Kıbrıs'ta nüfus oyunu

1878'de Kıbrıs İngilizlere kiralandığı zaman, taşınmaz malların tümüne yakınının sahibi Vakıflar ve Türkler idi.

İngiliz, uzun vadeli çıkarları bakımından adadaki Türk etkinliğinin ortadan kaldırılması amacı ile, taşınmaz mal ve nüfus üstünlüğünün Rumların eline geçmesi için sinsice uygulamalara başvurmuştu.

1777 de Kıbrıs'taki Türk nüfusun 47,000 Rumların da 35,000 olmasına rağmen (Cyprus census1960),İngiliz döneminde planlı ve çok profesyonelce uygulamalar ile, nüfus dengesi aleyhimize değiştirildi.

İngiliz yönetiminin sinsi baskıları nedeniyle, Türkler kitleler halinde anavatanTürkiye'ye göç etti.

Kıbrıs'ta kalanlar da İngiliz yönetiminin planlı baskıları ve uygulamaları sonucu, ekonomik bakımdan çökertildi.

Ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir çok aile, daha iyi yaşam koşullarına sahip olabileceği umudu ile kızlarını Araplara satmak zorunda kaldı.

1907 yılında '12/1907 sayılı Taşınmaz mal Tescil ve değerlendirme Yasası ile Vakıf ve Türklerin taşınmaz malları, bedava olarak Rumlara verildi ve böylece Türkler fakirleştirildi.

İngiliz yönetimi, bir yandan ekonomik ve çeşitli baskılarla Türkleri göç ettirdi. Öte yandan da Yunanlı göçmenler getirip yerleştirdi.

Birinci ve ikinci Dünya savaşları esnasında, Ege adalarından çok sayıda Yunanlı göçmen adamıza getirildi.1963'den sonra da, güneye gelen Yunanlılara hiç zorluk çıkarılmadan vatandaşlık veriliyor.

Halen AB üyesi olduğu için Yunanistan'dan da her isteyen, güneye yerleşebilmektedir. Böylece Rum kesimi nüfusunu 800 bine çıkardı.

Toplumlararası görüşmelerde Rumların bize karşı en etkili koz olarak nüfus üstünlüklerini kullanmalarına rağmen, Siyasilerimiz hala daha bu konuya gereken önemi vermemektedir.

Rum-emperyalist işbirlikçilerinin sürekli, yoğun ve çok profesyonelce yürüttükleri kampanyalar sonucu, son yıllarda Türkiyeli soydaşlarımıza vatandaşlık verilmesi durduruldu.Halen yasal gerekleri yerine getiren soydaşlarımıza, sudan bahanelerle vatandaşlık verilmiyor.

Ayrıca ülkemizde düz işçi sıkıntısı olacağı dikkate alınmayarak ve ekonomimizin baltalanması pahasına son birkaç yılda yaklaşık 80 bin soydaşımızın baskılarla ülkemizden göç ettirildi.

Toplumlar arası görüşmelerde de Rumların elindeki en güçlü koz olan nüfus üstünlüğünün etkisiz duruma getirilememesi için,koşullar dayatılıyor.

Güneydeki devlet başkanının azınlık olduğumuzu ileri sürerek bizimle siyasi eşitliğe dayalı bir anlaşma yapılamayacağını açıklaması, artık KKTC'deki tüm siyasilerin nüfusun önemini kavramalarını gerektirmektedir.