Et kaçakçılığı ve çıkış yolları

Yayın Tarihi: 28/06/17 15:08
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

1980'li yıllarda, yerel talebin üzerinde olduğu için, ülkemizden 25 bin küçük baş ve 10 bin büyük baş hayvan ihracatı yapıldığını hatırlarım. Aradan geçen yıllarda devletin üreticilere desteğinin azalmadığı aksine arttığı da, inkar edilemeyen bir gerçektir.

Halen, ülkemizde et fiyatları güneye göre yaklaşık 2 kat daha pahalı olduğuna göre, ortada bir sorun olduğu kabul edilmeli.

Et temel gıda maddesi olduğuna göre, hükümet et fiyatlarının aşırı yüksek olmasına kısa ve uzun vadeli çareler bulmalı.

Halen güneyden kuzeye gayri resmi, denetimsiz ve sağlıksız koşullarda et ithalatı yapılıyor. Bu nedenle hükümet, kısa vadeli çözüm olarak et fiyatının makul düzeye çekilebilmesi için, resmen et ithalatına izin vermeli;

Uzun vadeli çözüm olarak da, hayvancılık politikasını gözden geçirmeli, üretimin zamana ve talebe göre yeniden şekillendirilmesini sağlamalı.

Gerçeği belirtmek gerekirse hayvancılık, tarımın en zor ve riskli dalıdır. Bunun yanında kurak iklim koşullarımız nedeniyle, ülkemiz otlak bakımından da çok yetersizdir.

Yıl boyunca meralarda otlatma olanağı bulunan yağışlı ülkelere göre, kurak ülkemizde, hayvan üretim giderleri çok daha yüksektir.

Zaten bu nedenle devlet, eskiden beri hayvan üreticilerine indirimli fiyattan yem tedariki, doğrudan destek gibi maddi yardımlar sağlamaktadır.

Ayrıca diğer tarımsal ürünlerden farklı olarak, üreticinin ürettiği tüm sütü de alıp bedelini ödemektedir.

Kişisel görüşüme göre hükümet uzun vadeli çözüm olarak, çeşitli destek ve teşvik edici yöntemler ile hayvancılıkta besiciliği ön plana çıkarmağa çalışmalı.

Bu amaçla, hayvan üreticilerine devlet yardımları belirlenecek yeni kural ve koşullara göre verilmeli.

Hayvan yetiştiriciliği yapanların, hayvanlarının gereksinimi için yem bitkisi yetiştirmesi ve otlak oluşturması teşvik edilmeli.

Hiç yem bitkisi yetiştirmeyen, merası olmayan ve hazır yem satın alıp hayvanlarını başkalarının arazilerinde otlatanlara, kesinlikle devlet yardımı verilmemeli.

Geçmişte devlet yem üretimini teşvik için, küçük baş hayvan başına 2.5 dönüm, büyükbaş hayvan başına da 10 dön. yem bitkisi yetiştirenlere para yardımı yapardı.

Yem üretiminin teşviki bakımından, hükümet tuzlu ve arıtıldıktan sonra kanalizasyon sularının, yem bitkisi yetiştiriciliğinde kullanılması için gerekli organizasyonları yapmalıdır.

Hayvanlarını ormana salıveren, bakımlarını yapmayan ve zamanında oğlakları toplayıp pazarlayan kişilere devlet yardımı ödenmesi, ülkenin genel çıkarlarına aykırıdır.

Çünkü hayvan üreticilerinin elde ettiği gelir, ormanlara yapılan zarar ve tahribat yanında devede kulak kadar küçüktür.

Modern çağımızda sürü hayvancılığı yapılması ve devletin de çeşitli yardımlar ile bunu desteklemesi, ülkemizin genel çıkarlarına aykırıdır.

Çünkü sürü hayvancılığı, doğanın kendi kendini yenilemesini engellemektedir. Ayrıca

Vatandaşlar kırsal alanlardaki arazilerini ağaçlandıramamaktadır.

Hele su ve elektrik bulunmayan derme çatma barakalarda, hayvancılık yapılması, sağlıklı ürün elde edilememesi ve kazançlı olmaması nedeniyle artık desteklenmemeli.

Kazançlı hayvancılık yapılabilmesi için önce elverişli barınaklar(ağıl) yapılmalı, üretici hayvanlarının yem ihtiyacını yetiştirmeli ve kendi merasını tesis etmeli. Hükümet destekleri de sadece belirlenecek kıstaslara göre yetiştiricilik yapanlara verilmeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.