"Paramız yok, geberin!.."

Yayın Tarihi: 23/08/11 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türkünün son yıllarda ortak paydalarda buluştuğu tek konu, Teknecik ve Kalecik santrallerinin zehir tüten bacaları.

Güney Kıbrıs'a elektrik vermeye başlayınca bacadan çıkan duman daha fazla görülmeye başladı ve panik arttı…

Özellikle bu bölgelerde yaşayanlar koruk içinde yaşıyorlar ama ellerinden gelen de bir şey yok!

Bu ortak paydaya hükümette dahil…

Onlar da durumun ciddiyetini kavramışlar ama ellerinden bir şey gelmiyor.

İlgili bakan da açık açık söylüyor, 'paramız yok' diye!

Bu ne demektir?

Paramız olmadığından dolayı gözünüz arkada kalmadan ölebilirsiniz…

Yani geberin!

Siz ister ağlayın isterse gülün.

Benim son günlerde öyle bir sinirlerim bozuk ki, ne gülebiliyorum ne de ağlayabiliyorum.

Bayram tatili bir an önce gelsin diye de gün sayıyorum.

Aslında evden hiç çıkmasam, hiç gazete okumasam, televizyon seyretmesem bütün rahatsızlıklarım geçecek ama o da mümkün değil.

Eğer bu ülkenin 10 milyon TL'lik bir filtre alacak parası yoksa ve halkını bile bile zehirliyorsa, insanın sinir sisteminin devre dışı kalması anormal midir ki?...

Sevgili okurlar elimde kendi adıma düzenlenmiş Kıb-Tek faturası var.

Faturaya 123.24 TL'lik bir elektrik tüketmişim.

Aslında rakam 100.29 TL ama 11.29 TL maktu ücret var, 11.20 TL de KDV ücreti.

Yani toplamda 123.24 TL ediyor.

Şimdi ben ne muhasebe uzmanıyım ne de başka bir şey.

Tamamen düz mantık yapıyorum.

Bu ülkede 140 bin tane elektrik sayacı var.

Ve herkes hiç elektrik tüketmese ayda devlete 11.29 TL maktu ücret ödemek zorunda.

Yani, biz vatandaşlar toplamda devlete 1.5 trilyon lira hiç elektrik tüketmeden ödüyoruz.

Bir o kadar daha KDV olduğunu düşünürsek eder mi ayda size 3 trilyon lira.

Bu da demek ki üç ay bu paralar bir havuza konsa ve üç ay sonunda Teknecik'e filtre takacak para kendiliğinden birikir.

Sonuçta da bu büyük sorun ortadan kalkar…

Ben bile yarım aklımla bunları düşünebilirken bir ülke bakanının, para yok diye zırlamasının ne anlamı var Allah aşkına?

Bir yönetim bu kadar mı ülkeyi yönetmekten aciz olur, söyler misiniz?

İyilik yap, ama gizli yap!

Kur'an-ı Kerim'de insanların iyilik yapması için onlarca ayet var.

Bunların bir çoğunda da yapılan iyiliklerin gizli olması kaydıyla değer kazanacağı belirtiliyor.

Bizim Müslimler ise bunun tam tersini yapıyor!

Yıllardır sinir olmuşumdur, bayramda seyranda kapı kapı gezerek hastalara ve yaşlılara yardım edenlerin resimlerinin boy boy fotoğraflarına…

Yine aynı terane gidiyor…

Gazetelerde çarşaf çarşaf resimler yayınlanıyor.

Vatandaşa gıda yardımı yapıyorlarmış sözde!

Yardımlar da çöp poşetlerinin içinde…

Bunlar sevap işlediklerini zannediyorlar ama, büyük günaha giriyorlar…

Hele de iftar sofralarında yüzlerinde iki okka makyaj olan bayanlar!

Okur Görüşleri

"Allaha havale ediyorum"

"Sevgili Levent Özadam,

Mağaza sahibi memur oldu isimli yazınızı üzüntü ile okudum. Nasıl oluyor da insanlar haksız yere elde ettikleri kazançları içlerine sindirebiliyorlar. Ama ülke çalışmadan para alan müşavirler, çalışmadan para alan memurlar ve müdürlerle dolu. Artık insanların değil hükümete "devlete" bile güvenleri kalmadı. Devlet sözcüğü ne acı ki ülkemiz için içi boş bir kavramdan öteye gidemiyor. Tüm bu haksız kazanç elde edenleri ve kendin kurtarmak için KKTC'nin varlığını değersi kılanları bu mübarek günlerde sadece Allaha havale ediyorum…"

(Eski KTHY çalışanı)

"Nerede bu devlet?"

"Sayın Levent Özadam,

Düşünüyorum da iyi ki bu yıl Çevre Yılı İlan edildi. Yoksa korkarım hepimiz pislikten ölebilirdik. Sadece lafla devlet olmamız gibi Çevre Yılı ilanımız da laftan öteye gidemiyor. Gidin bir Mağusa sahillerini görün lütfe. Bunlar mübalağa değil sahiller çöpten, poşetten geçilmiyor. İnsanlar da o kadar cahil ki kendi kullandıkları denizi gözlerini bile kırpmadan kirletiyorlar. Bu yıl sadece kaplumbağalar pislikten nasibini aldı. Ancak zaman içinde balıklarımızı kaybetmekle kalmayıp denize akan kanalizasyon suları ile birlikte insanların da pek çok hastalığa yakalanacağı gün gibi ortada. Ormanlarımızı zaten kaybettik. Devletin bu konuda hiçbir çabası yok. Dikkat edin lütfen neden yangınlar hep deniz kenarlarında ya da ülkenin en güzel bölgelerinde çıkıyor. Girne Boğazı, Kayalar Köyü yada Bellapais gibi.. . Çünkü son kalan ormanları da imara açmaya çalışıyorlar. Sanki önceden ağaçları kesip de yaptıkları evleri çok satmışlar gibi. Kimse farkında değil belki ama bu insanlar hepimin geleceği ile oynuyorlar. Ülkeyi her geçen gün yaşanmaz hale sokuyorlar. Bende soruyorum size, nerede bu devlet diye?.."

(Seher AKTAŞ-Girne)

Panjur

Dursun: Evinin panjurlarını indirmelisin. Dün gece seni karını öperken gördüm.
Temel: Hadi ya? Çok komik. Dün gece evde bile değildim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları