"Arazimin üstüne kondular"

Osman Kutup, Mağusalı bir iş adamı.

Kötü giden ekonomiden o da nasibini almış ve zor günler geçiriyor.

Aslında mal varlığı olan birisi ama, malın üstüne konmuşlar, kalkmaya da hiç niyetli gözükmüyorlar.

Osman Kutup, bundan tam 3 yıl önce satış sözleşmesine imzasını koymuş.

Sözleşmenin diğer imza sahibi ile Blue Homes Construction Ltd. direktörü Ersan Saner.

Yani şimdi ki Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı.

Osman Kutup satıcı, Ersan Saner'in direktörü olduğu şirket ise alıcı statüsünde.

Söz konusu arazi ise İskele'inn Bahçeler mevkiinde, 6 dönüm 3 evlekten müteşekkil gayrı menkul.

Sözleşme 9 Mayıs 2008 tarihinde imza altına alınmış ve yine bu sözleşmeye göre üç yıllık bir zamanı kapsıyor.

Bu üç yıl içinde Osman Kutup verdiği arazi karşılığında 100 bin sterlin nakit para ve 6 daire alacaktı.

Sözleşme de bir önemli madde de ilgili şirketin 36 ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmediği taktirde, ilgili araziyi satıcıya teslim etmediği taktirde 300 bin sterlin tazminat ödemeyi de taahhüt etmiş.

Bugün takvim yaprakları 26 Temmuz 2011 tarihini gösteriyor.

Yani, ilgili sözleşmenin imzalanmasının ardından tam 38 ay geçmiş.

Ersan Saner'in direktörü olduğu Blue Homes Constructıon Ltd sözleşme şartlarına uymamış, işin başında göstermelik bir temel atmış ve sonra da tek bir çivi bile çakılmamış.

Şirket inşaatı bitirip taahhüt ettiği daireleri teslim edemediği gibi, araziyi de sahibine geri vermiyor.

Her şey bir tamam ortada…

Sözleşmenin altında imzalar var, ancak burada bir mağduriyet söz konusu.

Proje bitirilemediği için Osman Kutup, gitmiş bakan Ersan Saner'e arazimi geri verin demiş.

Eline birkaç kuruş tutuşturup göndermişler, paran sözleşmede ne ise ödenecek demişler.

Demişler ama sözlerinde durmamışlar!

Hatta Osman Kutup, bakanın artık telefonlarına bile çıkmadığından muzdarip.

Bir başka iddiası da daha var ki, hayrete düşersiniz.

İlgili şirketin direktörünün bir bakan olduğu için Mağusa'da hiçbir avukatın bakana karşı dava almadığını iddia ediyor.

Osman Kutup, elinde sözleşmeyle bize birkaç ay önce gelmişti.

Ancak sözleşmenin daha tarihi olduğu için, en azından sürenin beklenilmesi gerektiğini söyledik kendisine.

Durumu bakana da ilettik, önce parasını ödeyeceğiz dedi, sonra da ben artık şirketin direktörü değilim, ilgili direktörün yurt dışında olduğunu söylemişti.

Burada Bakan Saner'in savunulacak hiçbir tarafı yoktur!

Bir satış sözleşmesinin altında direktör adıyla imzasını atmış ancak alıcı şimdi mağdur duruma düşmüştür.

Zor günler geçiren ve mağdur olan Osman Kutup ile oturup bir anlaşma yapmak kendi sorumluluğundadır ve er geç bu davayı cesaretli bir avukat alacak ve yargı önüne çıkacaktır.

Bakan bey ve şirketini uyaralım istedik.

Bu olayın takipçisi olacağımıza belirtmek de yarar görüyoruz.

Temel'in tedbiri

Temel akciğer kanseri olmuş. Doktorlar, "İki aydan daha fazla yaşaman mucize" demişler ve ümitsiz vaka gibi gördüklerinden dolayı tedaviye de son vermişler.
Öleceğini anlayan Temel eşiyle dostuyla helâlleşmeye başlamış.
Ama herkese AIDS olduğunu söylüyormuş.
En iyi arkadaşı Dursun Temel'e sormuş:
"Yahu Temel, neden millete AIDS oldum diyorsun? Bak herkesi bir korku sardı..."
Ve Temel'in cevabı:
"Yahu Dursun, böyle de ölecez, öyle de ölecez. Bari karıyı sağlama alalım dedim."