Rum tarafı neden çözümden kaçıyor?

Yayın Tarihi: 09/08/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Son Crans Montana'da Rum Yunan-emperyalist üçlüsü, ENOSİS'e zemin hazırlayacağı aşikâr olan korkunç ödünler aldıkları halde, acaba neden anlaşma yapılmasını istemediler?

Kuşkusuz Rum- emperyalistlerin hoşuna gidecek şekilde hareket etmeyi, dünya dilinden konuşmak, ilericilik, çözümden yana barışseverlik hatta solculuk olarak yutturmağa çalışan, statükonun değişmesinden ödü koptuğu için masada oyalanmamızı isteyen, tek çözüm seçeneğinin birleşmek olduğu görüşüne takılıp kalan kişilerin, bu sorunun yanıtı üzerinde fikir yorması beklenemez.

Ancak hiç olmazsa Türk tarafının haklarını önemseyenler, Rumların bu tutumunu iyice düşünüp değerlendirmesi gerektiği görüşündeyim.

Kişisel görüşüme göre Rum-Yunan tarafı, aldığı korkunç ödünler nedeniyle, olası referandumda Türk halkının ezici çoğunluğunun hayır diyeceğini düşünerek, Crans Montana'da anlaşmaya yanaşmadı.

İkinci defa yapılacak referandumdan da sonuç alınamaması durumunda, artık bizi masada oyalayamayacak ve başarılı olmayan birleşmek dışındaki başka çözüm seçenekleri gündeme gelecekti.

İşte bu nedenle, Rum tarafı aldığı tavizlere rağmen anlaşmak yerine, içimizdeki işbirlikçilerin desteği ile KKTC'yi içerden yıkabileceği umudu ile müzakere masasında zaman kazanmak istemektedir.

KKTC'de bir yandan bazı siyasilerin Rumların müzakere masasında bizi oyalamak ve zaman kazanmak tezgâhını desteklemesi, öte yandan da bazı kişi ve kuruluşların artık çok cüretkar bir şekilde Rum tezlerini savunması, içerden çökertilebileceğimiz görüşünü güçlendiriyor.

Hele içimizde bazı kişilerin gençlerin dilinden, dininden ulusal kimliğinden koparılması ve kimliksizleştirilerek Kıbrıslılık kimliğinin benimsettirilmesi kampanyaları, Rum'un kaleyi içerden çökertebileceği beklentisini güçlendiriyor

İşte öğrencilerin Çanakkale ziyaretlerine orantısız tepki gösterilmesinin nedeni, gençlerin kökünden, anavatanından koparılması amacı ile yıllardan beri pervasızca sürdürülen faaliyetlerin, çökertileceği korkusundandır.

Son zamanlarda medya ve sosyal paylaşım sitelerinde bazı kişilerin çekinmeden Rum tezlerini savunması, KKTC'de kalenin içerden yıkılmak istenildiği görüşünü doğrulamaktadır.

Kuşkusuz Rum yönetimi başkanının Kıbrıs Türkünün anavatan ile göbek bağının koparılmasından söz etmesinden sonra, içimizdeki işbirlikçilerinin de bu konudaki faaliyetlerini yoğunlaştırmaları, eylem ve açıklamaları ile desteklemeleri tesadüfî olamaz.

Öte yandan ulusalcı görünerek halktan oy alanlar, ülkeyi kötü yöneterek halkımızı devletinden soğutmaktadır.

Halkı rahatsız eden hiçbir soruna çare bulmak zahmetinde bulunmuyorlar. Halkın şikâyetleri karşısındaki umursamazlık, hukuksuzluklar, haksızlıklar, hak bulmaktaki sıkıntılar, her alandaki başıbozukluklar, plansızlıklar ve partizanlıklar halkı bıktırarak devletinden soğutmaktadır.

Ülkenin kötü yönetilmesi, bazı kişilerin, bundan daha kötüsünün olamayacağını düşünmesine sebep oluyor. Bu durum da, kaleyi içerden çökertmek amacında yoğun çaba içinde olan içimizdeki Rum işbirlikçilerinin işini kolaylaştırmaktadır.

Oysa Rumlar niyetlerinin bizi azınlık olarak kendi yönetimlerine katmak olduğunu gizlemek gereği bile duymuyor. Ancak Rumların dayattığı çözüm seçeneğine boyun eğmemiz durumunda, Girit'teki soydaşlarımızın kaderini paylaşacağız ve halen KKTC'yi içerden yıkmak kampanyalarını yürütenler ile kötü yönetenler de zarara uğrayacaktır. Bu nedenle geç kalınmadan herkes sorumluluk duygusu içinde hareket etmeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.