G.Mağusa gümrük çalışanları birbirine girmek üzere!

Yayın Tarihi: 19/01/11 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Önceki gün 'Emir yüksek yerden' başlıklı yazımızda G.Mağusa Gümrük Müdürlüğüne yapılan hem yasal olmayan, hem de etik olmayan bir atamayı gündeme taşımıştık.

Çünkü atamayı yapan ilgili bakan kendisine sorulduğunda emrin yüksek yerden geldiğini, yapacak bir şeyi olmadığını söylemişti.

Yapılan atamalar partizanca ve emir alınarak yapılınca haliyle o dairede çalışanın ne huzuru kalır, ne de çalışma şevki...

İki gündür bekliyoruz, birisi çıkıp açıklama yapsın diye...

Kimseden ses seda yok!

Sadece o daireye atanan Ali Nazif, bir dostumuzun aracılığıyla bizimle görüşmek istediğini, söyleyecekleri olduğunu iletti bize hepsi o kadar!

Oysa biz bu arkadaşın peşinde değil, emrin kimler tarafından verildiğinin peşindeyiz...

Çünkü dairede çalışanların neredeyse birbirine girmek üzere olduğu yönünde haberler alıyoruz ve bundan da sorumlu olarak bu atamayı yapanları ve emir verenleri sorumlu tutacağımızı herkes bilsin istiyoruz.

Bir başka beklentimiz de Sayıştay Başkan Osman Korahandan'dır...

Göreve iyi bir başlangıç yapan ve ilk bakışta gerçekten partiler üstü olacak gibi görülen Korahan'ın görevi bu yasal olmadığı savunulan atamanın peşine düşmesini bekliyoruz.

Aynı şekilde kendisine şikâyette bulunulan Ombudsman'a da sesleniyor ve yapılan şikâyetin sonucunun ne olduğunu açıklamasını istiyoruz.

Dün yine aynı dairede çalışanlarlardan şikâyet mektubu aldık.

Durumun vahametini açıkça ortaya koyan ve isim vermekten de çekinmeden yapılan bu açıklamayı sizin ile paylaşıyoruz.

İlgililer bunu dikkate alıp ta görevlerini yaparsa ne ala.

Yapmazlarsa da elbette kendi bilecekleri iş ama hiç bir zaman makamlarında vicdanen rahat olmayacaklarını da bilmelerinde yarar var.

İşte o ibret alınması gereken yazı;

***

"Sayın Levent Özadam,
Öncelikle herkesin korktuğu ve söylemeye anlatmaya çekindiği konuları açık yüreklilikle dile getirdiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Ben Mağusa Gümrük Şube Amirliğine bağlı bir memurum. Size adımı ve soyadımı vermek isterdim fakat sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi böyle bir ortamda bana zarar vereceği için veremiyorum, bunun için özür dilerim.

Aynen bahsettiğiniz gibi dairede sadece Müdür ve Şube Amirleri arasında değil tüm memurlar arasında bir huzursuzluk vardır. Size bu yazıyı yazmamın esas sebebi de bu noktada başlıyor çünkü dairede sadece Ali Nazif'in yasal olmayan yollardan bazı kişileri atlayıp müdür olmasından dolayı bir rahatsızlık yok. Yaklaşık bir yıldır (hiç abartmıyorum bu zamanı) Daha Ali beyin yazısı yazılıp oraya oturmadan önceden başlıyor olaylar. Size biraz bu olaylardan bahsetmek istiyorum.

Yaklaşık bir sene önce Ambar Bölüm Sorumlusu Mehmet Ertuna ve Özkıraç Ltd. de çalışan Erkut Özerdemli önderliğinde Gümrük çalışanları üzerinde Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun ismi kullanılarak baskı yapılmaktadır. İlk olarak bazı arkadaşlarımızın görev yaptıkları bölümlerden alınıp 2.5 mil Akyar sınır kapısına ve Beyarmudu Sınır kapısına verilmesi ile başlamıştır. Bazı arkadaşlarımız da Serbest limana verilerek cezalandırılmıştır. Şube Amiri Özden Soyel de Ercan'a gönderilmiştir. Tüm bunlar bir plan program doğrultusunda yapılmıştır.

Ambar Bölüm Sorumlusu Mehmet Ertuna grev zamanları insanları tehdit edip grev kırıcılığına teşvik etmiş ve bunu da başarmıştır. Daha sonra bu sindirme operasyonlarından sonra Ali Nazif'e gelen yasal olmayan atama yazısının aynısı Ambar Bölüm Sorumlusu olan Mehmet Ertuna'ya da gelmiş ve Şube Amirliğine terfi ettirilmiştir. (gayri yasal şekilde). Sebebi de Dairede bulunan 3 adet şube amirinin 2'ye düşmesi gösterilmiştir. Mehmet Ertuna tüm bunları yaparken ulu orta herkesi tehdit etmekte ve ısrarla kendisinin arkasında Sayın Eroğlu'nun olduğunu söylemektedir.

O zamanki Başbakanımız şimdiki Cumhurbaşkanımızın ismini kullanan bu iki şahıs (Mehmet Ertuna-Erkut Özerdemli) hakkında tüm bu söylediklerimi teyit edebilirsiniz. Zaten son zamanlarda bu iki şahıs için de gazetenizde de bazı söylentiler çıkmıştır. Erkut Özerdemli'nin bir devlet dairesine işe alındığı ve hala daha Özkıraç'ta çalıştığı ve herkese işe gitmeden para aldığını gezip anlatmaktadır. Mehmet Ertuna ise Serbest Liman Müdürlüğü için Sayın Eroğlu'ndan söz aldığı konuşulmaktadır.

Sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi böylesine bir ekonomik kriz ortamında insanların işe alınıp işe gitmeden para alabildiği ve insanların iş yapmasının engellenmesi ne kadar doğrudur. Ayrıca burada şöyle bir olay daha vardır. Ali Nazif'ten önceki Müdür, Ahmet Özkayalar'ın emekli olmasına bir yıldan az bir zaman kala oraya atanması ve o mevkiden emekli olması dolayısıyla arada devletin ödeyeceği fark hiç de küçümsenecek bir rakam değildir. Özellikle de bunun sadece serbest liman müdürlüğü için değil de daha birçok müdürlükte aynı taktiğin yapıldığı düşünülürse. Ekonomik krizi bahane edip bunları yapmak ne kadar doğrudur.

Mağusa Gümrük Şube Amirliğinde işleyişte ve çalışanların arasındaki huzursuzluk had safhadadır. İhracat Bölüm Sorumlu yardımcılığına atanan kişi Mehmet Ertuna'ya yakınlığıyla bilinir ve o da tamamen hak etmediği bir mevkide yazı ile bulunmaktadır. Tüm bunları anlatmamın sebebi olayın sadece Ali Nazif ile sınırlı olmadığını vurgulamak ve tüm bunların arkasında aslında Ali Nazif'ten çok Mehmet Ertuna ve Erkut Özerdemli'nin olduğunu da araştırmanızı rica etmemdir. Mağusa Gümrük Şube Amirliğinde insanların birbirine girmesi an meselesidir ve ortalığı en çok karıştıran da bahsi geçen iki kişidir.
İyi Çalışmalar..."

TRT

10

KKTC'nin turizm tanıtımında büyük bir görev üstlendiği için

K.T.Yardımsever

Kadınlar Birliği

10

Şehit Hasan Caner İlkokulu'na yaptıkları bağış ve etkinliklerden dolayı

Lefkoşa Barosu

9

Hükümet ve sendikalar arasındaki uçurum artarken yaptığı uzlaşma çağrısından dolayı

Şener ELCİL

KTÖS Genel Sekreteri

1

Türkiye Başbakanına saldırarak Rum basınında manşetlere çıktığı için

Hatice EVLİ

1

Çalıştığı evin samimiyetini suiistimal ederek soygun gerçekleştirdiği için

Kimse yok mu?

Maho ağa, dağ, bayır gezerken bastığı yere dikkat etmez ve
uçurumdan yuvarlanmaya başlar.
Çizgi filmlerdeki gibi,uçurumun yarısında bir ağaç parçasına zor tutunur.
Kendine gelince var gücü ile seslenir;
...- Ula yoharida kisme yoh miiiii?.....
Sadece sesi yankılanmaktadır. Aradan biraz zaman geçer. Bir gayret daha;
- Ula yoharida kimse yoh miiiii?....
Hiç ses soluk yoktur. Epey zaman geçer. Hava kararmaya,tutunduğu dal çatırdamaya başlamıştır. Zaten kolunda da mecal kalmamıştır.
Sonbir gayretle ve bağırmaktan kısılmış olan sesi ile:
- Ula, ula yoharida kimse yoh miiii?.....
Derken, nereden geldiği belli olmayan,içinden mi,dışından mı bir ses duyar;
- Ben varım!...
Gözleri parlamış ve azıcık can gelmiştir Maho ağaya;
- Ula.. sen kimsin?
- Ben seni yaratan Allah"ınım.
- Bana bir çare Allahım, ne olur!
Allah;
- Saatlerdir orada sabırla ve isyan etmeden bekledin ey kulum.
Bu sabrının mükafatı olarak senin bütün günahlarını affettim.
Bırak elini ve gel cennetime!
Maho Ağa azıcık düşünür;
- Ula.. başka kimse yoh miiiiiii?...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları