Hükümet gürültü sorununu çözmeli

Sosyal medyada bir çok vatandaşlarımızın gürültü sorunundan şikayet etmesine karşın, iktidarın anlaşılması zor bir umursamazlıkla konuya el atmamakta ısrar etmesi, gözden düşmesine sebep olmaktadır.

Teknolojik gelişmelerle birlikte; karada, denizde, havada, suda ve toprakta ortaya çıkan kirliğe ek olarak, gürültü de insanların sağlığını ve rahatını tehdit ediyor.

Gelişmiş ülkelerde, önemli çevre sorunu kabul edilen gürültü kirliliğini, ülkemizdeki yöneticiler önemsememektedir. Böylece İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen sesler olarak tanımlanan gürültü kirliliği, her geçe gün halkımızı daha çok rahatsız edecek boyutlara ulaşmaktadır.

Ülkemizde genellikle disko, düğün, sünnet gibi törenlerde, gürültü yoğunluğu oldukça yüksek ve rahatsız edici boyutlardadır. Ayrıca kentlerde, gürültüyü artıran sebeplerin başında trafik, evlerde radyo televizyon ve müzik aletlerinin yüksek sesle kullanılması, inşaatlarda zamansız yapılan işler gelir.

Hastane ve polikliniklerde bile bağırarak konuşulması, çocukların koşuşturması, hem çalışanları, hem de hastaları perişan etmektedir.

Ayrıca, Tapu ve içişleri gibi devlet kuruluşlarında da, artık gürültü kirliliği, herkesi isyan ettirmektedir. Buna rağmen ilgililer devlet kuruluşlarında bağırarak gürültü kirliliği yapanlara ses çıkarmıyor.

Oysa iş takibi veya tedavi amacı ile devlet kuruluşları ile polikliniklere giden kişilerin, gürültü yapmasına müsamaha gösterilmemeli. İlgililer böyle uygunsuz davrananları uyarmaları ve gürültü yapmaya devam etmeleri halinde dışarı çıkmalarını istemelidir.

Gürültü kirliliği, insan sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, iş verimini azaltmakta, strese sebep olmakta, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmaktadır. Ayrıca, sükuneti bozarak çevrenin hoşluğunu yok eden bir kirliliktir. Bu nedenle, tüm kalkınmış ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de vatandaşların sağlık ve rahatlarının korunması amacı ile, gürültünün önlenmesi için yasalar mevcuttur.

Düğün, gazino ve diskolarda misafirler ile müşterilerin eğlendirilmesi amacı ile icra edilen müziğin, kilometrelerce uzaktan duyulacak şiddette olmasının gereği ve anlamı yoktur.

Aslında, KKTC'de halen yürürlükte olan 'Çevre Yasası'nın 17(1). Maddesine göre, kişilerin huzur ve sükununu veya ruh sağlığını bozacak şekilde gürültü yapılaması yasaktır. 17(2).maddesine göre, herhangi bir umumi yerde Kaymakamlıktan izin almaksızın hoparlör, amplifikatör veya başka bir ses yükseltici cihaz kullanılamayacağı belirtilmektedir.

17(4). Maddesinde ise, Kaymakamlığın ses yükseltici cihaz kullanımı izni verirken, diskoteklerin konumları, bölge sakinlerinin nasıl etkileneceği ve diğer koşulları dikkate aldığı ifade edilmektedir. Ayni yasanın 36(2). Maddesinde ise, 17. madde kurallarına aykırı hareket edenlerin suç işlemiş olacakları ve mahkumiyetleri halinde asgari ücretin iki katı miktarına kadar para cezası veya 3 aya kadar hapis cezasına veya her ikisine birden çarptırılabileceği belirtilmektedir. Görüldüğü gibi gürültü kirliliğini önleyici yasa bulunmasına karşın ilgililer tarafından uygulanmıyor.

Yasal zorunluluk yanında, gürültü çıkararak başkalarını rahatsız etmek, sağlıksız bir davranış ve kültür noksanlığıdır. Bu nedenle, yasaların titizlikle uygulanması ile, herkesin; iş yerinde, evinde, tatil yerlerinde, piknik alanlarında ve günlük yaşamında, başkalarının beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde aşırı gürültü yapmaması, huzurunu bozacak davranışlardan kaçınması ve başkalarının haklarına saygılı olması sağlanmalıdır .İstenmesi halinde gürültü sorununun derhal çözümü mümkündür. Aksi halde yasalar uygulanmaz ve herkes başkalarını rahatsız etmesi önlenmez ise, ülkemiz yaşanamayacak duruma sokulur.