Saçma sapan yurt dışı gezileri!

Yayın Tarihi: 13/06/11 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Hükümet ekonomik sıkıntılardan dolayı bir takım tedbirler alırken, bunun dünyanın her yerinde olduğunu söyler. Güney Kıbrıs örneğini de sıklıkla vurgular, onlar da tasarruf tedbiri alıyor diye…

Doğrudur, Güney Kıbrıs'ta da bir takım önlemler alınıyor, hem de ciddi bir şekilde.

Ama onların bizden farkı var…

Onlar tasarruf tedbirlerine tepeden başladılar.

Bizim gibi aşağıdan değil!

Güney'de artık vekiller ve üst düzey devlet temsilcileri öyle istedikleri zaman zırp-pırt yurt dışına gidemeyecekler.

Gideceklerse de kendi ceplerinden gidecekler…

Ayrıca yine üst düzey yöneticilerinin ekstra masrafları tamamen ortadan kaldırılıyor.

Buna izaz ikram ve telefon giderleri de dahil…

Bizde yıllardan beridir yaşanan devletin kaynaklarını keyfi bir şekilde kullanmak devam ediyor.

Tasarruf yapacağız diyenler, iş kendilerine gemince bunu yapmıyorlar.

Çünkü devletin kaynaklarını şahsi işlerde kullanmak o kadar tatlı ki, bir türlü bu kötü huylarından vazgeçemiyorlar.

Bakanların, müdür ve müsteşarların, kendi araçlarıyla değil de devletin araçlarıyla en küçük bir market açılışına katılması en küçük örnek.

Köylerde bakanların köyün ileri gelenlerine verdiği yemekleri, kendileri değil biz vatandaş ödüyoruz.

Hele de yır dışı gezileri;

Tam bir felaket!

Geçenlerde bir bakanlık görevlisi ile sohbetteyiz;

Bakan Türkiye'de konferans verecekmiş dedi.

Tam 7 tane uçak bileti kesmişler.

Hadi o bir yana, gidilecek kentteki en lüks otelin en lüks odaları seçilmiş.

Viskinin en pahalısı, yemeğin en iyisi en lüks restoranda yenilmiş.

Bir konferans verecekler diye ülkeye bu kadar çok zarar vermek kimsenin hakkı değildir.

Aslında bütün bunları niçin yazdık biliyor musunuz?

Bizim devlet erkanının yurt dışı ziyaretlerinin ülkeye hiçbir getirisi olmadığına inananlardanız.

Daha da doğrusu onlar gitmemeleri gereken yerlere gidip, devletin hazinesini boşaltırken, gitmek gerektikleri zaman gitmiyorlar. Asıl sorun burada…

Örneğin;

Geçe hafta Bodrum'da zehirlenen Rus rehberler olayında KKTC içkileri yargısız infaz edildi.

Bu yalan haberlere sadece Sanayi Odası dulyarlı oldu ve üreticisine sahip çıkarak elinde belgelerde haberin yalan olduğunu ispatladı.

İşte benim başbakanım, benim bakanım ve devletimin üst düzey yöneticisini ben böyle günlerde yurt dışı ziyaret yapmasını isterim.

İki bakanın olayı eleştirmesinden başka devlet bu konuya duyarlılık göstermemiştir bile.

Oysa ben onların yerine olsam, sağlam bir ekip kurar ve anında Türkiye'ye uçar, basını ve kamuoyunu aydınlatmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan, gerekirse gövde gösterisi yapardım.

İşte o zaman, bu ülke insanı, esnafı, üreticisi için yapılan bu tür masraflar da analarının helal sütü gibidir ve toplum tarafından alkışlanırlar.

O zaman da kimse kendilerini yurt dışı ziyaretlerinden dolayı eleştirmezler…

Özgürgün'ün ev kirasını kim ödüyor?

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün'ün Başbakanın basın toplantısında ki 'gerizekalı' sözü halen eleştirilmeye devam ederken, Özgürgün'ün Hamitköy'de ki evinin kirasının devlet tarafından ödendiği yönünde bir ihbar aldık.

Önce Maliye Bakanı Ersin Tatar'a sorduk, benim bilgim yok dedi…

Daha sonra da Özgürgün'e bu iddiaları ilettiğimizde 'kesinlikle hayır' cevabını aldık.

Bakan olduğu halde ev sahibi olmadığını söyleyen Hüseyin Özgürgün, evinin kirasını ödemekle de gurur duyduğunu, en azından hiçbir şaibe altında kalmadığını ifade etti…

Dede - Torun

Dede bahçede oynayan torununu seyreder.

Torun bir deliğin içinde bulduğu solucanı çekip çıkarır..

Dedesi torununa hem yaptığı işin iyi olmadığını anlatmak, hem de zekâsını ölçmek için 'O solucanı tekrar deliğine sokabilir misin'der.

Torun 'Evet dede..' der anında.. Dede gülümser.. 'Sen onu tekrar deliğe sok, benden sana 10 lira!..' Çocuk eve koşar, annesinin saç spreyini kaptığı gibi solucana sıkmaya başlar, solucan kalem gibi düzleşir, sertleşir. Torun aynen deliğine iter, hayvanı. Dede şaşkın.. 10 lirayı çıkarır verir..

Ertesi gün çocuk gene bahçede oynarken bu defa ninesi yanına gelir, eline 50 lira sıkıştırır ve sırtını okşar..

"Sen dedene neler öğretmişsin öyle?..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları