Mağusa gümrüğüne yasadışı atama!

Bundan aylar öncesi yazdık, hem de defalarca;

G.Mağusa Gümrük Dairesi müdürlüğüne atanan Ali Nazif'in atama işlemenin yasal olmadığını...

Çünkü yasal mevzuatlara göre bir devlet dairesinde atama yaparken kıdem göz önünde bulundurulur ve bunun aksi yasal değildir...

Ama kimin umurunda?

Hükümet de tınmadı bu yasa dışı atamayı, çünkü yasa dışılık kendisinin eseriydi...

Partizanlık ve popülizm her zaman olduğu gibi yine galip gelmiş, hak eden değil partiye yakın olan ödüllendirilmişti.

Ama, Gümrük Çalışanları Sendikası bu işin peşini bırakmadı...

Sonuna kadar da mücadele etti.

Sonuçta da bu atamanın yasal olmadığı biraz geç de olsa ortaya çıktı...

Bu konuda Kamu Hizmeti Komisyonu kendisine yapılan şikayetleri değerlendirdi ve daireye yapılan müdür atamasının her türlü yasal dayanaktan yoksun olduğunu açıkladı, hem de resmi bir yazıyla...

Bu açıklamanın ilgili pragrafı aynen şöyle;

"Bildiğiniz gibi kurumlar ve kişiler ancak yasaların kendilerine verdiği yetkiyi kullanabilmektedir. Gümrük Dairesi Yasası'nda müdür, çalışanları ancak mevkilerine uygun görevlerde çalıştırabilir. Müdürün veya bakanın görevlendirme yapmak suretiyle bir çalışanı, özellikle bulunduğu dereceden daha üst derecede çalışanların bulunduğu bir durumda, onların da üstünde olacak şekilde görevlendirmesi mümkün değildir.
Bu itibarla Mağusa Gümrük Şubesi'nde 1. Derece bir çalışanın Mağusa Şubesi'nin sorumlusu olarak görevlendirilmesi yasal dayanaktan yoksundur..."

...

Yukarıdaki yazı Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Çetin Uğural imzasını taşıyor...

Yani ortada çok açık bir ifade ile yasa dışı bir atama var...

Hükümetin partizanca alınmış bir kararını bir yana bırakıyoruz...

Ama bu yasa dışılık, hele de böyle bir yazıdan sonra devam edemez!

Etmemelidir de...

Hükümet yaptığı yanlıştan döner mi bilemeyiz!

Ama dönmek zorunda!

Çünkü burada bilerek bir suç işlenmiştir, hem de partizanlık adına...

Hak etmeyene müdürlük verilmiş, hak eden iki kişinin gururu ile oynanmıştır.

İşte halkımızın haklı isyanı böylesine yapılan adaletsiz kararlarıdır...

Sonra hiç kimse, sokaklara dökülmek için bir neden yok diye martaval okumasın...

Okur Şikayeti
CASP burslarında çifte standart!

'Sayın Özadam,

KKTC'de kamu çalışanlarına her yıl FULBRİGHT burslarıyla yurt dışında eğitim görme olanağı sunuluyor. Kısaca CASP bursları denilen bursa müracaat edebilmek için gereken şartlara çift uyruklu KKTC vatandaşlarını engellemek amacıyla öyle iki madde konulmuş ki bırakın Türkiye'de doğanları Türkiye'de doğanların burada doğan çocuklarının bile bu burslara müracaatı imkansız kılınmış.

Allah aşkına bu nasıl insan haklarıdır bu nasıl çağdaşlıktır. Ben yaklaşık 15 yıldır kamu görevlisiyim ve de iyi derecede ingilizcem var. Yurt dışında eğitim almayı istemek benim de hakkım değil mi. Ama Türkiye doğumlu olduğum için bu mümkün değil tabiki.

Bu konuyu sizin de bilginize getirmekteki amacım KKTC devlet temsilcilerinin gerek eğitim bakanlığımızın gerekse diğer ilgili kişilerin bu ayrımcılığı düzeltmek adına girişim yapmalarıdır.Aşağıda verdiğim adrese girerek herkes gereken şartları okuyabilir.

• Applicants selected must have a Cypriot passport (they will have to travel to the U.S. with a Cypriot passport).

• Applicants must have one parent who was born in Cyprus.
http://www.fulbright.org.cy/nqcontent.cfm?a_id=5589&tt=graphic&lang=l1

Saygılarımla...'
(Turgut HASAN)

Kaya TÜRKMEN TC Lefkoşa Büyükelçisi	10	KKTC'de kısa bir süre görev yapmasına rağmen değişik bir elçi profili çizdi ve Kıbrıslı Türklerin sevgisini kazandı.
Polis Genel Müdürlüğü	9	Afrika'nın kurşunlanması olayında bu kez elini çabuk tuttu ve suçluların kimliğini belirleyerek göz doldurdu
Atlas Jet	8	Engelli öğrencilerimize ücretsiz uçuş imkanı sağlayarak kamuoyundan olumlu tepki aldı
KKTC Engelliler Dayanışma Derneği	3	Dernek yarına yaptığı gazete satışlarında kafalarda çeşitli soru işaretleri yarattı.
Değirmenlik Belediyesi	2	Çevre temizliği çalışmalarıın abarttı tarihi bir ağacı keserek kuşa çevirdi ve bölge halkının tepkisini aldı

Azmin zaferi…

Bir gazeteci ülkenin en zenginlerinden 70 yaşındaki bir işadamıyla röportaj yapmaktadır.
Sorar;
—Efendim bize bugünlere nasıl geldiğinizi, hangi aşamalardan geçtiğinizi ve bu serveti nasıl yaptığınızı anlatır mısınız?
—Zevkle, der işadamı ve anlatmaya başlar;
—1920'lerin sonuydu, savaşın etkileri yeni yeni siliniyordu. Benim de cebimde birkaç centten başka para yoktu. Cebimdeki 5 cent ile bir elma aldım ve akşama kadar onu parlatıp 10 cente sattım. O gece sabahı zor ettim, sabah olunca da 10 cent ile iki elma aldım ve onları da sattım.
Böyle azimle çalışarak ay sonuna kadar 10 dolardan fazla param oldu…
Bunları dinleyen gazeteci heyecanlanmış ve "peki sonra ne oldu' diye söze girmiş, işadamı da devam etmiş;
—Ertesi ayın başında karımın halası öldü ve bize tam 20 milyon dolar miras bıraktı…