İrsen beyin zor günleri...

Yayın Tarihi: 23/06/11 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Eşber Serakıncı, bu ülkede eğitim bakanlığı yapmış isimlerden belki de en iyisidir.

Doğru, dürüst ve dik duruşuyla, devlet mekanizmasının her bir karışını bilen uzman kişiliğiyle ülke siyasetinde önemli bir yeri vardır.

DAÜ VYK'nın başında olması da aslında işin başındayken herkes tarafından sahiplenen bir isim oldu.

Ancak şu anda o da zor günler yaşıyor!

Bunu özel dostlarıyla da paylaşıyor…

DAK ve DAİ konusunda bir konuşsa, ortalık toz duman olacak ama devlete olan saygınlığı buna engel oluyor, en azından biz bunu biliyoruz.

Bakanlar Kurulu'nun ilgili okulların Doğa Koleji'ne devri ile ilgili kararı belki biraz kendisine sahip çıkıldı görüntüsü verebilir ama biz eminiz ki, en kısa zamanda görevinden istifa edecek ve bunu yaparken de siyasete lanet edecektir.

İrsen beyi zor günler bekliyor çünkü siyasetteki tüm tecrübesine rağmen panik yaşadığı, doğru kararlar veremediği için, hele de bazı kararların kendi iradesi dışında gerçekleştiği için üzüntüsünü içinden yaşadığını biliyoruz.

DAÜ olaylarını basından öğrendiğini açıklaması, yaşadığı paniğin de göstergesi oldu.

Aslında olayı ne kendisi basından öğrendi, ne de ilgili bakan haberim yok derken doğruyu söylemiyordu.

Eşber Serakıncı, DAK ve DAİ'teki gelişmeleri, bir değil, iki değil, üç değil tam dört kez kendisine geniş bir şekilde anlatmış ve bu iş için olur almıştı.

Başbakanın basından öğrendim sözleri sadece kamuoyunda güvenilirliğini yitirmesine neden olmadı, partisi içinde de büyük tepki aldı, ama bunu kimse yüksek sesle dile getirmedi.

İrsen beyi zor günler bekliyor çünkü UBP içindeki birlik ve beraberlik duyguları her geçen gün biraz daha azalıyor.

Bazı bakan ve vekiller kendisine karşı dik bir duruş sergileyip, kimisi bakanlıktan alındı, kimisi de bakanlık verilmedi diye karşı tavırlarını her geçen gün biraz daha arttırmaya başladı.

Ayrıca partisi şu anda birkaç guruba bölünmüş durumda, bu da gelecek için yaşanacak bir fırtınanın habercisi olarak önünde duruyor.

Bir müdürlük, özel kalemlik ve birkaç istihdam için, parti kurmayları birbirin yerken, aslında İrsen beyin de belki bilerek belki de bilmeyerek altını oyuyorlar.

İrsen beyi zor günler bekliyor çünkü DAK ve DAİ olayı da gösterdi ki, alınan kararlar kendisini değil, başkalarını kararları.

Eğer böyle olmasaydı, buraları ya ülke iş adamına vermek için masaya oturur, ya da Mağusa Belediyesi'nin en azından teklifini

değerlendirirdi.

Sırada DAÜ var ve burası da şu anda pazarlık masasında konuşuluyor ve bunun da karara varılmasıyla, olaylar daha da büyüyecek, halkın öfkesi daha da büyüyecektir.

İrsen beyi zor günler bekliyor çünkü daha sırada Telefon Dairesi, Kıb-Tek, ETİ, Kıbrıs Sigorta, Cypruveks ve BRT gibi binlerce kişinin çalıştığı kurumlara sıra geliyor.

Hem de birkaç ay içinde…

Altı oyulmaya çalışılan, partisinde birkaç grubun oluştuğu ve arkasında durulmayan bir başbakan için bundan daha kötüsü de olamaz…

Temiz bir siyasi geçmişi olan kendisinin, dramatik durumu, bana hep Ecevit'in son yıllarını aklıma getiriyor.

Umarız yanlışta ısrar etmez ve siyaseti bıraktığı zaman ardından kötü değil, iyi icraatlarıyla anılır…

En azından bu kendisini elinde…

"Cemal Başkan, başbakanlığa aday" iddiası!

"LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları'nın Başbakanlık görevine ve UBP Genel Başkanlığı'na hazır olduğunu göstermek ve reklamını yapmak için hazırladığı bir Özgeçmiş Dosyasını (CV) Türkiye Başbakanlığı'na gönderdiği iddia ediliyor.

Yapmış olduğu tüm özel görüşmelerde UBP Genel Başkanlığı'na ve Başbakanlığa hazır olduğunu ve gelecekteki hedefinin bu olduğunu söylemekten çekinmeyen Cemal Bulutoğluları en sonunda bu konuda ciddi bir adım atarak hazırlamış olduğu geniş çaplı bir CV'yi Ankara'ya göndermiş.

Bu hazırlanan CV'de Cemal Bulutoğluları'nın özel sektörde elde etmiş olduğu başarıların yanı sıra belediyecilik alanında da elde ettiği tüm zaferler ve gerçekleştirdiği icraatlar geniş bir şekilde yer buluyor…"

(kktchaber.com)

Konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz Lefkoşa Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları, ilgili haberi yalanlayarak böyle bir şeyin gerçek dışı olduğunu, başarısını çekemeyen bazı grupların böyle söylentiler çıkararak kendisini yıpratmak istediğini belirtti.

Temel'in kedisi

Temel, sol kolunun üstüne güzel mi güzel pek hoş bir kedicik oturtmuş.

Nereye gitse kedi kolunda.

Arkadaşları :

- Nedeysun pütün gün kedi kolinda, kediyi rahat piraksana, deyince Temel:

- Pirakmasina pirakacağum ama, kedi dişi, başina bir halt kelir tiye endişeleneyrum.

İçlerinden bir tanesi Temel'e ilginç bir fikir önerir. Kedinin belirli yerlerine pamukla benzin sürmesini, böylece erkek kedilerin Temel'in kedisine zarar vermeyeceğini söyler.

Temel de söyleneni aynen uygular.

Sonuç harika, erkek kediler değil yaklaşmak, nerdeyse altı aylık yola kaçarlar. Günlerden bir gün Temel'in kedisi kaybolur. Temel perişan:
- La, penum kediyi körtünüz mi? diye, diye iki, üç gün dolaşır.

Derken bir tanıdığı:

- Senin kediyi kördüm. Temel:

- Nerdeydi? Ne ediyirdi? Arkadaşı :

- Aşağı mahalledeydi, penzinu bitmiş arkadan itiylerdi

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları