Karşı tarafın amacı adanın kuzeyini de ele geçirmektir

Yayın Tarihi: 23/07/17 13:46
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Türk tarafını temsil edenlerin, masada yaklaşık yarım asır oyalanmamız tezgahına boyun eğmesinin, tarihe ibret verici bir hata olarak kaydedileceği görüşündeyim.

Son Crans Montana konferansında, Rum-Yunan ikilisinin gerçek niyetinin, Türk askerinden kurtulmak ve adayı ilhak etmek olduğu açık bir şekilde ortaya konulmuştur.

Bu durumda, artık sorunun çözümü için, yaşanan deneyimler dikkate alınmalı ve BM kriterleri çerçevesinde, birleşmeye dönük bir anlaşma yapılamayacağı kabul edilmeli.

Zaten 1878'den günümüze yaşanan deneyimler, Kıbrıs'ta yaşayan iki halkın, ortaklık kuramayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur.

1974'den sonra iki halkın barış ve huzur içinde yaşaması, iki kesimliliğin ,daha iyi olduğunu kanıtlamıştır.

Bu gerçeğe rağmen, müzakerelerde ısrarla iki halkın yeniden birleştirilmek istenmesi, iyi niyetli olmaması bir yana, her iki halkın zararınadır.

Yaklaşık, yarım asırdan beri sürdürülen toplumlar arası müzakerelerde, sorunun tartışılmayan bir yanı kalmamıştır.

Ancak, Rum-Yunan ikilisi, Megalo İdea'nin hedeflerinden biri olan ENOSİS'i gerçekleştirmek amacında olduğu için, bir anlaşma yapılması mümkün olmamıştır.

Rum-Yunan ikilisi ile onu destekleyenlerin çözüm için Türk ordusunun ayrılmasını istemeleri, Girit senaryosu ile Kıbrıs'ın da elimizden alınmasının amaçlandığını gösterir.

Bilindiği gibi şimdi Kıbrıs müzakerelerinde olduğu gibi, Girit sorununda da Türk ordusunun ayrılması sağlandı ve ondan sonra da oradaki Türk varlığı yok edildi ve ada Yunanistan'a bağlandı.

Tarihi gerçekler ve Rum-Yunan ikilisinin gizlemek gereği bile duymadıkları amaçlarının bilinmesine karşın, yabancıları memnun etmek için garanti anlaşmasının ve Türk ordusunun ayrılmasının tartışılması bile, yapılabilecek hataların en büyüğüdür.

Bundan sonra çözüm seçeneği olarak başarılı olmadığı kanıtlanan ortaklık ve birleşme yerine, yan yana iki komşu devlet olarak yaşayacağımız çözüm modelini savunmalıyız.

Birleşme şekli olarak da iki halkın iç içe getirilmesi değil, iki egemen taraf olarak Avrupa Birliği çatısı altında birleşmek kabul edilmelidir .

Crans Montana konferansının başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, Rum-Yunan ikilisi ile her koşulda onların yanında olduğu bilinen emperyalist ülkeler ile güdümlerindeki kuruluşların, toplumlar arası müzakerelerin sürdürülmesini istemesi, Kıbrıs Türk halkına karşı düşmanca ve haksızca bir davranıştır .

Çünkü amaçlarının bizi masada oyalayıp ambargolarla dize getirmek ve içimizdeki işbirlikçilerinin desteği ile kaleyi içerden çökerterek teslim olmamızı sağlamak olduğunu beleklerdeki çocuklar bile biliyor.

KKTC'de statükodan beslenenlerin de, Rumların bizi masada oyalamak tezgahını desteklemesi, gerçek amaçlarının çözüm değil her koşulda Rum ile birleşmek olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu durumda Türk tarafı olarak, müzakerelere, 2 devletli çözüm seçeneğini görüşmek şartı ile katılabileceğimizi açıklamalıyız.

Ayrıca KKTC'de Rum-Yunan ulusal davasına açık bir şekilde hizmet edenler, anavatan düşmanlığı yaparak bizi korumasız bırakmak isteyenler ve devletimizi yıkmak için amansız mücadele içinde olanlar hakkında yasal işlem yapılmalı ve kalenin içten çökertilmesi faaliyetlerine son verilmeli .

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.