Polis Yasası hangi politikacıya takıldı?

Başbakan İrsen küçük ne diyor?

"Partizanlık ve popülizm konusunda elimizde somut bir bilgi yok!.."

Yıllardan beridir yazıyoruz, madem somut bilgi sahibi olamadılar bir tane daha yazalım o zaman;

Cumhuriyet Meclisi'nin görevi yasa yapmaktır.

Ama şimdilerde bizim meclis sanki de yasa yapmamak için konuşlanmış bulunuyor.

Kimisi komitelerde beklerken kimileri de komiteye bile havale edilmemiş.

Hele bir tanesi var ki, yüzlerce polisimiz bu yasayı bekliyor dört gözle.

Bir yıldan önce meclise sunulan Polis Yasası'ndan ne bir ses ne de bir seda var!

Bu kadar tembel bir meclis olabilir mi?

Tabi ki olmamalı ama bu kez olayın pered gerisi çok farklı...

Yani tembellikle alakası yok!

Meclis'te bekleyen Polis Yasası bu gidişle hiç geçmez...

Çünkü, partizanlık ve popülizm o kadar içimize kadar işlemiş ki, varsa da yoksa da eşin dostun menfaatleri...

Devleti ve halkı düşünen neredeyse hiç kalmamış.

Polis Yasası'nın mecliste izole edilmesinin ve bir türlü geçmemesinin nedeni bir politikacımız.

Adını şimdilik yazmayacağız...

Ha keşke biz de bilmeseydik.

Aklımızın ucundan bile geçmezdi, adını öğrenince çok üzüldük.

Madem en iyiler arasında bildiğimiz bu siyasetçi de yüzlerce polisimizi ilgilendiren bu yasayı kendi akrabası için engelliyorsa, yazık ki ne yazık!

O kendini çok iyi biliyor..

Sırf eniştesi terfi alsın diye bu yasanın geçmemesi için tüm ağırlığını ortaya koymuş.

Başbakanın haberi var mı bilmeyiz ama, en azından ilgili kişinin eniştesinin menfaati için bu yasayı engellemesi, bunun için tavır koyması ve 'eniştem terfi almazsa bu iş olmaz' diye diretmesini sindirmemiz mümkün değildir.

Şimdi Başbakan İrsen Küçük'e sesleniyoruz;

UBP yıllardan beridir partizanlık ve popülizm konusunda tarihi rekorlara imzasını atmıştır.

Ama artık devletin kaynakları tkenip de dibe vurunca böyle bir lüks kalmamıştır.

Eski yanlışları da tekrarlamakla doğru kararlar alınamaz.

Polisimizin hem özlük hakları, hem de yeni ve çağdaş bir sistem kurulması için hazırlanan yasanın sırf bir politikacının eniştesi terfi alamadı diye bekletilmesi kadar da saçma sapan bir şey olamaz.

Sayın Başbakanın önünde partizanlık ve popülizme son vermek için bir fırsat vardır ve bu yasanın ivedilikle geçirilmesi, hem kendisi hem de partisinin geleceği için önemlidir.

Eğer bu konuya duyarsız kalındığı taktirde, bu polikitacının kim olduğunu yine bu sütunlarda kamuoyuna duyurmak da bizim boynumuzun borcu olacaktır.

Size kısa bir süre fırsat veriyoruz, bilesiniz!

Okur Görüşleri:

"Faturasını ödeyenler de ödüllendirilsin"

"Sevgili Levent Özadam,

Lefkoşa Türk Belediyesi'ni faizleri kesmek yönünde almış oldukları karardan dolayı kutluyorum. Ancak benim gibi herzaman faturalarını günü gününe ödeyenleri için de bir mükafatlandırma söz konusu olmazssa, bilmiş olsun ki benim gibi daha pek çok kişi de artık zamanında ödeme yapmak için çaba göstermekten vazgeçeçektir.

...

Sayın Özadam,

Bilinmelidir ki Afrika gazetesine sıkılan kurşunlar, sadece bu gazeteye değil Kıbrıs Türk toplumuna da sıkılmış kabul edilmektedir. İki kurşuna bizleri korkutmak isteyenler bilmelidirler ki; bu tip olaylar Kıbrıs Türk toplşumunu ancak ve ancak daha çok yüreklendirir...

Padişah ve Vezir

Padişah ile vezir tartışmaya başlamış. Padişah Vezire, "En büyük ve en güçlü olan benim. Sen benim emrimdesin!" demiş. Vezir, "Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun" diye itiraz etmiş. Tartışma uzayınca Padişahla Vezir, bir çobanın yanına gitmişler ve konuya hemen girmemek için çobana sormuşlar: -"Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?" Çoban şaşırmış şaşırmasına da, soranlar da Padişahla Vezir. -"İneğim" demiş. -"Keçin mi büyük, öküzün mü?" Çoban "Öküzüm tabii" deyince, asıl soruyu yöneltmişler çobana: -"Söyle bakalım, Padişahın mı büyük, Vezirin mi?" Çoban hiç düşünmeden yanıt vermiş: "Vallahi ben bu hayvanları tanımıyorum!"