Sendikal Platform hedef şaşırınca...

Kıbrıs Türkü Annan Planı referandumu döneminden sonra 28 Ocak ve 2 Mart'ta en kalabalık mitinglere şahit olmuştu.

Bu mitinglerde bırakın sendikaları ve muhalif partileri, hükümete yakın çok sayıda kişi bile miting alanlarına koşmuş ve herkes kendince nedenlerden dolayıyapılan mitingler amacına ulaşmıştı.

Sendikal Platform'un Brüksel'de Türkiye karşıtlığına soyunması ise tam bir taktik hatası oldu.

Hem 9 sendika dışındaki diğer sendikalar bu eyleme destek vermediler, hem de muhalefet partilerinin platforma olan bakışlarında önemli değişiklikler oldu.

Koop-Sen'in Brüksel'deki eyleme katılmadığı halde katıldı gibi gösterilmesi de işin başka bir fiyaskosuydu.

Önceki gün yeni eylem planlarını konuşmak için yine toplantı vardı.

Bu toplantıya da CTP, DP ve TDP gibi partiler temsilci göndermeyerek Brüksel'deki eyleme tepkilerini ortaya koydular.

Dün de platform üyeleri bu siyasi partilere ziyaretlerde bulunarak gönül almaya çalıştılar.

Ama çok da yüz görmediler.

Tabi ki beş parmağın beşi de bir değil!

Bir takım sivil toplum örgütleri gerçekten halkın iradesi ile geleceği ve hakların korunması için meydana inerken, bazıları ise bunu tamamen Türkiye ve asker karşıtlığı için yapıyor.

Ama her nedense bir türlü siyasallaşıp da halkın iradesine gitmeye cesaret edemiyor.

Sonradan da biz Türkiye karşıtı değiliz, AK Parti karşıtıyız diyerek kıvırıp daha da gülünç hale düşüyorlar.

Şimdi önümüzde 7 Nisan Meclis önü eylemi var...

Hem genel grev hem de eylem!

Bu kez de halka meclis baskını yapacaklarını yaymaya başladılar.

Meclis'i basıp koltuklara oturacaklarmış!

İyi halt edecekler..

Halkı bu mitinglerden soğutmaktan başka hiç bir işe yaramayacak!

Meclis koltuklarında oturmak istiyorsan, kurarsın partini çıkarsın er meydanına halk onaylarsa başımız kıldan ince!

İktidara talibiz deyip, siyasete girmek istememenin arkasında biz şahsen çok şeyler ararız.

Bunu da Kıbrıs Türküne yediremezsiniz...

CTP'nin üçüncü adayı Mehmet Çağlar

CTP-BG'nin 5 Haziran'da yapılacak olan kurultayında genel başakanlığa aday olduklarını açıklayan Özkan Yorgancıoğlu ve Nazım Beratlı'dan sonra Güzelyurt milletvekili Mehmet Çağlar'ın da dünkü MYK toplantısında genel başkanlığa aday olduğunu açıkladığı belirtiliyor.

Bazı eski bakan ve milletvekilleriyle örgüt başkanlarının da desteklediği Çağlar'ın bugünden itibaren kulis faaliyetlerine başlayacağı öğrenildi.

Bu arada dünkü mesaj kutusunda yazdığımız mal beyanı konusunda da açıklamada bulunan Mehmet Çağlar meclise bildirimler yapıldığı günlerde yurt dışında olduğu için bildirimi iki gün geç yapmak zorunda kaldığını ve bu konuda her hangi bir sorunun bulunmadığını belirtti.

Girne Akçiçek'te Panadol yok!

Geçtiğimiz Cumartesi akşamı eski Ulaştırma Bakanı Salih Usar, yüksek ateşten dolayı Girne Akçiçek Hastanesine yatırıldı.

Öncelikle kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz ancak bir konuda da bilgi vermek istiyoruz.

Hastanede Usar'ın yanında bulunan bir okurumuzun ifadesine şöyle;

"Akçiçek Hastanesi basit bir sağlık ocağından dahi çok daha geri. Röntgen cihazları bozuk, kapkaranlık bir hastane, hasta bakıcı yok! Hepsinden vazgeçtik, pisliğini de bırakın bir kenara, hastanede PANADOL ilacı yok!

Şaka değil, gerçek.

Hastanede PANADOL yok!

Bize "Lütfen bir eczaneden Panadol alın ve gelin" dediler. Girne Devlet Hastanesinin içler acısı hali gerçekten çok üzücü. Hastanenin içerisi ciddi revizyondan geçirilmeli. Doktorların tamamı on-call. Hasta aile geldiği zaman hemen doktor aranıyor, yetişir ise hasta kurtarılıyor, yetişmez ise vay halimize…"

Derviş ZAİM Yönetmen	10	Ankara Film Festivali'nde Gölgeler ve Suretler filmiyle en iyi yönetmen ödülünü aldı
Mehmet SAYDAM İşadamı	9	Düzova İlkokulu'na yaptığı katkılardan dolayı
M.Ali GÜRÖZ Koop-Sen Başkanı	3	Brüksel'deki eyleme katılmadı ancak katıldı gibi gösteren sendikalara karşı aciz kaldığı için
Girne Akçiçek Hastanesi Yönetimi	1	Hastane çalışanlarının bina içinde sigara içmesini önleyici tedbirler alamıyor.
Şahap AŞIKOĞLU Müsteşar	1	Bakanlığın borcunu ödemediği gibi borcu yok açıklaması yaparak devleti aciz durumuna düşürdü.

Temel Teksas'ta

Temel Teksas'taki arkadaşını ziyarete gitmiş. Arkadaşı onu havaalanında 40 kapılı bir limuzinle karşılamış. Temel şaşkınlık içinde "Yahu bu ne büyük bir araba" demiş. Arkadaşı kasılarak "Teksas'ta her şey büyük olur" diye karşılık vermiş.
Uzunca bir yolculuktan sonra arkadaşının çiftlik kapısına ulaşmışlar. Ancak eve varmaları bir saatlerini almış. Temel "Yahu bu ne büyük bir çiftlik" demiş. Arkadaşıysa "Teksas'ta her şey büyük olur" demiş aynı ses tonuyla.
Eve girmişler ve hemen akşam yemeğine oturmuşlar. Tabi 100 metrelik bir masanın bir ucunda Temel diğer ucunda ev sahibi. Temel'den aynı hayret "Yahu bu ne büyük bir masa" ve arkadaşı "Teksas'ta her şey büyük olur" .
Yemekten bir sure sonra Temel'in tuvalet ihtiyacı peyda etmiş ve tuvaletin yerini sormuş. Arkadaşı "Koridorda sağdan 5. kapı" demiş. Ancak Temel yanlışlıkla soldan 5. kapıdan girmiş. Işığı ararken bir anda kendisini evin kapalı havuzu içinde bulmuş ve can havliyle bağırmaya başlamış:
"Sifonu çekmeyin! Sifonu çekmeyin!"