Anavatanın Kıbrıs'ta askeri üssü olmalı

Yayın Tarihi: 18/01/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
1963-74 deneyimi, yazılı güvencelerin; Türk halkının, anlaşmanın ve barışın korunması bakımından etkili olamayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Ayrıca anavatanın Kıbrıs'ta sadece 650 asker bulundurmasının da Rumların olası anlaşmayı bozmasını ve Türkleri katletmesini önleyemeyeceğini fiili olarak kanıtlanmıştır.

Bilindiği gibi 1963 -74 döneminde Yunan ve Rum askerlerinin gerçekleştirdiği saldırılar ve Türkleri katletmesi nedeniyle, Anavatan birçok kez askeri müdahale girişiminde bulundu.

Fakat anlaşmalardaki hakkına rağmen, her seferinde güçlü devletler ve uluslararası kuruluşlar, müdahale ederek bizi kurtarmasını engellemişlerdi.

1963-74 döneminde Rum saldırıları sonucu, karma köylerdeki Türkler daha güvenli yerlere göç etti ve ada çapında Türkler 11 yıl, açık hava hapishaneleri gibi daracık alanlarda ve Rum muhasarası altında, yaşamak zorunda kaldı.

1974'e kadar Rum- ve Yunan ordularının hemen hemen tüm Türk yerleşim birimlerine saldırmasına ve Türkleri katletmesine karşın, Türkiye, askeri müdahalede bulunamadı.

Rum radyosu, sürekli olarak 'bekledim de gelmedi' şarkısını çalarak bizimle alay eder ve moralimizi bozardı.

Rum- Yunan ikilisi 1963-74 dönemindeki saldırılarına rağmen, Türkiye'nin müdahale etmemesinden cesaretlenerek, 1974'de Kıbrıs Yunan Cumhuriyetini ilan etti.

Türkiye'nin tepki göstermesi karşısında, daha önce olduğu gibi, yine batılılar ve uluslararası kuruluşlar müdahaleyi engellemeye çalıştı.

Fakat anavatanda iktidarda Ecevit ve Erbakan gibi cesur ve basiretli devlet adamlarının bulunması, karşı tarafın tüm hesaplarını bozdu.

Anavatan tüm tehdit ve engellemelere rağmen, askeri müdahalede bulunarak Türklerin katledilmesini önledi. Adayı kalıcı barışa kavuşturdu.

Rumların müzakerelerde istedikleri ödünler, olası anlaşmayı egemenliklerini kuzeye yaymak için, sıçrama tahtası olarak kullanmak niyetinde olduğunu gösterir.

Barikatların açılmasından sonra güneye giden birçok Türk'e saldırmaları, henüz bizimle bir arada yaşamaya hazır olmadıklarını gösterir.

Olası çözümden sonra Türk ordusunun ayrılması durumunda, Yunanistan'ın anlaşmalara aykırı olarak Egedeki adalar gibi Kıbrıs'a da askeri yığınak yapmasını kimse engellemeyecek.

Ayrıca, Rum tarafında eski EOKA muadili, ELAM örgütü ve 70 bin milis gücü bulunmasına rağmen Türkleri saldırılara karşı koruyacak TMT gibi bir örgüt yoktur.

Türkiye'ye kâğıt üzerinde askeri müdahale hakkı tanınsa bile, Rumların olası çözümü bozması ve Türklerin katledilmesi karşısında, bu kez bir AB üyesi ülkeye müdahale etmesi, 1963-74 dönemine göre çok daha zor, hatta imkânsız olacak.

Bir kriz durumunda, büyük bir olasılıkla batılı emperyalistler ve Rusya, doğu Akdeniz'deki donanmaları ile, Türkiye'nin müdahalesini engelleyecekler.

Bu somut gerçekler nedeniyle, Anavatan Türkiye'nin ayni İngiltere gibi, Kıbrıs'ta dışa açılabilen askeri üsse sahip olması kaçınılmazdır.

Art niyetleri yoksa, kimsenin Türkiye'nin, Türk bölgesinde üs bulundurmasına karşı çıkmaması gerekir.

Türkiye'nin olası çözümden sonra, adada sadece 650 asker bulundurmayı ve yazılı müdahale hakkına sahip olmayı kabul etmesi durumunda, Rumların olası çözümü bozmasını, Türkleri katletmesini ve Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhak edilmesini, ayni Girit trajedisi gibi uzaktan seyredecek. İskenderun körfezinden de Yunanistan'ın izni ile denize açılabilecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.