağaçları yakacak olarak kullanılmak üzere katledilmektedir.

Öte yandan da, vatandaşlar kırsal alanlardaki arazilere ,davarların zarar yapabileceği düşünülerek ağaç dikmemektedir .

Başıboş otlatma nedeniyle doğa kendi kendini ,bitki örtüsü bakımından yenileyememektedir.

Bütün bu olanlar karşısında yasal işlemlerin yapılmaması, caydırıcılığını yitiren yasaların güncelleştirilmemesi, yürürlükteki yasaları çiğneyerek suç işleyenlerin erken bir zamanda cezalandırılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmaması ve yasaların uygulanmasında aşırı derecede hoşgörülü davranan ve yasaların uygulanmasında gereken titizliği göstermeyen bazı devlet görevlilerinin böyle davranmalarının nedenlerinin ortaya konulup gerekenin yapılmaması ve halkı bilinçlendirmek suretiyle her şeyin yoluna gireceği tezinin ileri sürülmesi gerçekçi bir çözüm yolu olamaz.

Kısaca ağaç varlığımızı normal düzeye çıkarabilmemiz için, hükümet görevlerini yapmalı ve vatandaşların arazilerine ağaç dikebilmesinin önünü açmalıdır.