'Neden İzmir ve Kıbrıs?'

Yayın Tarihi: 04/01/11 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

'Sn. Özadam,

Yazınızda açık açık verdiğiniz mesaj inşallah doğru adrese gider.

Size katılıyorum.

Bu ülkede birileri oyun oynuyor.

Figüranlar ise maalesef bu halkın seçtiği hükümet üyeleri.

Oyuna geliyorlar...

Hem de göz göre göre ve hata üstüne hata yapıyorlar.

Ülkemiz adına bunlar hiç de umut vaadeden gelişmeler değil.

Ama yine de bir umut var.

Hatta birkaç umut var 2011 yılına daha daha güzel duygularla bakabilmek için.

Kıbrıslı Türkler, farklı görüşlerden dolayı kavga etseler de, birbirlerini kırsalar da asla birbirlerinden nefret etmezler ve kin gütmezler.

Farklı düşüncede olsalar dahi karşıt görüşteki arkadaşlarının sıkı zamanlarında onların yanına ilk koşan olurlar.

Günlük yaşamımıza baktığımız zaman bunu çok açık görebilmekteyiz.

Bu ise toplum olarak birçok başka toplumlara nazaran elimizde bulunan en büyük zenginliğimiz ve hazinemizdir.

Son yıllarda bu ülkenin parlamenter sistemi, yüzlerce yıllık bürokratik sistemi dahil yasama, yürütme ve yargı sistemlerinin tartışılır hale getirilmesi, kötülenmesi, bu ülkenin olmazsa olmazı olan sivil toplum örgütlerinin gereksiz ve ayak içinde dolaşan zararlı hatta rumcu olarak gösterilmeye çalışılması, çalışanların, memurların hazır yiyici, tembel, yetimin hakkını yiyen olarak görülmesi ve kısacası bu toplumu toplum yapan bütün değerlerin yerle bir edilmesi, hatta daha da ileri giderek bu ülkeyi vatan bilen TC kökenli insanları Kıbrıslı Türlerden ayrı tutmaya, onlara karşı kışkırtmaya kadar varan tehlikeli boyutlara getirmek bu ülke insanından çok toprağının ekonomik değerleriyle ilgilenen alışık olmadığımız bir anlayışın ürünü olduğunu görmemek için kör olmak gerekir.

Birileri kasıtlı olarak bu halkı aşağılıyor, diğerleri ise inandırılıyor.

Böyle de olunca, Kıbrıs tarihinde görülmemiş bir mutsuzluk, hayal kırıklığı, umutsuzluk toplum yaşamımıza hakim özneler haline getiriliyor ve ufalanan peksemet misali bu toplum ufalandıkça ufalanıyor.

Oynanan oyun ortada.

Bunu kimse göremiyorum diyemez.

Ufalayarak, yok ederek, çökerterek, güçsüzleştirerek bütün değerleri ele geçirme operasyonu adım adım ve hatta UBP hükümetini taşeron olarak kullanarak zorla ve zorbalıkla bu halkın bir daha kendine gelemeyeceği, toparlanamayacağı yeni bir oldu bittiyle karşı karşıyayız.

İzmir halkına saçı başı açık, gavur yakıştırmaları yapan zihniyet, Kıbrıslı Türkler için ne gibi tanımlamalar yapıyor varın bunu siz çözün.

İzmir ile Kıbrıslı Türklerin kaderi neredeyse aynı çizgiye geldi.

Neden İzmir ve Kıbrıs?

Bir çözümde ekonomik olarak kalkınacak, refah ve zenginliğin kol gezeceği yegane iki önemli yer olduğu için.

Birileri acele ediyor.

Bu zenginlikleri o yöre halkının değil de kendilerinin ele geçirmesi için.

İzmir Limanlarının Rum Gemilerine açılması, Ercan'ın uluslararası uçuşlara açılması ne demektir bilir misiniz?

Ve birileri bunlara göz koyduğu için acele ediyor ve acımasızca sistemlerini çökertmek için her türlü yolu mübah sayıyor.

Durum bu kadar açık.

Bu durumda yapılması gereken tek birşey var.

Bu ülkede var olan siyasi partiler UBP-CTP-DP-TDP-ÖRP bütün farklılıkları bir kenara bırakacak.

Yakın bir zamanda çözüm de olamayacağı dikkate alındığı zaman ortada tek bir gerçek kalır...

Kıbrıslı Türklerin ve bu ülkeyi vatan bilen insanların bu ülkede insanca yaşayabilmek ve varlıklarını devam ettirmek için ortak bir paydada buluşmak.

2011 yılında halkın beklentisi budur.

Ve fazla da zamanımız kalmamıştır.

Ya bu kötü oyuna geleceğiz, ya da farkına vararak bu oyunu bozmak için tek vücut olacağız.

Bunu başarabilirsek ki başarmamak için hiçbir neden yoktur, bu halk ekonomik daralmadan dolayı tedrgin olsa bile toplumsal varoluş için yaşadığı umutsuzluğu aşacak, daha mutlu ve geleceğe umutla bakan bir halk durumuna gelecek.

Bu da toplumsal barışı ve ekonomik kalkınmayı beraberinde getirecektir.

Aşağılanan değil, takdir edilen, horlanan değil, örnek alınan, yok olan değil, var olan, güçsüz ve zavallı değil, güçlü ve onurunu yeniden kazanmış bir halk olarak bu topraklardaki yaşamımızı devam ettirmek sadece bizleri değil, Güneyi de Kuzeyi de Doğuyu da Batıyı da pozitif yönde etkileyecektir.

2011 yılı siyasiler tarafından inşallah iyi değerlendirilir.

Elimizde fırsat var.

Herkese Mutlu Yıllar.

Ve bu mutluluğu başkalarının bize sunacağı bir değer değil,bizlerin elindeki bir hazine olduğunu bilerek nice yıllara.

Saygılarımla...'
(Güzelyut'tan bir vatandaş)

Okur Mektubu

'Sn. Maliye Bakanı'nın dikkatine!..'

'Az önce kendime ve oğluma ait araçların seyrüsefer ruhsat paralarını ödemekten geldim. Yazacağım bu sorunu istisnasız her bakan döneminde yazdım. Hiç kimse ciddiye almıyor. Belki bu işin önemini anlayabilecek pozisyonda olan Sn. Ersin Tatar ciddiye alır. Bunun ne anlama geldiğini dilerse babasına da sorsun.

Konu şu: Araçlardan birinin ruhsat ücreti: 117.55 TL, diğerinin ruhsat ücreti: 151.50 TL olarak fatura edildi. Ödenecek tutar 270 TL olarak talep edildi ve üst verilmedi. Oysa iki fatura toplamı 269.05 TL yapar. Her yurttaştan bu yaklaşımla toplanan fazladan paranın maliyenin bütçesine aktarılmasına olanak yoktur. Bu durum ilgili kurumu ve çalışan personeli töhmet altında bırakan bir uygulamadır.

Sorunun çözümü basittir:

Ya küsuratsız harç belirlersiniz veya bozuk para bulundurursunuz. Uygulanan yöntem hiç bir muhasebe sistemine sığmaz ve devletin ayıbıdır. Saygılarımla..'
(Mehmet BARIŞSEVER)

Eliz MALONEY

Atlet

10

Tenisteki başarılarından sonra atletizmde de şampiyon olduğu için

Mustafa GÖKÇEOĞLU

10

TÜRKSAV ödülüne layık görülerek Kıbrıs Türkünü onurlandırdığı için

KKTC Telsim Personeli

10

İskele Halk Vakfı'na yaptıkları maddi bağıştan dolayı

Beyazıt ADALIER

Mehmetçik Bld. Bşk.

1

Belediye meclis üyelerinin onayları olmaksızın birtakım kararları yürürlüğe koyduğu için

Tünay GÜLER

0

Ayrı oarak yaşadığı eşine insanlık dışı hareketlerde bulunduğu için

Vazgeçemem..

Genç ve güzel kadın doktora şikâyetlerini anlatıyordu:
- Birincisinde yoruluyorum, ikincisinde göğsümde ve bacaklarımda ağrılar başlıyor, üçüncüsünde bayılacak gibi oluyorum, kalp çarpıntılarım ve nefes almam sıklaşıyor.
Doktor sordu :
- Neden birincisinden sonra vazgeçmiyorsunuz?
Genç kadın :
-Nasıl vazgeçerim doktor bey, ben dördüncü katta oturuyorum!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları