Akça'yı okurken...

Yayın Tarihi: 30/04/11 12:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Kimisi elçi Akça'nın açıklamaları işine gelmediği için kendince yorumlayıp susmasını önerirken, kimisi de elçiliği umut kapısı olarak görüyor.

Elçiye eleştiri yapmak son günlerin reyting malzemesi oldu!

Ne kadar çok eleştiri yaparlarsa, kamuoyunun gözünde o kadar yüceleceklerini zannediyorlar!

Kendi önerilerini söyleyen ise neredeyse hiç yok!

Sayın Akça, elçi olmadan bir hata etti ve Cumhurbaşkanı Eroğlu'na giderek 'sizin hatalarınızın bedelini Türkiye insanı değil, Kıbrıs Türkü ödeyecek' dedi...

Belli ki yanlışını anlamış ve şimdi hedefini o da siyasetçilere çevirdi...

Türkiye'nin burdaki bir memuru KKTC hükümetlerini eleştirebilir mi?

Normalde eleştirirse etik olmaz!

Hatta ülkeler arasında ültomatom savaşları yaşanır.

Ama burası normal değil anormal bir ülke...

Hükümetin adı var kendi yok!

Yönetimde büyük boşluklar oluşunca, devreye Ankara giriyor ve haliyle açıklamalar ardı ardına geliyor!

Doğru dürüst çalışan bir hükümet, siyasi bir otorite ve adil bir düzen olsa ve elçi burnunu işimize soksa yanlış yapmış olur ve kendisine yapılan eleştiriler de haklı sayılır.

Ama hem hükümetin icraatlarını beğenmemek, buna isyan etmek, adil düzene baş kaldırmak hem de Elçiye, dolayısıyla Türkiye'ye yüklenmek, ucuz siyaset yapmaktan başka bir şey değildir!

Sayın Akça'nın elçi olduktan sonra yaptığı ziyaretler ve açıklamaların bir kısmı basında yayınlanırken, bir kısmı da yayınlanmıyor.

Yayınlanmayanlar konusunda bizim kulağımıza gelen çok şey var...

Örneğin, KTHY'nin talihsiz çalışanları, CAS'ın hakları budanarak zor şartlar altında çalıştırılan yüzlerce personeli, ödenmeyen ek mesailer, öğretmen ödenekleri, süt üreticisinin aylardır alamadıkları...

Bunların hepsi de şimdiye dek kasaba politikası yapan gelmiş geçmiş hükümetlerin suçu...

Aradan 10 yıldan fazla geçti ve hiç birisi de banka batıranların peşine düşüp hesap sormadı!

Birkaç ay içeride yatan banka patronları sonuçta çıktı ve kaçırdıkları paralar yanlarına kar kaldı...

Oysa bu paralar ki toplamda nerdeyse 200 milyon dolar kadar tutuyor, dönemin Ankara hükümeti tarafından, sırf Kıbrıs Türkü mağdur olmasın diye, taksitle de olsa ödendi...

Ödendi ama sorun bitmedi...

Hiç bir hükümet bu paraları batıran banka sahiplerine hesap soramadı!

Bu paraların peşine düşülüp tahsil edilseydi bile şimdiki maddi sıkıntıların bir çoğu yaşanmayacak, birbirimizle didişmeyecektik.

Bu konuda Ankara'nın ciddi bir isteği olduğunu biliyoruz.

Ama bunu Ankara bize dikte ettirmeden kendi irademizle yaparsak sorunların çoğunu da aşmış olacağız.

Sayın Akça, Kıbrıs Türkünün iradesine karışmasın, yönlendirme yapmasın...

Biz de bundan yanayız.

Ama ülkemizin resmi hiç de iç açıcı değildir ve biz yapmazsak, başka birileri yapar ve çok fazla da kendimizi savunacak yanımız kalmaz!

...

Örneğin Cumhurbaşkanımız;

Cebimde ülkeyi kurtaracak reçete var dedi, reçeteyi uygulama fırsatı bulmadan, ki reçete filan da yoktu Saray'a gitti...

Başbakanımız;

Belki de tüm hükümetlerin en talihsiz başbakanı ünvanına sahip.

Geçmiş hükümetler paketleri ellerinden gelince salladılar, ama şimdi kendisinin böyle bir lüksü yok...

Ayrıca parti içinde yaşanan makam kavgasının, verilemeyen sözlerin kendisini nasıl olumsuz etkilediğini hep birlikte bilmekteyiz.

Bakanlar ona keza;

Sanki de ülkenin bakanları değil bölgelerinin, hatta sadece kendi partilerinin bakanları...

Bir kaç eşi dostu ve akrabayı devlet memuru yapmaktan başka hiç bir olumlu icraata imza atamadılar.

İşte bu çirkin resim, halkın siyasetçiye olan güveninin tamamen yitirilmesine neden olmuştur...

Bu boşluğu gören Ankara da tam yetki vererek gönderdiği Akça'ya kafasından geçenleri söyletmekte ancak bir çoğu işimize gelmediği için de yerli yersiz eleştirerek, ülke sorunlarına çözüm üretmeyi bir türlü aklımıza getirememekteyiz.

...

Önemli NOT: lozadam@superonline.com adresimiz ilgili firmanın KKTC'de faaliyetlerini durdurmasından dolayı kapanmıştır. Bize yazacağınız görüş, öneri ve şikayetlerinizi lozadam@kibrisonline.com yada leventozadam@gmail.com adresine bekliyoruz.

Okur Mektubu
AB vatandaşı avukat aranıyor...

'Sayın Levent bey

Ben Ankara'da gıda imalatı yapan bir şirketin en büyük ortağı ve müdürüyüm.Yıllarca T.C. mahkemelerinde uğraştıktan sonra kabul ediyorum ki bu ülkede adalet yok. Bu gün karşı tarafın imzalı ibranamesini mahkemeye verdiğim halde mahkemeyi kaybettim. Avrupa insan hakları mahkemesine gitmek istiyorum ama oluşacak baskıya ailemin dayanabileceğini sanmıyorum. Yapanın yanına kar kalmasını da istemiyorum. Çünkü ben çocuklarıma daha iyi bir ülke bırakmak istiyorum. Bu yüzden haklarımı bir Avrupa vatandaşına devretmek istiyorum. Amacım sadece yapanın yanına kar kalmaması. Avrupa vatandaşının Avrupa da daha fazla şansı var. Bana yönlendirebileceğiniz bir Avrupa vatandaşı avukat veya Avrupa vatandaşı varsa çok iyi olur. Vaktinizi aldığım için çok özür dilerim. Kolay gelsin. ..'
(Satılmış SUBAŞI)
0532 472 93 42
satilmis-subasi@hotmail.com

Temel'in kedisi

Temel, sol kolunun üstüne güzel mi güzel pek hoş bir kedicik oturtmuş. Nereye gitse kedi kolunda.
Arkadaşları :
- Nedeysun pütün gün kedi kolinda, kediyi rahat piraksana, deyince Temel:
- Pirakmasina pirakacağum ama, kedi dişi, başina bir halt kelir tiye endişeleneyrum.
İçlerinden bir tanesi Temel'e ilginç bir fikir önerir. Kedinin belirli yerlerine pamukla benzin sürmesini, böylece erkek kedilerin Temel'in kedisine zarar vermeyeceğini söyler. Temel de söyleneni aynen uygular. Sonuç harika, erkek kediler değil yaklaşmak, nerdeyse altı aylık yola kaçarlar. Günlerden bir gün Temel'in kedisi kaybolur. Temel perişan:
- La, penum kediyi körtünüz mi? diye, diye iki, üç gün dolaşır. Derken bir tanıdığı:
- Senin kediyi körtüm. Temel:
- Nerdeydi? Ne ediyirdi? Arkadaşı :
- Aşağı mahalledeydi, penzinu bitmiş arkadan itiylerdi

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları