KKTC'de Rum tezlerinin savunulması ciddi bir sorundur

Yayın Tarihi: 30/07/17 09:13
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Son zamanlarda bazı kişi, kuruluş hatta siyasi partilerin, Rum ulusal tezlerini destekleyici tutum içinde olması, üzerinde durulması gereken çok önemli bir sorundur.

Geçmişten günümüze Rum-Yunan ikilisi olağanüstü propaganda ve kampanyaları sayesinde, saldırganlıklarını ve suçlarını ört bas ederek, mağdur pozisyonuna bürünmekte ve uluslar arası kuruluşlar ile batılı emperyalistlerin desteğini kazanmaktadırlar.

Kuşkusuz batılı emperyalistlerin, haçlı seferleri zihniyetinden ve Türk düşmanlığından kurtulamaması nedeniyle, her koşulda Rum –Yunan ikilisinin desteklenmesinde, önemli rolü olduğu inkar edilemeyen bir gerçektir.

1963 olaylarını Rum tarafın başlattığı ve 11 yıl Türk halkı olarak bizim büyük acılar çektiğimiz, inkar edilemeyen bir gerçektir.

15 Temmuz1974'de Rum- Yunan ikilisinin Kıbrıs Elen Cumhuriyetini ilan etmesi ve Türklere soykırım uygulaması nedeniyle, Anavatanın anlaşmalardan kaynaklanan hakkını kullanarak bizi kurtarmak amacı ile müdahale etmek zorunda bırakıldığı da biliniyor.

1974'de Türkiye müdahale etmeseydi, Kıbrıs Türkleri ayni Girit'te olduğu gibi katledilecek geriye kalanlar da göç ettirilecekti.

İşte bu gerçek nedeniyle bazı gençlerin cumhurbaşkanlığındaki 20 temmuz kutlamalarında, eylem yapması ve barış harekatı aleyhinde slogan atmasının, demokratik hak olarak geçiştirilemeyeceği görüşündeyim.

Bu olay Kıbrıs'ta geçmişten günümüze saldırgan ve çatışmaları başlatan taraf olduklarının bilinmesine karşın, Rumların KKTC'deki bazı kişi, kuruluş ve siyasilerin bile Rum ulusal tezlerinin savunuculuğunu yapmasını sağlayabilmeleri, propaganda ve beyin yıkama faaliyetlerinde ne denli başarılı olduklarını gösterir.

20 temmuz kutlamasında Anavatan yetkililerinin gözü önünde Kıbrıs Türk halkının imajına gölge düşüren eylem yapılması, öncelikle bizim haklı davamızı yeni nesle bile anlatmadığımızı ve benimsettirmediğimizi ortaya koymaktadır.

Bu üzücü eylem, Rum tarafında aile ocağından başlanarak, okullarda, kilisede, askeri kışlalarda gençlere ulusal davalarının benimsettirilmesine karşın; bizim bazı Solcu - ilerici(!) ve Ulusalcı-demokrat(!) siyasilerimizin, Ulusal kurtuluş mücadelemizin gençlerimize öğretilmesini faşistlik, çözüm düşmanlığı kabul etmesinin ve göstermesinin doğal bir sonucudur.

Bir çok kişi gibi ben de bu eylemin 5-6 gencin kararı ile ve tesadüfi olarak yapılmadığı, örgütlü, bilinçli ve birilerine mesaj amacı ile düzenlendiği görüşündeyim.

Böyle eylemler, KKTC'de demokratik hakların ne denli yanlış yorumlandığını ortaya koymaktadır. Çünkü dünyanın en gelişmiş demokrasisine sahip ülkelerinde bile, ulusal davanın baltalanması ve karşı tarafın tezleri ile ulusal davasının desteklenmesi demokratik hak kabul edilmez. Aksine en ağır suç kabul edilir.

Sonuç olarak böyle eylemler, demokratik hak olarak geçiştirmemeli, ciddi bir şekilde değerlendirilmeli, Rum propaganda ve beyin yıkama kampanyalarının etkisi altında kalmaması için, gençlerimize Rumların geçmişten günümüze bize yaptıklarını gizlememeliyiz.

Rum ve Yunanlı yetkililer, amaçlarının Türk ordusundan kurtulmak ve KKTC topraklarını da ele geçirmek olduğunu gizlemek gereği bile duymuyor.

Bu gerçeklere rağmen KKTC'de bazı kişi, kuruluş ve siyasi partilerin Rum tezlerini savunması, demokratik hak ve iyi niyetli bir tutum olarak kabul edilemez.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.