Lefke kırılma noktasıdır!

Yayın Tarihi: 20/06/11 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Lefke Spor Kulübü'nün Rum Futbol Federasyonu üyeliği için yaptığı girişimler ciddi boyutlara ulaştı.

Elbette istenmeyen ve kabul edilemez bir durumdur bu…

Ama zaten yıllardır Başkent'in çok uzağında olduğu için itilmiş ve kakılmış bir bölge haline gelen, devlet kaynaklarından eşit pay alamayan Lefke ve yöre halkının vermek istedikleri mesaj demek ki ciddiye alınmamış olsa gerek ki, şimdi de bu kulübün ligden ihraç edileceği yönündeki haberler, hem büyük bir tahriktir hem de Kıbrıs Türkünün kırılma noktasının başlangıcını teşkil edecektir.

Bunun arkasının geleceğinden, isyan ateşinin büyüyüp sadece KKTC'yi değil, Türkiye'yi de dış siyasette zor durumda bırakacağından kimsenin kuşkusu olmasın.

***

Kıbrıs Türkü artık ihtiyaçlarının büyük kısmını Güney'den sağlamıyor, orada iş imkanı aramıyor, kendi yurdundan ümidini kesince, yavaş yavaş komşuya doğru da kaymaya başlıyor.

Kapılar açıldıktan sonra geleceğini orada gören inlerce insanımız var…

Daha da kötüsü Rum'a muhtaç olmayı gururuna yediremeyen çok sayıda insanımız, işsizlik ve bir takım sıkıntılarından dolayı Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığının kendilerine verdiği hak sayesinde, Güney'i mesken tutuyor, en kötüsü Rum hükümetinin verdiği işsizlik maaşı ile geçinmeye çalışıyor.

***

Kendisine haksızlık yapıldığına inanan Leke halkı önce sporda güneye iltihak edecek, bu bir kırılma noktası olacağından sonra başka sektörlerle çorap söküğü gibi arkası gelecektir.

Ve sonuçta haksızlığa uğrayan ve ülkesinde gelecek göremeyip, umudu Güney'de arayanların sayısı çığ gibi büyüyecektir.

Şimdi sormak farz olmuştur;

Ülkenin en önemli bölgelerinde bir isyan ateşi yakılmışken, bunun üstüne benzin dökmenin sonuçlarına katlanabilecek misiniz?

Bir bölgeyi ülkeden dışlamak, bunun için tahrik edici açıklamalara devam edilirken, bu ülkeyi yönettiğini sananların bu derin sessizliğinin ardında neler vardır?

***

Çeyrek asırdan fazla hem meslekte hem de dolayısıyla siyasetin göbeğindeyiz.

Hatırlayanlar bilir, hangi parti olursa olsun hükümete gelmeden, Güzelyurt, Lefke ve Karpaz gibi geri kalmış bölgelere öncelik verileceğini söyler.

Söyler ama bu hiçbir zaman olmaz!

Gelen de, giden de bu bölgelerin kalkınmada öncelikli bölge olduğunu söyler, bu konuda bölgede projelerle toplantılar yapılır bölge insanına umut dağıtılır ve sonuçta bunlardan hiç biri gerçekleşmez.

Eğer bu bölgenin genci üniversite bitirip, hala koyun otlatıyorsa, burada büyük bir yönetim yanlışlığı var demektir.

***

Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere, tüm bakanları, halkın vekillerini ve bürokratlarını uyarmakta yarar görüyoruz.

Lefke'de, yönetimin vurdumduymazlığı nedeniyle kırılma gerçekleşirse bu tüm ülkeye yayılacak ve ülkede verilen bunca mücadele başarısızlıkla sonuçlanacak, dışa karşı da Rum'a muhtaç bir toplum resmi oluşacaktır.

Koltukları birkaç saat bırakıp bölge halkını ziyaret etmeyi, onların dertlerini dinlemeyi, yaşadıkları sıkıntıları öğrenmeyi nasıl olur da akıl edemezsiniz ki?

Vatan millet nutukları atıp, kendi ülke insanını 'düşman' diye bilinenlerin kucağına atmak, ittirmek ve dışlamak hiç mi yüzünüzü kızartmıyor?

Börülce korkusu!

Bir üreticinin yetiştirdiği börülceler sağlığa uygun bulunmadı, bunların zehirli olduğu açıklandı.

Üretici, 'biz yıllardır aynı yöntemle börülce yetiştiriyoruz, demek ki, hem ailemizi hem de vatandaşı zehirliyoruz' dedi…

Peki dedi de ne oldu?

Hangi bir yetkili çıkıp da açıklama yaptı?

Şimdi, kimse börülce yemiyor, ürünler de çöpe gidiyor.

Ama duyarsızlık, ve halkın sağlığını hiçe sayma devam ediyor!

Üretici batmış, insanımızın sağlığı Allah'a kalmış, kime ne?

Padişah ve Vezir

Padişah ile Vezir tartışmaya başlamış. Padişah Vezire, "En büyük ve en güçlü olan benim. Sen benim emrimdesin!" demiş.

Vezir, "Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun" diye itiraz etmiş.

Tartışma uzayınca Padişahla vezir, bir çobanın yanına gitmişler ve konuya hemen girmemek için çobana sormuşlar:

-"Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?"

Çoban şaşırmış şaşırmasına da, soranlar da Padişahla vezir.

-"İneğim" demiş.

-"Keçin mi büyük, öküzün mü?"

Çoban "Öküzüm tabii" deyince, asıl soruyu yöneltmişler çobana:

-"Söyle bakalım, Padişahın mı büyük, Vezirin mi?"

Çoban hiç düşünmeden yanıt vermiş:

"Vallahi ben bu hayvanları tanımıyorum!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları