Suyun denize akıtılmasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz

Yayın Tarihi: 02/08/17 11:58
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Küresel iklim bozulması nedeniyle çölleşmekte olan ve su kıtlığı çekilen ülkemizde, suyun denize akıtılması, hiçbir gerekçe ile haklı gösterilemez.

Bu nedenle kişisel görüşüme göre, suyun kullanılmaması ve denize akıtılmasının nedenleri ile sorumluları saptanmalı, teşhir edilmeli, hatta ülke çıkarlarına zarar verdikleri için yargılanmalıdır.

Çünkü anavatandan getirilen suyun denize akıtılması ve ihtiyacı olan yerlere verilememesi, yakın geçmişte seçilmişlerin ihmali, hatası , ideolojik saplantıları, popülist ve sorumsuzca tutumlarından kaynaklanmaktadır.

Kuşkusuz zamanında protokolün uygulanmasını ve gerekli adımların atılmasını engelleyen Belediyeler Birliğinin de bu olumsuz durumdaki payı unutulamaz.

Bilindiği gibi, 4 aralık 2012'de TC- KKTC Ekonomik ve mali İşbirliği Protokolünde kabul edildiği şekilde suyun, dağıtılması ve bu bağlamda gerekli yatırımların yapılabilmesi için, 'Yap İşlet Devret' modeli ile hizmete sokulması kabul edilmiştir.

Buna rağmen ilgili yöneticiler, suyun işletilmesine dönük protokolde belirtilen gerekli işlemleri yapmadılar.

Suyun işletilmesi ve kullanılabilmesi için gerekli maddi olanağa ve bilgi ile deneyime sahip olmadığımız biliniyordu. Zaten gelen suyun büyük bir kısmının halen denize akması, bu görüşü haklı çıkarmıştır.

Yetkililerin yakın geçmişteki açıklamalarına göre, 472 km. dağıtım şebekesinin elden geçirilip yenilenmesi ve kayıplar ile kaçakların önlenmesi için de yaklaşık 600 milyon TL tutarında paraya ihtiyaç vardır. Ayrıca pompalama istasyonları ve arıtma tesisleri için de önemli yatırım yapılması gerekir.

Ancak suyun yönetilmesi ve vatandaşların kullanımına sürülebilmesi için, devletimiz gerekli olan yatırımı yapabilecek maddi güce sahip değildir.

Belediyelerin ise, genellikle topladıkları vergilerle, personeli bile zorlanarak ödeyebildiği, çağdaş hizmet sunmadığı ve yatırım yapabilecek güce sahip olmadığı biliniyor.

Ayrıca, ülkemizde mevcut 15 Akiferin tümüne yakınının , aşırı ve sorumsuzca çekim nedeniyle kuruyup tuzlanması ve asırlar boyunca akan Lapta ve Değirmenlik pınarlarının kurutulması, KKTC hükümetlerinin su yönetiminde başarısız olduğunu kanıtlamaktadır.

Öte yandan, olası çözümden sonra ada çapındaki su kaynaklarının yönetiminin Rum'ların dominant olacağı merkezi federal kuruluşta olmasını ve tek egemenlik ilkesini kabul eden malum siyasiler ile bunları destekleyenlerin, suyun özel şirket tarafından işletilmesinin öngörülmesini , 'egemenliğimizin elimizden alınması' ve 'suyumuzun peşkeş çekileceği' safsatası ile, engellemesi ve anavatana karşı karalama kampanyası yürütmesi, sonuçta bize sağlanan sudan vatandaşlarımızın yararlanamamasına sebep olmuştur.

Aslında suyun denize akıtılması en zahmetsiz, kolay, fakat en olumsuz bir seçenektir. Bunun yerine, hiç olmazsa gerekli nakil boru sistemi tamamlanana kadar, geçici kanallar açılarak suyun yeraltına sızması sağlanmalı .

Halkımızın daha fazla mağdur olmaması için, sistemin kurulup çalıştırılması ve belirli bir süre sonra da bize devredilmesi için, acilen 'Yap İşlet Devret' yöntemine başvurulmalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.