Parayı alan şikeciler KKTC'ye gelmiş!

Yayın Tarihi: 09/07/11 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Fenerbahçeli değilim ama içine düştükleri duruma üzüldüm.

Kulüp adına değil, taraftar adına üzüldüm.

Kulüp bu işten para kazanır, futbolcular köşe olur, taraftar ise sadece yüreğine koyar takımının yoluna…

Türkiye'ye sarsan şike olayı KKTC'ye sıçramasa şaşardım doğrusu…

Geçen akşam TRT 3 spor kanalında izliyorum yapılan açıklamaları, izledikçe de gözlerim fal taşı gibi açılıyor.

Şike yapan futbolcular parayı kaptıkları gibi bir bir KKTC'ye gelmişler, parayı aklamak için…

Hele bir tanesi Girne'de bir gazinoya girmiş ve 300 Euroluk kumar oynamış.

Sonra dönmüş Türkiye'ye ve polis hesabındaki yüklü parayı tespit edip de sorunca nereden bulduğunu o da cevap vermiş;
KKTC'ye gittim ve kumarda kazandım!

Şimdi Türkiye polis teşkilatı, KKTC polis teşkilatı ile işbirliği yapıp parayı kapıp KKTC'ye koşan futbolcuların gazino kayıtlarını inceliyor, hummalı bir şekilde!

Dünyaya kazık çakacaklarını zannedenlere…

Ölümün eşiğinde, Büyük İskender komutanlarını çağırıp son üç arzusunu iletmiş.

-Tabutu dönemin en iyi doktorlarınca taşınmalı.

-Elde ettiği tüm zenginliğinin [altın, gümüş ve değerli taşlar] yol boyunca tabutu mezara gelene kadar serpiştirilmeli.

-Elleri, herkesin görebileceği şekilde tabutun dışına sarkmalı.

Komutanlardan biri, şaşkın, nedenini sormuş.

Büyük İskender, açıklamış:

-En ünlü doktorların taşımasını şu nedenle istiyorum: Herkes bilsin ki, Doktorlar ne kadar iyi olursa olsun, onlar bile ölümün karşısında çaresizdir.

-Yerlere serpeceğiniz değerlerim de gösterecektir ki: Bu dünyada elde ettiğimiz zenginlik, bu dünyada kalır.

-Ellerim tabutun dışında kalsın ki, herkes bilsin: Bizim için en değerli şey olan zamanımız tükenince, boş ellerle doğduğumuz gibi, boş ellerle de gideriz.

Denktaş'ı yalnız bıraktılar!

Bir süre önce rahatsızlanarak YDÜ Hastanesi'ne kaldırılan burada ki başarılı tedavisi tamamlanıp önceki gün taburcu olan Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, hastane çıkışında sadece ailesi ve basın mensupları tarafından uğurlandı.

Ne hükümetten ne de muhalefetten kimsenin katılmadığı gözlenirken, kendisine yakın bazı dernek ve kuruluşların temsilcilerinin de bulunmaması yadırgandı.

Bir okurumuz bunu 'vefasızlık örneği' olarak dile getirirken, bir başka okur da, şimdiye kadar yanında görülüp siyasi rant elde edenlerin nerede olduğunu sordu…

Bizce de birazcık vefasızlık oldu doğrusu…

Okur Görüşü

"Uğural görevden alınmalı!"

"Sayın Özadam,

Bu kamu hizmetlerinin ilk icraatı değil ki!

4 sene öncede eşimle ilgili bir yanlış karar aldılar. 3 kişi için açılan münhal için 2 kişi başvurdu.

Sınavı geçmesine rağmen işe başlatılmadı.

4 yıl süren hukuk mücadelesi sonucu ataması yapıldı.

O kurulda bulunanların hiç birinin yetkisi yok sadece ve sadece tek yetkili Çetin beydir.

Kimsenin o varken konuşmaya hakkı olamaz o kurulda!

İsterseniz onlarla tek tek görüşün, aynı cevabı alacaksınız.

O yüzden şimdi yapılacak tek iş bir an önce o adamın o görevden alınmasıdır…"

(İbrahim BAKICI)

Okur Görüşü

"Bazı şeyler yürek ister…"

"Kamu Hizmeti Komisyonu üyelerine baktığımda UBP'nin komisyonu alabandasına alamayacağı bir yapı görüyorum.

Şimdi konu mahkemeye gidince anlaşılır herhalde.

Karara itiraz şerhi düşülerek altına kaydedilmiş olmalıdır.

Konu açıklamasıyla birlikte yargıçların önüne gider.

Karar için bakalım ne gerekçe uydurdular.

Yok eğer hiçbiri yoksa, o zaman yargı herkese bir şeyler söyler.

Anlarlar mı?

Bunca yıl ya söylenmedi; ya da söylenen anlaşılamadı!

Yaratıcı düşüncenin esir edildiği yerde hiç bir şey olmaz!

Yaratıcı düşünce; Matematik ister, bilim ister, hukuk ister, adalet ister, ahlak ister ve de yürek ister.

O bizim buralarda ölüp gömüleli çok oldu…"

(Mehmet BARIŞSEVER)

Kredi kartı

Uluslar arası bir toplantı için bir Alman, bir Fransız, bir İngiliz, bir İtalyan ve bir Türk Atina'da tavernaya giderler.
Biraz sonra bir dansöz sahne alır. Alman'ın önüne gelip bel kıvırmaya başlar.
Alman ne yapacağını bilmez. Türk Alman'a para basmasını söyler.
Alman cüzdanını çıkarır ve 100 Euro'yu dansözün sağ sutyeninin içine sokar.
Dansöz Fransız'ın önüne gelir. O da 100 Euro'yu dansözün sol sutyeninin içine sokar.
Sıra İngiliz'e geldiğinde o da 100 Euro'yu dansözün göbeğine yapıştırır.
İtalyan'da 100 Euro'yu dansözün alnına yapıştırır.
Sıra Türk'e gelir. Türk cüzdanını açar bakar ki beş para yok.
Dansöze arkasını dönmesini ve eğilmesini söyler.
Dansöz eğilince külotunu aşağıya indirir ve cüzdanından çıkardığı kredi kartını dansözün poposunun arasından geçirir ve şöyle der;
-"Çek istediğin kadar!."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları