Kıbrıs'ta barış bozulmamalı

Yayın Tarihi: 15/01/17 09:10
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kim ne derse desin, orta doğunun kan gölüne dönüştürülmesine karşın, Kıbrıs'ta asırlardan beri birbiri ile çatışan iki halk, 1974'den günümüze, Anavatanımız Türkiye sayesinde barış içinde yaşamaktadır.

Hal böyle iken çeşitli nedenlerden dolayı bazı kişi, kuruluş ve siyasetçiler ülkemize barış gelmesini istediklerini ifade ederek, barışı bozmak çabasındalar.

Kuşkusuz insanların kavgadan uzak, uyum, huzur ve işbirliği içinde yani barış içinde yaşamasını istemeyen yoktur.

Ancak son yıllarda maalesef Kıbrıs'ta bazı siyasiler ve bunların güdümünde hareket eden STÖ ile vatandaşlar,Rum ile birleşmemizi sağlayacak herhangi bir anlaşmayı barış olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar.

Bu amaçla Rum tarafının birleşmeye razı dilmesini sağlamak için de, hiçbir karşılık istemeden tüm taleplerinin kabul edilmesini barışseverlik olarak gösteriyorlar.

Ancak Rum tarafının bizimle eşit ortaklığı aklının ucundan bile geçirmediği ve adanın kuzeyini de ele geçirmesine olanak tanıyan bir anlaşma peşinde olduğunu beleklerdeki çocuklar bile biliyor.

Ayrıca 1960 ortaklık yönetiminin, başarılı olamadığı ve iki halkın çatışmasına ve ciddi can ve mal kayıplarına mal olduğu da inkar edilemeyen bir gerçektir.

Yaşanan acı deneyimler nedeniyle iki halkın iç içe yaşamalarının mümkün olmadığı gerçeği dikkate alınarak, kalıcı barış için 1975 Viyana anlaşması ile,nüfus mübadelesi kabul edilmiş ve Türkler kuzeye, Rumlar da güneye yerleşmiştir.

Bütün bunları dikkate almadan sırf Rumlar istedi diyerek, iki halkı yeniden birleştirecek bir çözümün kabulü, felaketimize sebep olacaktır.

Zaten halen dünyada ayni ulustan olan halkların bile ayrılmasına karşın, Kıbrıs'ta dili, dini ve dili, ulusu farklı olan, asırlardan beri bir biri ile kaynaşmayan, sürekli olarak birbiri ile çatışan, iki halkın zorla birleştirilmek istenmesi, iyi niyetli bir tutum değildir.

Halen iki ayrı bölgede barış ve huzur içinde yaşayan iki halkın, yeniden iç içe getirilmesini sağlayacak bir çözümün kabul edilmesini, haklı gösterebilecek hiçbirneden yoktur.

Özellikle, zaman kısıtlaması da olmadan iki halkın çözümden hemen sonra tekrar iç içe getirilmek istenmesi, mevcut barışın bozulmasına sebep olacaktır.

Her koşulda Rum-Yunan çıkarlarından yana olduğu bilinen Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler daimi üyeleri ve Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkarmak isteyen devletlerin, Rum çoğunluğun egemen olacağı birleşik yönetimi desteklemesi yadırganamaz.

Fakat Rum tarafının dayattığı herhangi bir birleşik çözüm planını kabul etmemiz durumunda,anavatanımız Türkiye ile biz Kıbrıs Türklerimağdur olacağız.

Çeşitli nedenlerden dolayı 'hemen barış, çözüm olmazsa yol olacağız' görüşü içinde olanlar, müzakerelerde verilen korkunç ödünlere rağmen,anlaşma yapılmasını istemekte;

Varlığımızı risk altına sokacak bir çözümün kabul edilmemesini savunanları da,barış düşmanlığı ile yaftalayarak susturmaya çalışıyor.Ancak Rumtarafının dayattığı bir çözümün kabulü; göçe, sefalete, acılara, mahkemelerde sürünmemize,çatışmalara zemin hazırlayacak üstelik barış da bozulacak ve bundan herkes etkilenecektir.

Bu nedenle 'barış' diyerek, halen sahip olduğumuz kalıcı barışı bozmak çabasında olanlar, çok geç kalmadan kötü bir çözümde başımıza gelebilecek felaketleri dikkate almalı ve daha sorumlu davranmalı.

Aksi halde, bugünleri tatlı bir anı olarak hatırlayacağız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.