Türkiyeli turistin yüzde 10'u bile bizi ihya eder

Yayın Tarihi: 29/12/10 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Ankara

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın ekibinden bir yetkilinin sözleri uzun süre hafızamızdan silinmeyecek.

Şöyle konuştu bu yetkili;

"Bakanımız bize turizmde devlet kafasıyla değil de özel sektör ruhuyla çalışmamazı öğretti..."

Bir kaç kelimelik ama turizmdeki başarının da altın anahtarı bu olmalı...

Sadece turizmde değil tüm sektörlerde artık devletin hantal ve bürokratik engellerle dolu görüş açısını kaldırmanın gerekliliğini anlatan sözler bunlar...

Türkiye bunu başarmış ve dünya devleri arasındaki yerini almış.

Turizmde gelir bakımından 9'ncu, ziyaretçi bakımından da 7'ci sıraya yükselmiş.

Belki tüm yetki bakanlığın elinde ama, turizm politikalarını devlet tek başına değil, bütün turizm örgütleri ve turizm çevreleriyle birlikte belirliyor.

Böyle olunca da doğal olarak başarı beraberinde geliyor.

Devlet memnun, örgütler memnun, işletmeler memnun...

***

Türkiye'ye her yıl yurt dışından 30 milyona yakın turist geliyor.

Hadi biz artık bundan pay almaktan vazgeçtik.

Ama, Türkiye'den de yine her yıl yurt dışına 10 milyon kişi tatil için yurt dışına çıkıyor.

Müthiş bir rakam bu...

Ancak, bunlardan sadece 300 bin kadarı KKTC'yi tercih ediyor.

Öncelikle bunun nedenleri masaya yatırılmalı!

Demek ki; biz bırakın diğer dünya ülkelerini daha kendimizi Türkiye'ye bile tanıtamamış, pazarlayamamışız!

Gelmiş geçmiş hükümetler demek ki bu konuda başarılı olamamışlar...

Türkiye-KKT ilişkileri hamasetten öteye gidememiş, vatan millet edebiyatı iki ülke insanının birbirini tanımasına yetmemiş!

Oysa çok değil, her yıl yurt dışına tatile giden 10 milyon turistten biz sadece yüzde 10'unu, yani bir milyonunu KKTC'ye getirebilsek, "1 milyon turist' hayalimiz çoktan gerçek olurdu. Şimdi niçin turist getiremiyoruz sorularını değil, nasıl daha fazla tesise sahip oluruz konularını tartışır olurduk.

Böylece, bugün yaşanan hiçbir ekonomik sorunu da yaşamazdık...

***

Ertuğrul Günay, Kıbrıs Türkü için büyük şans...

Bizim yöneticiler gibi bol keseden atmıyor, rakamlarla hem de kağıtlara bakmadan konuşuyor.

2011 yılında Türkiye'de Kuzey Kıbrıs yıl ilan edilmesinde de en çok onun emeği ve gayreti var.

Kıbrıs Türküne sevgisi ise öbür siyasetçilere benzemiyor.

Onun bu ilgi ve sevgisinden ne kadar yararlansak bize kar...

Bakanlığının bütün birimlerini KKTC'ye hizmet etmeye programlamış ve umarız onun bu ilgisini suistimal etmez, turizmin geliştirilmesi yönünde kullanırız.

Çünkü o Kıbrıs Türkünün cezalandırılması gerektiğine de inanmıyor ve turizm ve öğrencilerin KKTC'nin kurtuluşu olacağına inanıyor ve bunu için öncelikle yüreğini ortaya koyuyor.

Başta KKTC'li siyasiler olmak üzere turizm ekibimize gösterdiği sıcak ilgi ve sohbetleri de bunun bir göstergesi.

***

Turizm artık sadece kum, güneş ve deniz değil!

Bizde bunların alası var ama, yeterli değil...

Kumar cenneti imajı ise getirdiğinden fazla götürüyor...

Artık kültür ve sanatın daha çok ön planda olması hedeflerin başında gelmeli.

Bunun için sadece yetkililere değil, örgütlere hatta ülke insanına da büyük sorumluluklar düşüyor.

Yıllardan beridir biz turizmi ciddiyetle ele almadık, siyasetin önüne geçiremedik...

Kim bilir belki de bu son şansımız.

2011 yılında artık trizmi devlet politikası haline getirebilirsek ne ala...

Yok bu fırsatı da kaçırıp, Türkiye insanını bile buraya getiremezsek, tanıtımda dev ataklar yapamazsak daha çok oturur ve diz döver ağlarız.

Bazı taksiciler turiste kadın pazarlıyor!

Ankara'daki etkinliklerde geçtiğimiz aylarda KKTC'ye bir Tıp Kongresi için gelen bir doktor anlatıyor;

Ercan'dan inip bindiği takside başından geçenler bizim de yüzümüzü kızarttı.

İçi leş gibi sigara kokan bir taksi ve yüzünde en az 15 günlük sakallı bir sürücü.

Aracın torpido gözünden bir kaç kadın resmi çıkarıp müşteriye göstermiş.

Ayrıca, odaya kadar servis yaparız demiş!

Nasıl turizm anlayışı ama?

Hani şu bizim taksi örgütlerimiz hep kendi hakları için eylemler yapar ya, aklımza geldi;

Kendilerine çekidüzen vermek için, turiste iyi hizmet vermek için ne zaman eylem yapacaklar acaba?

Turizm yazarı olmayan tek ülkeyiz!

Turizm öncü sektör, en çok gelir getiren sektör ama eksikliklerimiz hala çok.

Ne zaman bir turizm etkinliğine katılsak bu eksikliğimizi daha fazla görürüz.

Bir ülke düşünün ki turizmi lokomotif sektör olsun ama tek bir turizm yazarı olmasın.

Oysa, başta Türkiye olmak üzere bütün turizm etkinliklerine sıradan yazar ve çizerler değil, o ülkenin turizm yazarları katılır.

Turizm konusunda, en az yetkililer kadar uzmandırlar ve sadece ülke turizmini tanıtmakla kalmazlar, ülkelerinin turizm politikalarını da yargılarlar.

Başbakan ve bakana da bu konuyu aktardık, en azından birkaç tane genç gazeteciyi bu konuya yönlendirin eğitin dedik.

Ayrıca turizm örgütlerimiz de buna hazır...

Top hükümette...

"M.Ali Erbil turizmin içine etti!.."

Türk insanı KKTC'yi sadece şovmen M.Ali Erbil'den ibaret sanıyor.

Bundan dolayı da bizim örgütler ateş püskürüyor.

Erbil'in sulu şakaları ve kumar tutkunluğu Türkiye insanı üzerinde olumsuz bir imaj bırakırken, Kıbrıs Türk turizm örgütlerinin temsilcileri Türkiye'deki paparazzi programlarına kısıtlama getirilmesini istiyorlar.

M.Ali Erbil'in yeteri kadar turizmimizin içine ettiğine inanan turizmcilerden, Erbil'in KKTC'ye sokulmaması gerektiğine inananların sayısı her geçen gün artıyor.

Ankaralı sanatseverler ona hayran...

Esra Poyrazoğlu...

Kıbrıslı Türkleri Ankara'da başarılıyla temsil eden genç bir kızımız.

Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde piyanistlik yapıyor.

Sadece anne ve babası Fatma-Halil Poyrazoğlu'nun değil tüm KKTC'nin gurur duyması gereken başarılı sanatçımız.

Ankaralılar onu çok iyi tanıyor ve üst düzey protokol etkinliklerinde hayranlıkla izliyor.

Ankara'da önceki gün imzalanan 2011 Türkiye'de Kuzey Kıbrıs protokolünde yine piyanosunun başında ünlü sanatçılara eşlik etti. Hele de Kıbrıs Türküleri ile ayakta alkışlandı.

Başta anne ve babası olmak üzere tüm ülke insanlarına kucak dolusu sevgi ve selamlarını gönderdi...

Pazarlık

Bir partide adamın biri, güzel bir bayanın yanına yaklaşmış ve :
- "Bayan, size bir milyar lira versem bu gece benimle beraber olur musunuz?" demiş
Kadın biraz duraksamış ve;
- "Neden olmasın?" diye cevap vermiş.
Adam biraz sonra :
- "Peki 50 TL versem benimle beraber olur musunuz ?" demiş.
Kadın bu sorunun üzerine bozulmuş ve,
- "Siz beni ne sandınız ?" diye terslemiş.
Adam bunun üzerine cevap vermiş:
- "Ne olduğunuzu anladık da, fiyatta anlaşmaya çalışıyoruz."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları