Nüfusumuzun sınırlandırılması kabul edilemez

Yayın Tarihi: 29/01/17 08:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kıbrıs'ta 1878'den günümüze, Rum nüfusun artması ve bizim nüfusumuzun azaltılması için, yoğun bilinçli ve çok profesyonelce çalışma yapılmaktadır.

Bu çerçevede İngiliz müstemleke yönetimi döneminde, baskılar sonucu bir çok Türk anavatana göç etmiştir. Öte yandan da birinci ve ikinci dünya savaşlarında, Ege adalarından on binlerce Yunanlı İngilizler tarafından adamıza getirilip yerleştirilmiştir.

Ayrıca İngiliz yönetiminin planlı ve bilinçli uygulamaları sonucu şehirlerden uzakta olan köylere okul açılmaması nedeniyle Türkler, çocuklarını Rum okullarına göndermek zorunda bırakılmış.Köylere imam atanmaması nedeniyle cenazeler papazlar tarafından kaldırılmış ve sonuçta bazı karma köylerdeki Türkler önce dillerini, sonra dinlerini ve daha sonra da Türk kimliklerini kaybederek Rumlaşmıştır.

Ben şahsen görevim esnasında Tapu kayıtlarında ikinci adı Türk ismi olan bir çok Rum bulunduğuna tanık oldum.

1963 yılından sonra ise güneye giden tüm Yunan asıllılara hiç zorluk çıkarılmadan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı veriliyor.

Sonuçta güneydeki yönetim nüfus üstünlüğünü daha da güçlendirmekte, KKTC'deki yetkililer ise, adeta Rum ulusal davasına katkıda bulunmak istercesine mantık dışı ve dayanıksız gerekçelerle veya ideolojik saplantılarla kuzeyli soydaşlarımızın ülkemizde yerleşmesini zorlaştırmakta hatta yerleşenlerin bile kaçmasını sağlamaktadır.

Kıbrıs'ta ki Rum nüfus ile yakınlığı tartışmalı olmasına rağmen, Yunanistan 1821'li yıllardan başlayarak adayı ilhak etmek çabasındadır.

Ancak 1571'de yüz binlerce şehit vererek aldığımız, asırlarca Türk yönetiminde kalan ve Anadolu'nun bir uzantısı olan Kıbrıs buradaki Türk halkı yanında Türkiye için de önemlidir.

Bu bakımdan, Anavatan yetkilileri kuzeydeki Türk nüfusunun artmasını engellemek amacı ile sürdürülen yoğun, profesyonelce kampanyalara seyirci kalmamalı. Hele olası çözümde nüfusumuzun ¼ oranında sınırlanmasına kesinlikle izin vermemeli. Çünkü nüfus oyunları ile Kıbrıs'ın tümünün Yunan egemenliği altına sokulması isteniyor.

Maalesef içimizdeki işbirlikçiler de, adanın kuzeyindeki Türk nüfusun artmasını engellemek isteyen Rum-Yunan-emperyalistlere destek vermektedir.

Oysa, Rumlar sırf nüfus üstünlüklerine dayanarak kuzeyde de hak talebinde bulunduklarına göre, Türk tarafı olarak, bizim de KKTC'deki nüfusumuzu artırmamız ve böylece onların tezlerini zayıflatıp etkisiz duruma getirmemiz gerekir.

Yoksa asayiş veya çeşitli gerekçelerle KKTC'deki nüfusumuzun artmasını engellemek ulusal davamıza yapılabilecek zararların en büyüğü ve en can alıcısıdır.

Hele Kıbrıslılık kimliği altında Rumlarla bütünleşmek beklentisi nedeniyle, kuzeydeki Türk varlığının artmasını engelleyenler, karşı tarafın ulusal davasına hizmet etmektedir.

Hükümetimizin halen ülkemizde yaşayanları bile barındırabilecek durumda olmadığını bu nedenle de başka nüfusun gelmesinin doğru olmayacağını ileri sürenlerin de samimi ve haklı olduğu kabul edilemez.

Çünkü son yıllarda ülkemizden kuzeyli soydaşlarımızın ayrılması ile ortaya çıkan düz işçi boşluğu bizimle hiçbir yakınlığı bulunmayan uzak doğulular ve Afrikalılar tarafından doldurulmuştur. Buna rağmen, halen ülkemizde düz işçi sıkıntısı bulunmaktadır.

Ulusal çıkarlarımıza zarar verilmemesi için hatalı uygulamaların değiştirilmesine katkıda bulunmak, nüfusumuzun artmasını engelleyenleri teşhir etmek ve sorumluları gösteren kanıt bırakmak amacı ile, bu konudaki hatalı tutum değişene kadar konuyu gündeme taşımaya devam edeceğim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.