KKHY hissedarları paralarını geri aldı!

Yayın Tarihi: 25/04/11 12:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

KTHY'nin rahmetlik olmasından sonra kamuoyuunn ve özellikle de KTHY eski çalışanlarının gözü KKHY'nin üzerine çevrilmişti.

Toplum olarak umutluyduk, çünkü bu kez çok daha güçlü bir yapıyla bu şirketin temeleri atılmış ve başta KKTC'li hissidarlar, sonra da THY'nin ortaklığı ilk bakışka çok güçlü bir havayolunun ortaya çıkacağı mesajlarını vermişti.

Ne yazık ki, anladığımız kadarıyla KKHY başka bir bahara kaldı...

Mart sonu dendi olmadı, Nisan sonu dendi Nisan da geçti ve Mayıs, Haziran, Temmuz derken şirketin bu sene kurulamayacağı artık belli oldu.

Çünkü, zaten inançlarını yitirme noktasına gelmiş olan KKTC'li hissedarlar paralarını geri istedi ve tümüne de paralar ödenerek, yılan hikayesine dönen KKHY meselesi tam bir arap saçına döndü...

Bu konuda Bakan Ersan Saner ile kısa bir görüşmemiz oldu...

Sayın bakan olayı doğruladı ve hissedarların ödedikleri yüzde 25'lik payların faiz hesabında olmadığı için, para kaybının önüne geçilmesi maksadıyla hissedarların paralarını geri istedikleri ve kendilerinin de bu paraları geri ödemek zorunda kaldıklarını ifade etti...

Aslında hissedarlar arasında da bir uyuşmazlık olduğu, gün gibi ortada!

Kimi hissedarlar şirketin bir an önce kurulmasından yana tavır koyarken, kimi hissedarlar ise, şirketin kuruluşunun 2012 yılının Mart ayına kalmasını istiyorlar.

Çünkü bazı hissedarlar kendi aralarında başka bir uçak şirketi ile anlaşarak Londra'ya charter sefer yapma anlaşmasını onaylattılar ve yeni kurulacak şirketin pastadan pay almalarına şiddetla karşı çıktılar.

Bu konuda iki hissedarın imzasıyla bakanlığa yapılan dilekçeyi geçtiğimiz hafta içinde yine bu sayfada yayınlamıştık.

Bakan Saner elbette bu işin sıkıntısını yaşıyor ve üzüntüsü her halinden belli oluyor ama söyleyecek de çok bir şeyi yok...

Ama umudunu hala yitirmemiş, bu şirketin hala bu sene kurulabileceğine dair beklentileri var.

Ve bu hafta yapacığı İstanbul ziyaretiyle şirketin kaderi netlik kazanacak ve büyük ihtimalle de basının önüne çıkıp perde gerisindekileri tüm detaylarıyla anlatacak.

Halkın tüm inancını yitirmeden bu açıklamayı yapması önemli ve zaten kendisi da artık omuzlarındaki bu yükü hafifletmenin şart olduğuna inanıyor.

Bekleyip görelim bakalım...

İtfaiye müdürünün oğlu itfaiye sınavını kazanınca...

Devlette yaşanan istihdam tezgahlarını bilmeyen kimse yok artık.

Yaşanan her haksızlık ülke gençliğini devletinden biraz daha soğtuyor, uzaklaştırıyor.

Bakan ve vekiller kendi yakınlarını devlete koyma teleşıyla birbiriyle yarışırken, Sağlık Bakanlığı eski müsteşarının oğlunu Mağusa Devlet hastanesinde istihdam ettirmesi kamuoyunun büyük tepkisini almıştı.

UBP döneminden önce işe alınan bir genç isten durdurulmuş ve müsteşarın oğlu bu kişinin yerine istihdam edilmişti.

Şimdi de İtfaiye Genel Müdürü Ahsın Öztrak'ın oğlu Orhan Öztrak'ın itfaiye memuru olması özellikle sınava katılıp da kazanamayanların büyük tepkisine neden oldu.

Elbette Orhan kardeşimiz de bu ülkenin bir gencidir ve devletin her kademesinde istihdam edilme hakkı vardır ama, olayın etik yanının da olmadığı göz önünde bulundurmalıdır kanısındayız.

Unutmamak gerek ki, bir kurumun başında olan birisinin çocuklarını ya da yakınlarının aynı kurumda istihdam edilmesi her zaman olduğu gibi itfaiye memuru sınavında, olmasa bile şaibe iddialarını gündeme getirmiştir.

Okur şikayeti
Adalet ayaklar altında!

"Sayın Levent bey,

Son günlerde gündemde olan ihtiyat sandığı ve sigorta dairelerinde gelişen olaylar yer alıyor.22.04.2011 tarihinde benimde Çalışma Dairesi'nde başıma bir olay geldi sizinle paylaşmak istedim.

İskele"de faliyet gösteren Kantara Balları (Kudret Balcı) isimli iş yerinde çalışan çalışma izinli T.C vatandaşı olan Fatih Açıkdeniz 4.5 yıllık çalıştığı işyerinde 1 adet kovanın çalınmasıyla ilgili işvereni tarafından polise şikayet edilmiştir. Polisin yaptığı araştırma sonucu konu olan şahıs hiç bir suçu olmadığı ve isterse işverenine ''hırsızlık '' suçlamasında bulunduğu için tazminat davası açabileceği söylenerek serbest bırakılmıştır.

Konu edilen şahısı KKTC'ye geldiği günden bugüne kadar tanıdığım ve bildiğim bir şahsiyettir.bende çevremde ki tanıdığım bildiğim kişilerdeki kovanları bana satmalarını istedim.böylelikle bu arkadaşada haber verdim gönül rızasıyla çalışmaya evet dedi.

Bunun üzerine yasal prosüdür çerçevesinde tescil belgesi, yükümlülük kayıt belgesi, sigorta, ihtiyat sandığı , Hayvancılık Dairesi kayıtlarımı yaptıktan sonra işçinin yatay geçişi için tüm evraklarımı 10 gün içerisinde yerine getirdim ve Lefkoşa Çalışma Dairesi'ne gittim.

Dairedeki memur tüm işlemleri yapıp işçi akitlerine mühür vurdu ve pasaporta son mühürü vuracağı esnada bilgisayarında ''soruşturması var izin verilemez'' diye bir yazı okundu. Memur beni müdürün yanına götürdü ve bana 'sorunun ne olduğunu sordu bende bilgim olmadığını hatta bu kişiyi işe almadan önce adli şubedeki polis memuruna sorduğumda bana kesinlikle suçsuz olduğu için dava okunmadan serbest bırakıldığını, hatta mağdur edilmeye çalışıldığını söyledim.

Bunun üzerine İsmail Balcı adında birini arayarak böyle bir yazının neden yazıldığını sordu poliste soruşturması var bu yüzden izin verilemeyeceğini, ne olursa olsun bu adadan onu ihraç ettireceğini söyledi. İsmail Balcı'nın hukuk mezunu ve İçişleri Bakanlığı'nda hukukçuluk yaptığını bana söylediler.

Daha sonra bu uygulamada yasal bir prosüdür izlenmediğini anladım.banada bu mühürleri artık vurduk bunun geriye dönüşü olamaz hakkınızı arayın diyerek gönderdiler. Ben de Fatih Açıkdeniz'i de yanıma alarak polise gittim. Bana söylenen bu vatandaşın böyle bir işle ilgisi yoktur, suçsuzdur zaten yargıya intikal edilmedi sıkıntı edilecek bir durumun olmadığı söylediler.

Bu durumda benim anladığım hukukçu olan İsmail Balcı kardeşi olan Kudret Balcı'yı korumak için ''görevini kötüye kullanmıştır''.

Görüştüğümüz yetkililer Pazartesi (bugün) gerekenin yapılacağını söyledi. Bu konuda adalet yerini bulmazsa hakkımı mahkemeye başvurarak arayacağımı söyledim. Bunun üzerine böyle bir durumun olmayacağını, kesinlikle düzeltileceğini söylediler. Bilgilernize sunarım saygılarımla..."
(Oktay G.)

Özel ders muamması devam ediyor
Devlet öğretmenleri, dershanelere öğrenci topluyor!

"Sn Levent Özadam

Ben size devlet okulları ve özel dershanelerle ilgili bir şikâyetimi dile getirmek için yazıyorum.

Oğlum 9 Eylül İlkokulu öğrencisi. Biz sürekli özel dershanelerden " çocuğunuzu bize yazdırın, burs sınavı var, hızlandırılmış program var vs" gibi telefonlar alıyoruz.

Ben okul yönetimine telefon numaramı oğlumla ilgili herhangi bir şey olduğu zaman aranacağımı düşünerek verdim. Hal böyle olunca düşünüyorum da demek ki okular içerisinde böyle bir şebekeleşme var. Biz velilerin numaraları dershaneler için alınıyor gibi bir hisse kapıldım.

Üstelik de benim onayım alınmadan, bana sorulmadan numaram dershanelere dağıtılıyor. Lütfen bunun için artık bir önlem alınsın ve devlet okullarında görev yapan öğretmenlerimiz ekstra olarak çalıştıkları dershanelerine kendi okullarından öğrenci toplamaktan vazgeçsinler. Çalışmalarınızda başarılar dilerim..."
(Ayça D. LEFKOŞA)

Varoluş

Çocuğun biri babasına sormuş :
-Baba biz nasıl olduk?
Baba cevap vermiş; maymunlar türeye türeye biz olduk demiş...
Tabi çocuk babasının lafına inanmamış.
Annesine biz nasıl olduk demiş?
Annesi, Allah Adem babayla Havva annemizi yaratmış, nesilden nesile biz olmuşuz demiş.
Çocuk demiş ki ama babam maymunlar türeye türeye biz olduk dedi
Anne cevap verir:
-O babanın sülalesi bizi ilgilendirmez.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları