İnsan hayatının beleş olduğu bir ülke...

Yayın Tarihi: 01/06/11 12:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Öncelikle Halkın Sesi gazetesini tebrik edelim…

Tebrik ediyoruz çünkü, iki gün üst üste iki tane kayıt dışı işçinin ölümüne manşette yer verdiği için…

İnsan hayatının ucuz değil, beleş olduğu ülkede, hala insan canına önem verenlerin olduğunu görmek mutlu etti bizi…

Ha keşke tüm basın organları insan canına kast eden bu tür olayları daha fazla ön plana çıkarsalar, ha keşke bu konuda daha çok yayın yapıp ülkeyi yönettiklerini zannedenlerin dikkatini çekselerdi…

Aslen Urfalı olan İlyas Kelleci, Aydınköy'de bir narenciye bahçesinde çalışırken elindeki metal merdivenin elektrik tellerine değmesi sonucu yaşamını yitirdi…

İlyas Kelleci kaçak çalışıyordu onun için de senaryo ona göre yazıldı…

İşyeri sahibi hemen bir açıklama yaparak Kelleci'nin kendi işçisi olmadığını, sadece burada misafir olarak bulunduğunu söyledi korkusundan.

Sonra da bu bir iş kazasıdır, benim suçum yok demeye getirdi!

Biz de yuttuk, bu ülkenin yöneticileri de…

Sonra ikinci ölüm haberi geldi;

Bu kez de Mardin'li Seyfettin Batu kaçak olarak çalıştığı inşaatın asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetti.

Onun patronu narenciye bahçesinin sahibi kadar da cesur olamadı, ansızın ortalıktan kayboldu.

Çünkü ülkede küçük işçi çalıştırmanın suç olduğunu çok iyi biliyordu.

Batu da pisi pisine öldü ve arkasında 8 tane minik çocuğu öksüz bıraktı.

Dün Urfalı ve Mardinli…

Bugün Hataylı…

Yarın Lefkoşalı, Girneli…

Nereli olduklarının önemi yok!

Ortak özellikleri insan olmaları…

Ortak talihsizlikleri, bu ülkede çalışmaları!

Sosyal güvencesi olmadan, işyeri güvenliği bulunmayan yerlerde üç kuruşa köle gibi çalıştırılmaları…

Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Nilgün Şefik'i aradık dün konuyla ilgili olarak.

Morali hayli bozuktu!

Tam da bu konudaki bir toplantıdan çıkmış, tesadüfen biz aramışız.

Bundan böyle çok sıkı tedbirler geliyormuş, kaçak işçi olayına karşı…

Kaçak işçi çalıştıranlara büyük cezalar uygulanacakmış.

Bunları duymak biraz olsun rahatlattı bizi ama bizim aklımız hala ölen o iki işçide…

Biliyorum bazılarınız diyor ki, 'gelmeselerdi, ölmeselerdi" diye!

Ha keşke de gelmeselerdi ama…

İnsan hayatının bu kadar ucuz, hatta beleşe olduğu ikinci bir ülke daha gördünüz mü siz hiç hayatınızda?

Okur Görüşü:
"Gerçek turisti zor görürüz!"

"Sn. Özadam, ben de dünkü başlığınıza KUMARHANE TURİST İLİŞKİSİ başlığı altında katkıda bulunmak istiyorum izninizle.. Kumarhaneler(ben gazino demeyeceğim) öylesine ön plana çıktılar ki artık gerçek turisti sanırım zor göreceğiz. Bir kere parasını verip gelen turisti bir kere daha seyahat acentesinin kapısında görmeniz mümkün değildir. Her kumarhane ayrı ayrı aynı kişinin peşinden koşturur. Haftada en az bir kez her biri mesaj atarak bedava davet eder.'' biletinizi alın gelin 5 gün misafirimiz olun'' der. Bu 5 yıldızlı otellerin kumarhaneleri.. Türkiye'den gelen turistin % 90 ı bu yolla gelir Kıbrıs'a..

Onlar konserlere ücretsiz girerler ama parasıyla gelen gerçek turistlere konserler yasaktır veya paralıdır. Yani parasıyla gelenler ikinci sınıf muamelesi görürler otellerde. Böyle bir ülke daha var mıdır? Kumara gelenler birinci sınıf, gerçekten tatile gelenler ikinci sınıf... Bunun önüne geçilmedikten sonra kimse Türkiye'den gerçek turisti beklemesin. Onlar birinci sınıf görüldükleri destinasyonları tercih edeceklerdir çünkü.. Birileri artık bunları görsün, tedbir alsın.."
(Bir okur)

Arapların saldırısı

Muhammed sınıfa girdiğinde öğretmen sordu
- "Adın ne?"
- "Muhammed" diye cevapladı çocuk.
- "Fransa'da Muhammed ismini kullanmayız bundan sonra senin adın Jean-Francois" dedi öğretmen.
Akşam eve döndüğünde annesi Muhammed'e sordu
- " Günün nasıl geçti Muhammed"
- "Benim adım Muhammed değil, artık Fransa'da yaşıyorum ve artık adım Jean-Francois" dedi.
- "Sen isminden, ailenden, kültüründen ve dininden utanıyor ve yadsıyorsun öyle mi?" diyen annesi Muhammedi dövdü.
Sonra olanları Muhammed'in babasına anlattı. Babası Muhammed'i daha kötü dövdü. Ertesi gün Muhammed okula gittiğinde öğretmen Muhammed'in yüzündeki çürükleri gördü ve sordu.
- "Benim küçük Jean-Francois' ime ne oldu?"
- "Hiç sormayın efendim, Fransız olduktan 2 saat sonra iki tane Arap'ın saldırısına uğradım"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları