Polis-gazino ilişkileri!

Bundan birkaç ay evvel, bir polis memurunun şikayeti üzerine yazmış ve sormuştuk;

Polis bazı gazinolara kıyak mı geçiyor diye!

Şikayette bulunan polis memuru, yakın bir akrabasının Girne'de bir gazinoya müptela olduğunu ve nerdeyse her şeyini kaybettiğinden şikayetçi olmuştu.

Yine aynı polis memuru, ilgili gazinonun poliste adamları olduğunu ve baskın derdinin bulunmadığını da eklemişti.

O gün bugün tek bir açıklama gelmedi polisten…

Oysa polisin basın subaylığı iyi çalışır ve şaibeli sorulara anında cevap verirdi.

***

Bir gazino şikayeti de geçen günlerde Lefkoşa'da bir gazinodan geldi.

Bir belediye çalışanı bayan Golden Tullip Otel'de makine başında polis tarafından yakalanmış.

Polis memurları buyurun merkeze demiş!

Makine başından kalkmaya hazırlanan bayan polis memuruna sormuş, yanımdaki hanımefendiyi götürmeyecek misiniz diye?

Polis memuru, kimi götürüp götürmeyeceklerine onun karar vermeyeceğini sert bir ifadeyle söylemiş.

Belediye çalışanı bayan epey dişli çıkmış doğrusu.

Anında çıkarmış çıngarı!

Onu almazsanız ben de gelmeyeceğim diye!

***

Meğerse o yaşlı bayan ünlü bir iş adamımızın annesiymiş!

Yani gazinonun özel müşterisiymiş…

Polis gelir birkaç garibanı toplar gider ama o bayana hiç dokunmazmış.

Yine öyle olmuş, ancak bu kez merkeze götürecekleri genç bayan biraz cazgır çıkınca elleri ayaklarına dolaşmış.

Devletin polisi bu, dediğini yapmasan olmaz…

Genç bayan istemeyerek olsa da tutmuş polis karakolunun yolunu!

O anda telefonlar işlemiş ve talimatlar verilmiş.

Ve ortalığı kaldırmasın diye, genç bayan hakkında da soruşturma açılmama kararı alınmış!

***

Bu ülkedeki polis-gazino ilişkilerinin çok acil olarak masaya yatırılmasına ihtiyaç var!

Bu konuda da yıllardan beridir şikayetler yapılır.

Polisin bazı gazinolara iltimaslı olduğu söylenir!

Bazı gazinolara her Allahın günü polis gönderilirken, bazılarına ayrıcalık tanındığı ve polisin bazı gazinoların yolunu bile bilmediği iddia edilir.

Bazılarına da polis baskınlarının önceden haber verildiği, gazinoların da tedbir aldığı ve torpilli müşterilerini kollarken, yem olsun, polisi boş

göndermesin diye gariban birkaç kişiyi verdiği söylenir.

***

Paranın büyüğü gazino ve gece kulüplerinde olduğu için onlar ayrıcalıklıdır.

Siz deniz kenarına şemsiye açsanız görevli gelir ve hesap sorar.

Ama gazino sahile tonlarca beton döker, görmemezlikten gelinir!

Olaylar ört bas edilsin diye devletin tüm birimleri seferber edilir…

Bunun elbet bir nedeni vardır;

Yoksa siz seçim dönemlerinde birkaç milyar lira harcadıklarını iddia eden siyasi partilerin trilyonlarca liralık harcamalarının kimler tarafından yapıldığını bilmiyor muydunuz?

Parayı verenin düdüğü çaldığı bir ülkede, bundan daha iyisini beklemek biraz saflık olmuyor mu?

Kaçak yaşamın sonu…

Aydınköy'de bir portakal bahçesinde kaçak olarak çalışan Maraş'lı İlyas Kelleci, çalışırken elektrik akımına kapıldı ve yaşamını yitirdi…

Hoş patronu, "işçim değil sadece misafirdi ve yardım ediyordu" diyor ama kime ne?

Sonuçta bir can gitti!

İster kaçak olsun, ister kayıtlı, isterse vatandaş…

İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğu bu ülkede, bu olayın da kapatılıp ört bas edileceğinden hiç kuşkumuz yok!

Oysa gerçekten sosyal devlet anlayışı hakim olsaydı, olay aydınlanıncaya kadar işveren sıfatındaki kişi göz altına alınır, ve bu işin hesabı sorulurdu…

Bizim ülkenin kötü bir adetidir bu…

Gariban olunca, ne insan hakları vardır ne de devletin şefkatli kolları…

Ölür gidersin ve küçük bir gazete haberi dışında ertesi gün hemen unutulursun…

Melek mi oluyorum?

Adam ölür ve öbür dünyada sorgusu başlar :

- Hiç içki içtin mi?

- Aman efendim...

- Kumar oynadın mı?

- Aman efendim...

- Kadınlarla aran nasıldı?

- Aman efendim, ben kim çapkınlık kim.

Cebrail dönüp bağırır:

- Oradan bir çift kanat getirin!

Adam çok sevinir :

- Melek oluyorum, değil mi efendim, der.

Cebrail cevaplar:

- Hayır kaz oluyorsun!