Kıbrıs Türkü'nü değil, yönetenleri yargılayın!

Yayın Tarihi: 15/12/10 07:18
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Son iki gündür bu sayfada yazdıklarımız ülkede önemli bir gündem maddesi yaratırken, Türkiye basınından da çok sayıda meslektaş konuyla ilgilendi ve bizden bilgi istedi.

Ayrıca gelen yorumların eziciği bir çoğunluğu yazdıklarımıza hak verip, destek beyan ederken, tabi ki az sayıda da olsa bazı okurlar Müsteşar Halil İbrahim Akça'nın sözlerine büyük tepki gösterdiler.

Bize yapılan yorumların en dikkat çekici yanı ise bu yazıların yeni bir mücadelenin başlangıç noktası olarak görülmesiydi.

Herkes bu tür konuları gündeme getirmemizden dolayı bizi cesaretli yayın yapmakla kutladı...

İşte burasını pek anlayamadık doğrusu!

Ortada yanlış bir eylem, yanlış bir söylem varsa bunu dile getirmek için bir yazar niçin cesaretli olmalıydı ki?

***

Gelen tüm olumlu ve olumsuz eleştirilerin ortak noktasını ise eğer ortada cezalandırılacak bir kesim varsa bunun Kıbrıs Türkü değil ama siyasetçileri olduğuydu.

Bu arada Halil İbrahim Akça'nın 'bunları siz seçtiniz bedelini de siz ödeyeceksiniz' şeklindeki sözlerini de benimsememiz mümkün değildir.

Evet belki doğrudur, bunları biz seçtik ama bunlara Türkiye'den gelen kaynakları partizanca ve popülist bir şekilde dağıtmalarına biz göz yummadık.

Gelmiş geçmiş hükümetler, yanlışa yanlış ekleyerek, sistemin çökmesinin, iflas etmesinin baş sorumlusudurlar.

Şunu da unutmamak gerekir ki, Kıbrıs Türk seçmeni her seçimde ne kadar yanlış insanı seçmişse de, yine her dönemde Türkiye'nin gelmiş geçmiş hükümet ve muhalefet partileri de burada bazı parti ve adaylarına destek vermişler, bunun için tüm kaynaklarını seferber etmişlerdir.

Yani, eğer gerçekten Kıbrıs Türkünün bunda bir suçu varsa, Türkiye siyasetinin de suçu en az onun kadardır.

***

Ne acıdır ki, yıllardan beridir yapılan tüm hatalar şimdi de devam etmektedir.
Hükümet önlem olsun diye insanımızın canını acıtır, kesintilerle refah seviyesini düşürüken, yani bir ekonomik seferberlik başlatmışken devlet olanaklarının yüzsüzce heba edilmesine devam edilmektedir.

Bilindiği üzere halkımızın RHA araçların özel işlerde kullanmasına tepkisi büyüktür.

Nerde özel iş için kulanılan bir RHA araç görülse bunu görenler anında bize ihbar etmekte ve gazetede yayınlamamazı istemektedir.

Ama ne yazıktır ki devleti sömürmeyi adet haline getirenler, bunun da bir yolunu bularak sırf halktan tepki görmesinler diye şimdi de RHA plakalı araçları sivil plakalara çevirmekte ve yine özel işlerinde kullanmaktadırlar.

Buna son örnek bir okuyucumuzun bize ihbar ettiği Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi'nin RHA araçlarından bir tanesidir.

Bu araç halkın tepkisinden kaçınmak için LE 279 nolu sivil plaka takıp, yine 24 saat devletin emrinde değil, dairenin yetkililerinin özel işlerinde kullanılmaktadır.

Ve çok ciddi tedbirler alınmadıkça da böyle olmaya devam edecektir.

Bu yüzden ülke yanlış ekonomik palitikalarla yönetildi diye bunun acısını vatandaştan çıkarmaya çalışmak kadar yanlış bir başka politika olamaz!

Hıdıroğlu'nun açıklaması

'Sayın; Levent Özadam

13 Aralık 2010 tarihli Havadis Gazetesi'nin 10. sayfasındaki Mesaj
Kutusu Köşesinde yer alan Sayın Cumhurbaşkanının eşi Sayın Meral
Eroğlu'nun 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle 18 Yaş Üstü
Engelli Rehabilitasyon Merkezine devam eden gençlerimize sunmuş olduğu
armağanlarla ilgili görüşlerinize bir açıklama yapma gereği duyulmuştur. Şöyle ki;

3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın
Meral Eroğlu kurumu ziyaret edeceklerini bizlere bildirmişlerdi. Yine
ziyaret esnasında gençlere gün dolayısıyle hediyeler verileceğini
bizlerden sayı ve onları ne tür hediyelerin mutlu edeceği sorulmuştur.

Müdürlük olarak kurum sorumlusu ile istişare edilmiş ve çocukların
elektronik aygıtlara karşı büyük ilgi duyduklarını ve ipod alınırsa
mutlu olacaklarının söylenmesi üzerine Cumhurbaşkanının eşi Sayın
Meral Eroğlu'na bu doğrultuda bilgi verilmiştir.

Engelli gençlerimiz 3 Aralık günü dağıtılan hediyelerden oldukça mutlu olmuşlardır. Merkezimize devam eden engelli gençlerimizin hepsi eğitilebilir
düzeyde olup temel amacımız onların bireysel farklılıkları ve
yetenekleri gözönünde tutularak uygun rehabilitasyon programları ile
sosyal yaşama katılımlarını sağlamaktır.

Bu nedenle uygulanan programlar engelli gençlerimiz ve eğitmenleri ile birlikte yürütülmektedir. Merkezde hizmet verilen atölyelerden bir tanesi de
Bilgisayar eğitim atölyesidir. Bu atölyede de engelli gençlerimiz
eğitmenlerinin eşliğinde bilgisayar kullanımından, kendi becerileri
doğrultusunda bilgisayar destekli her türlü aktiviteyi yapmaktadırlar.

Ayrıca yazınızda işitme engelli gençlerimizin ipod'u nasıl kullanabilecekleri de sorgulanmaktadır. Merkeze devam eden işitme engelli gençlerimizin biri orta derecede ikiside hafif derecede işitme engellidir. Söz konusu bu elektronik aletler sadece müzik çalmıyor, ayni zamanda çeşitli bilgisayar oyunlarının oynandığı, hatta kısa film gösterisi izleyebilme özelliğine sahiptirler.

Eğitmenlerinin vermiş olduğu bilgi ışığında işitme engelli gençlerimizinde diğer engelli gençlerimiz gibi ipodları çok rahat kullandıkları onların el motor
becerilerinin gelişmesinde oldukça faydalı olduğu bilgisi tarafımıza verilmiştir. Durum saygı ile bilgilerinize getirilir.'

Cansel HIDIROĞLU
Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü

Prof.Dr. Mustafa

CAMGÖZ

10

Kanser hastalığının önlenmesindeki başarılı çalışmalarından dolayı

Kemal DÜRÜST

Turizm Bakanı

9

Türkiye kamuoyunu büyüleyen Türkan Kürşad'a sahip çıkıp kendisini ve ailesini onore ettiği için

İskele Belediyesi

8

Rahatsızlık geçiren bir esnaf yararına yaptığı yardım etkinliğinden dolayı

Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi

1

Daireye bağlı resmi araçlara sivil plaka takarak keyfi işlerde kullanmaya devam ettiği için

Mehmet SOLKANAT

Lefke Teknik Direktörü

1

Bir spor yazarımızı yazdıklarından dolayı tehdit ettiği için

Başarılı psikiyatrist

Adam bara gider bir kadeh içki ister. Barmen içkiyi uzatır, adam bir yudum alır ve kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen çok kızar, tam yakasına yapıştığı sırada adam yalvarmaya başlar:
- "Çok üzgünüm. Bende bir hastalık var; işte böyle, ne zaman bara gidip içki istesem, hep içimden bir yudum alıp kalanını barmenin suratına fırlatmak geliyor. Çok utanıyorum ama kendime engel olamıyorum, üzgünüm."
Barmen çok anlayışlıdır.
- "Üzüldüm" der. "Benim tanıdığım iyi bir psikiyatrist var annem ve kızkardeşim de ona gidiyorlar, size adresini yazayım onu bir görün, çok iyidir..."
Adresi yazıp adama verir. Altı hafta sonra adam tekrar bara gelir ve bir kadeh içki ister. Barmen:
- "Nasılsınız? Size söylediğim doktora göründünüz mü?" der. Adam:
- "Evet evet" dedikten sonra bir yudum alıp yine kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen şok olur.
- "Anlaşılan o da işe yaramamış" diye çıkışır.
- "Hayır" der adam, "aksine, bana çok faydası oldu." Barmen köpürür:
- "Ama yine bir yudumdan sonrasını suratıma fırlattınız!" Adam:
- "Evet.." der. "Ama artık bundan utanmıyorum."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları