İhmalkârlık içimize işlemiş!

Yayın Tarihi: 28/02/11 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Geçen hafta sadece bir kaç dakika süren fırtına Ercan'daki hava trafik kulesini darmadağan etti.

Peki ya 70 dakika sürseydi bu fırtına ne olurdu?

Biz bunu değil de binanın sigortalı olup olmadığını tartıştık...

Basının çoğu binanın sigortasız olduğunu yazdı.

Ardından hükümet bunun doğru olmadığını, binanın sigortalı olduğunu açıklayarak basını yalanladı.

Tartışma konumuz bu mu olmalıydı?

Bize göre hayır!

Elbette özellikle staretejik binaların sigortalı olması çok önemli ama eğer fırtına uzun sürüp bina yerle bir olsaydı, hele de bunun üstüne bir kaç çalışanın canı tehlikeye girseydi bunun hesabını kim verecekti?

İnsan hayatı heba olduktan sonra, sigortalı olsa ne yazar olmasa ne yazar?

Bu binayı yapan şirket kimse onu gözlem altına alıp hesap sorabilir misiniz, ya da niçin çürük yaptı sorgulayabilir misiniz, siz ona bakın önce!

...

Bir vatandaşımız tansiyonu yükseliyor ve devletin hastanesine gidiyor.

Tansiyon yüksek olunca geçici olarak hafızasını kaybediyor ve derdini anlatamıyor.

Derdini anlatamayınca da devletin hastanesinde kendisini 'deli' çıkarıyorlar ve evine gönderiyorlar.

Ne bir tedavi ne bir sorgulama ne de biraz ilgi...

Allahtan adam ölmemiş ve evin yolunu bulmuş en azından.

Peki ya yüksek tansiyonla gittiği hastaneden geri gönderilirken yığılıp kalsa, Allah korusun canını teslim etse bunun hesabını kim verecekti?

Ya da birilerinden hesap soralacak mıydı?

Suçlular cezalandırılacak mıydı?

Elbette ki hayır!

Çünkü ihmalkarlık ve vurdumduymazlık, hesap sormama, yapanın yanına kalma, bizim içimize işlemiş.

...

Geçtiğimiz yıl bu günlerde Lefkoşa'yı sel bastı.

Taşan dereleri, su basan evleri, heba olan araçları boşverin.

Bunlar hepsi mal, basarsın parayı alırsın yenisini!

Peki ya canlar?

Hastanede yatan 8 vatandaş aynı gün içinde hayatını kaybetti.

Çünkü bodrum katındaki oksijen sistemimin bulunduğu odayı sular kapladı, hastanenin çeşitli odalarına oksijen akışı durdu ve 8 kişi aynı aynı hayatını teslim etti.

Peki bu olaydan sonra soruşturma açıldı mı, sorumlular tespit edildi mi, cana mal olan suçlular yargı karşısına çıkarıldı mı?

Elbette ki yine koskocaman hayır!

Çünkü ihmal ve vurdumduymazlık ta içimize kadar işlemiş.

...

Akdoğan'dan bir vatandaş sürekli televizyon kanallarındaki canlı yayınlara katılıp feryat ediyor.

Gitmiş devletin hastanesine sağlam, yanlış ilaç tedavisi ve ilaçlar, karısı felç olmuş.

Vücudunun yarısı şimdi hareket etmiyor ve adam halen kanallara bağlanıp bar bar bağırıyor.

"Karımı felç ettiler" diye!

Peki kime ne?

Ya da kimin umurunda?

Hangi bir duyarlı çıkmış ta bu olayı inceleme altına almış?

Bu adamın feryadını dikkate alıp soruşturma başlatmış?

Hangi suçlular cezalandırılmış?

Tabi ki kocaman bir hiç!

Cin…


Kadının biri temizlik yaparken bir lamba bulmuş. Bunun tozunu alırken içinden bir cin çıkmış ve "Dile benden ne dilersen..." demiş. "Ama sakin unutma, benden sadece üç dilek dileme hakkın var ve de her isteğinin iki katını kocana vereceğim" demiş.
Kadın da "Tamam" demiş. Ve ilk dileği "Beni dünyanın en güzel kadını yap" olmuş.
Cin, "Bak ama kocan iki kat daha yakışıklı olacak" demiş.
Kadın "Sorun değil."demiş.
İkinci dileğini, dünyanın en zengin kadını olmak olmuş. Cin kadını yine uyarmış...
"Bak kocan senin iki katın kadar zengin olacak" demiş...
Kadın yine "Sorun değil." demiş...
Sıra üçüncü ve sonuncu dileğe gelmiş ve kadın gülerek;
"Şimdi de beni öldürmeyecek hafiflikte bir kalp krizi geçirmemi sağla..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları