Yeni dönem, yeni oluşum ve Kıbrıs Türk Devleti

Yayın Tarihi: 20/07/11 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Ülkede bir milat yaşanıyor.

Miladın ayak sesleri aslında yıllar önceden, 2004 yılından beri duyulmaktaydı.

2004 yılında yapılan referandum ve yaşanan olaylardan sonra 'bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' diyenler haklı çıktı ve şimdi milat sonrası bir sürecin başlangıç noktasındayız.

Ancak böyle büyük bir değişim, elbette ki yılların köhnemiş ve küflenmiş zihniyeti ile olmazdı.

Zaten olmayacak da…

Şu anki süreç tamamen bir geçiş süreci.

Yeni dönem için yeni oluşumlar gerekli ve o da şimdiden kendini belli etti bile.

Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan görkemli kutlamalarla ülkeye geldi…

Kimisi sevindi coşkusunu gösterdi, kimi de tepkisini!

Ama gönül isterdi ki, böyle anlamlı bir tarihte eylem değil, sadece birlik ve beraberlik gösterileri olsun, gelen konuklara da saygıda kusur edilmesin.

Erdoğan zaten daha gelmeden önce Kıbrıs'ta artık taviz verme döneminin bittiği mesajını vermişti.

Maraş ile Güzelyurt'un verilmeyeceğini de üstüne basa basa söylemesi, Birleşik Kıbrıs'ın da artık olamayacağının bir göstergesidir.

Önümüzdeki dönemde bir referandum olur mu olmaz mı bilinmez!

Bize kalsa olur ve yine büyük bir çoğunluk 'evet' der…

Ama Rum'u referanduma getirmek, hele de yaşanan son krizden sonra olası gözükmüyor.

Eğer bir referandum olmazsa da elimizde kalan Türk tarafının 'evet' dediği Annan Planı var.

Orda da Kıbrıs Türk Devleti'nin kabul edilmesi Kıbrıs Türkünün ve Ankara'nın en büyük kozu ve bunun olası bir çözümsüzlük durumunda güçlü bir tez olarak ele alınıp ileri götürülmesi.

Ankara'nın 2004 yılından beridir Kıbrıs'ın kaderi için kafasındaki tek alternatif de zaten bundan başka bir şey değil.

Ankara hükümeti bundan böyle tamamen bütün gücüyle Kıbrıs Türk Devleti üzerine verecek ve Türki devletler ile İslam devletleri başta olmak üzere tanıtma atağına girecek.

Kıbrıs konusunda Ankara için şu anda en büyük sorun KKTC'nin iç meselelerinin düğüm haline gelmesi.

Bir de hükümetin beceriksizliği ile basiretsizliği var!

Her ne kadar ikili ilişkiler normal devam edip, sanki de hiçbir sorun yokmuş gibi bir hava estirilmeye çalışılsa da, gerçek durum bunun tam tersi.

Nasıl yıllar önce, Türkiye'de CHP-DYP-ANAP ve MHP gibi büyük partiler yanlış icraatlarla halkı bezdirip AK Parti'yi yarattılarsa, aynı doğum şekli KKTC için de geçerli ve bunun için temeller zaten çoktan beridir atıldı.

AKP benzeri yeni oluşum için ise iki kilit isim ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı ile DGP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu.
Sayın Erdoğan bu iki isme ayrı bir önem veriyor.

ÖRP'nin kuruluş aşamasında nasıl AK Parti etken olduysa, DGP'nin kurulmasında da AK Parti'nin icazeti vardır ve bu da nedensiz olamaz.

Zaten sayın Erdoğan diğer parti temsilcileri ile bugün toplu görüşme yaparken, Avcı ve Ertuğruloğlu ile ayrı ayrı 20'şer dakika görüşecek ve yeni oluşumun da tohumlarını atacaktır.

Lütfen şimdi bir yere not ediniz;

KKTC'de artık bir milat sona ermiş, yeni bir sayfa açılmıştır…

Yeni sayfanın başarılı olabilmesi için de mevcut siyasi sistem ile siyasi zihniyetlerin yerini artık yenilerinin almasıdır.

Bunun için de Avcı ile Ertuğruloğlu seçilmiş isimlerdir ve çoktandır devam eden yeni oluşum çalışmalarının başını çekecekler, bunu yaparken de Ankara'nın büyük desteğini alacaklardır.

Mutu Barış Harekatı'nın 37'nci yıldönümünde, bu özgürlük savaşımında canını verenleri rahmetle anıyor, emeği geçenleri saygı ile anıyoruz.


Üç gazeteye reklam ambargosu!

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da adaya gelmesiyle büyük önem kazanan 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla ülkemizde bir ilk yaşandı ve Erdoğan'ın gelişi ile kutlaması gazetelerde tam sayfa reklam olarak yayınlandı.

Ancak bunlardan ülkemizdeki 13 gazeteden 10 tanesi yararlanırken, Afrika, Kıbrıslı ve Ortam gazetelerine reklam verilmemesi gözlerden kaçmadı.

Ha keşke böyle özel bir günde bu ayrımcılık yapılmasaydı…

129. ayet

Aracının direksiyonuna geçip kiliseye gitmek üzere yola koyulan rahip yolda yürümekte olan bir rahibeye rastlar. Aracını durdurur ve kiliseye kadar onunla gelmek isteyip istemediğini sorar. Kadın arabaya biner ve bacak bacak üstüne attığında bacaklarının
güzelliği ortaya çıkar.
Rahibin gözü kayar ve bakayım derken kısa bir süre için aracın kontrolünü kaybeder. Aracı tekrar kontrol altına aldıktan sonra sağ elini rahibenin bacağı üstüne koyar. Rahibe ona bakar ve şöyle der :
"Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz ?"
Utançtan kıpkırmızı olan rahip derhal elini çekerek rahibeye özürlerini sıralar.
Bir müddet sonra aklı tekrar karışır ve rahibenin bacağına tekrar dokunur vites değiştirme bahanesiyle ve rahibe aynı soru ile karşılık verir :
"Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz ?"
Utancından yine kızaran rahip elini çeker ve "af edersin kardeşim, insanoğlu zayıf düşebiliyor" der.
Kiliseye vardıklarında rahibe arabadan iner ve tek kelime söylemeksizin, ancak çok manalı bir bakış fırlatarak kaybolur.
Rahip aceleyle içeriye koşturur ve bir İncil alarak
129. ayeti açar okumak için
129. ayet şöyle demektedir :
"İleriye gidiniz, daha yukarılarda arayınız. Orada güzellikler bulacaksınız…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları