Aziz Nesin, rahmet istedi...

Yayın Tarihi: 16/04/11 12:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken,Memlekette bir padişah varmış.

Tanrı göstermesin, anlatılmaz bir kıtlık baş göstermiş.

Bir zamanlar yediği önünde, yemediği ardında, bir eli yağda bir eli balda olan insanlar, bir dilim kuru ekmeğin yoksunu olmuşlar.

Padişah bakmış ki kıtlık halkı kırıp geçirecek, bunu önleyici bir çıkar yol aramış.

Sonunda, memleketin dört biyanına, sokak sokak, köşe bucak çığırtkanlar salmış.

Çığırtkanlar Padişah fermanını şöyle bağırırlarmış:

- Ey ahali!.. Duyduk duymadık demeyin!... Her kimin devlete bir hizmeti, vatana bir yararlığı olmuşsa, koşup saraya gelsin! Padişahımız efendimiz onlara nişanlar verecek!..

İnsanlar, açlığı, yokluğu, derdi, borcu, harcı unutup, Padişahtan nişan almak sevdasına düşmüşler.

Padişahta yapılan hizmetin büyüklüğüne göre çeşit çeşit nişanlar varmış.

Birinci dereceden altın yaldızlı nişan, ikinci dereceden altın suyuna batmış nişan, üçüncü dereceden gümüş kaplama nişan, dördüncü dereceden demir nişan, beşinci dereceden kalaylı nişan, altıncı dereceden çinko nişan, yedinci dereceden teneke nişan...

Gelen giden nişan alıyormuş.

Artık öyle olmuş, öyle olmuş ki, nişan yapmaktan Padişahın memleketinde hurda demir, çinko, teneke kalmamış.

Fincancı katırının boynundaki çangur çungur sallanan cam boncuklar nasılsa, körük gibi şişirilen göğüsler üzerinde de nişanlar, işte öyle
sallanmaya başlamış.

İnsanların göğüslerinde şangur şungur nişanların sallandığı, Padişahın kim gelirse nişan dağıttığını duyan bir inek de, "Nişan asıl benim hakkım!" diyerek bir nişan almayı aklına koymuş.

Açlıktan bir deri bir kemik, böğrü böğrüne çökmüş, kaburgası omurgasına geçmiş inek koşa koşa sarayın kapısına gelmiş.

Kapıcıbaşıya,

- Padişaha haber verin! demiş. Bir inek kendisini görmek istiyor. Başlarından savmak istemişlerse de,

- Padişahı görmeden, bu kapıdan bir adım atmam!... diye böğürmeye başlayınca, Padişaha,

- Efendimiz, kullarınızdan bir inek huzurunuza çıkmak istiyor... demişler.

Padişah,

- Gelsin bakalım, bu da nasıl bir inekmiş... diye ineği huzuruna çağırıp,

- Böğür bakalım, ne böğüreceksin?... diye sormuş,

İnek de,

- Sultanım, demiş, duyduğuma göre nişanlar dağıtıyormuşsun. Ben de nişan almak istiyorum. Padişah,

- Hangi hakla? diye bağırmış. Sen ne yaptın. Memlekete nasıl bir yararlılığın dokundu ki sana nişan verelim?...

O zaman inek,

- Efendimiz! diye söze başlamış. bana nişan verilmesin de kimlere verilsin? Ben daha insanlara ne yapayım? Etimi yersiniz, sütümü içersiniz, derimi giyersiniz. Gübremi bile bırakmaz kullanırsınız. Teneke bir nişan için, daha ne yapayım?

Padişah, ineğin isteğini haklı bulmuş. İneğe ikinci dereceden bir nişan verilmiş.

Boynunda nişanı, inek sevinçten oynaya oynaya saraydan dönerken katırla karşılaşmış.

- Selam inek kardeş!

- Selam katır kardeş!

- Nedir bu sevincin? Nereden gelirsin böyle?

İnek herşeyi bir bir anlatmış. Padişahtan nişan aldığını da söyleyince katır da coşmuş. O coşkunlukla doğru dörtnala saraya varmış.

- Padişahımız efendimizi göreceğim!.. demiş.

- Olmaz!.. demişler.

Ama, babadan kalma inatçılığı ile katır art ayaklarıyla saray kapısında direnince, Padişaha dur umu iletmişler. Padişah,

- Gelsin bakalım, katır kulum da... demiş.

Katır huzura varınca, bir katır selamı verip, el etek öptükten sonra, nişan istediğini söylemiş Padişah sormuş:

- Sen ne yaptın ki nişan istiyorsun?

- A hünkarım, daha ne yapayım? Savaşta topunuzu, tüfeğinizi sırtımda taşıyan ben değil miyim? Barışta çoluğunuzu çocuğunuzu arkamda götüren ben değil miyim? Ben olmazsam, işiniz temelli bitiktir.

Katırı da haklı bulan Padişah,

- Katır kuluma da birinci dereceden bir nişan verilsin!... diye ferman eylemiş.

Katırda bir sevinç bir sevinç, dörtnala saraydan dönerken eşekle karşılaşmış. Eşek,

- Selam yeğenim!... demiş. Katır,

- Selam amcabey!.. demiş.

- Nereden gelip, nereye gidersin? Katır başından geçenleri anlatınca, Dur öyle ise, padişahımıza gider, bir nişan da ben alırım!.. diye dörtnala saraya koşmuş.

Saray koruyucuları, deh demişler, çüş demişler, eşeği bir türlü atlatamayınca Padişaha varıp,

- Eşek kulunuz gelmiş, huzura çıkmak ister! demişler.

Eşeği kabul buyuran Padişah,

- Ne dilersin ey eşek kulum?.. deyince,

Eşek de dilediğini bildirmiş. Padişah, canı burnuna gelip kükremiş:

- İnek eti ile, derisi ile, gübresiyle bu memlekete, bu millete hizmet etti. Katır dersen savaşta, barışta yük taşıdı, bu vatana hizmet etti. A eşek, ya sen ne iş gördün ki, bir de kalkmış eşekliğine bakmadan nişan istersin?.. Utanmadan bir de karşıma gelmişsin. Söyle, ne halt ettin?

O zaman eşek keyfinden sırıtarak, Aman Padişahım efendim, demiş, size en büyük hizmeti eşek kullarınız yapmıştır. Eğer benim gibi binlerce eşek kulların olmasaydı, hiçbir taht üzerinde oturabilir miydin? Saltanat sürebilir miydin? Dua et biz eşek kullarına ki, bizim gibi eşekler var da, sen de böyle saltanat sürüyorsun.

Padişah, karşısındaki eşeğin, öyle her eşek gibi teneke nişanla gözü doymayacağını anlamış,

- Ey eşek kulum,Haklısın senin sayende ben bu makamdayım demiş. Senin bu çok yüksek hizmetini karşılayabilecek bir nişanım yok. Sana ölünceye kadar beylik ahırından hergün Makarna,Bulgur,Üzüm hoşafı ve Kış aylarında da kömür, bağladım.. Ye, yee saltanatım için durmadan anır !...

Sendikal Platform

8

KTHY eski çalışanlarına moral yemeği vererek gönül aldı

Şerife ÜNVERDİ

3

Bakan olduktan sonra ilk ziyaretini iş adamlarına yaptı ve çalışanların tepkisini aldı

Fuat GİRİŞKEN

1

Kaçak elektrik hattı çekerek 7 bin 500 TL'lik akım hırsızlığı yaptı

Doğan ÇAMLIBEL

1

14 yaşındaki kızı barda çalışmaya teşvik ettiği gibi bununla yetinmeyin tehdit de etti

Bakanlar Kurulu

1

Dünya petrol fiyatları inişe geçtiği sırada akaryakıta bir kez daha zam yaptı

Ya da...

Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş.
En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadını problemini cözmek için:
"Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor "demiş.
Kadıncağız baslamış anlatmaya...
"Sabahlari işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından soför " Bayan ya parayı ödersiniz ya da .." diyor. Mecbur kaldığım için ' ya da ' yı seçiyorum.
Durum böyle olunca işe gec kalıyorum tabii Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum.
Patron," ise böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da .." diyor. Yine 'ya da' yı tercih etmek zorunda kalıyorum.
Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek " ya kirayı hemen ödersiniz ya da ." diyor. Eee, haliyle 'yada' yı tercih ediyorum.
Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz "
Psikolog kadına bakıyor :
"Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya da...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları