Barış istismar edilmemesi gereken ulvi bir değerdir

Yayın Tarihi: 11/05/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
KKTC hükümetinin, TPAO ile yaptığı anlaşma ve verdiği izinle Barbaros gemisinin, karasularımızda araştırma yapmasını, engellenmek isteyen Rum tarafına, Mehter marşı ile yanıt verilerek ciddiye alınmadığını gösterilmesinin eleştirilmesi, iyi niyetle bağdaştırılamaz.

Çünkü Rum tarafının saldırgan, gasp edici, tek yanlı eylem ve tutumunu aklamak ve desteklemek demektir.

Her şeyden önce, Kıbrıs adasının etrafındaki denizlerdeki kaynaklar, sadece Rum halkına ait olmayıp, bunlarda Kıbrıs Türk halkının da hakkı vardır.

Ayrıca Rum yönetimi kendi kontrolü altındaki deniz şeridinde sismik araştırma ve sondaj yapmağa kalkıştığına göre, bizim de kendi kara sularımızda benzer çalışmalar yapmamız yadırganamaz.

Aslında çözüm müzakerelerinin sürdürüldüğü bir dönemde, Rum yönetiminin tek yanlı deniz kaynaklarından yararlanmaya kalkışması kabul edilemez.

Çünkü bir yandan bizimle ortaklık kurmak amacı ile görüşme yaparken, öte yandan da tek yanlı girişimlerle, haklarımızı gasp etmeye çalışmaktadır.

Bu nedenle gerçekten ve samimi olarak çözümden ve barıştan yana olan herkesin, Rumların tek yanlı hareketlerine karşı çıkması gerekir.

Batılı emperyalistler ile onların güdümündeki BM ve AB'nin, amaçlarının Girit senaryosu ile, Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkarmak ve Yunanistan'a bağlamak olduğu inkar edilemeyen bir gerçektir .Bu nedenle Girit'te olduğu gibi Türk ordusunun ayrılmasını sağlamaya çalışıyorlar.

Kişisel görüşüme göre içimizdeki bazı kişiler de, maalesef misyonları gereği, maddi çıkar ve beklentileri, ideolojik saplantıları nedeniyle, bilinçli olarak, adanın tümüyle Yunanistan'a bağlanmak istendiği gerçeğini görmezlikten geliyorlar.

İşte bu nedenle de Rumların tek yanlı eylemlerine tepki göstermiyorlar, öte yandan bizim haklarımıza sahip çıkılmasını barış kışkırtıcılığı olarak gösteriyorlar.

KKTC'de bazı kişilerin Mehter marşı çalınmasını bahane ederek ve barış safsatası ile Rum yönetimini aklamaya çalışması, ibret verici olması yanında, amaçlarının bizi azınlık durumuna düşürmek olduğu kuşkularını güçlendirmiyor mu?

Müzakerelerin sürdürüldüğü dönemde Rum yönetiminin tek yanlı olarak doğal gaz ihalesine çıkmasına ses çıkarmayan kişilerin, bizim de kara sularımızda benzer faaliyetlerde bulunmamızı eleştirmeleri, Rum çıkarlarını savunmak anlamında değil mi?

Kara sularımızda seyreden Barbaros gemisine ayrılması için telsiz ile uyaran Rum tarafını eleştirmek yerine, bu haksız tutumunu ciddiye almadığını göstermek amacı ile, Mehter marşı ile cevap veren Barbaros gemisi yetkililerini eleştirenler acaba , özür dileyip KKTC karasularını terk etmesini mi isterdi?

Bizimle birleşmeye razı olmasını sağlamak amacı ile, Rum yetkililerinin çıkarlarımızı gasp etmesine ve aleyhimize yaptığı tüm faaliyetlere ses çıkarmamak, her türlü taleplerine boyun eğmek barışseverlik olmayıp , teslimiyetçilik değil mi?

Haklarımızı gasp etmeye kalkışan Rum tarafı ile, haklarımızı korumaya çalışan anavatan Türkiye'nin, ayni kefeye konulması ve orta lafı ile tüm ilgililerin barışa katkıda bulunmalarının istenmesi, haksızca, Rum'u aklayan ve destekleyen bir tutum olmaz mı?

KKTC'deki tüm siyasiler ile devlet yetkilileri öncelikle Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını korumakla yükümlü değil mi?

Kendi halkının çıkarlarını baltalayanları, tarih mutlaka hak ettikleri hanesine kaydeder.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.