İstihdam, istihdam, istihdam!

Yayın Tarihi: 26/08/11 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Önceki akşam cezaevine yaptığımız ziyarette özellikle gençlerin içeri niçin düştüklerini açıklayan sözleri hala kulağımda…

"İnsan bazen çaresiz kalıyor ve istemeden de olsa suç işliyor…"

Bu elbette ki suç işlerken geçerli bir bahane değil.

Ama bu sözleri yabana atma lüksümüz de yok

Niçin yok, zira bu gençlerin büyük bir bölümü, işsizlik ve onun getirdiği çaresizlik nedeniyle suç işlemiş ve bu nedenle geleceklerini karartmışlardır.

Biz suç işleyen gençlerde önce aileleri sorumlu tutarız.

Bir aile ne kadar dar gelirli olsa da, evlatlarını yetiştirme tarzı, insanların geleceğini olumlu ya da olumsuz olarak etkiler ve sonuçta iradesi biraz zayıf olanlar, sonradan pişman olsalar da suçu işlerler…

Altını çizerek vurguluyoruz;

Bu ülkenin en büyük sorunu gençlerin istihdam sorunu, daha da büyüğü istihdam konularında yaşanan adaletsizliktir.

Şimdi yetkililere sormak lazım;

Geçtiğimiz hafta sonu yapılan yeterlilik sınavı niçin yapılmıştır?

Ya da başka açıdan bakarsak, münhal ilanı vererek son 2.5 senede kaç kişi istihdam edilmiştir?

Bir diğer soru ise şöyle olabilir?

Hiçbir liyakata bakılmadan, sorgusuz sualsiz, bakanlıkların arka kapısından kaç kişi istihdam edilerek, diğer gençlere haksızlık yapılmıştır?

Bazılarını yine hoşuna gitmeyecek ama, umurumuzda bile değil yazmaya devam edeceğiz;

Eylül ayının başında tüm bölgelerden yüze yakın genç arkadaşa işi başlama kağıtları itmiştir.

Mülakatların başbakanlıkta yapıldığı iddia edilen, ve kazandıkları söylenen bu gençler kimlerdir bilir misiniz?

Örneğin Lefkoşa'da çok ünlü bir mobilya mağazası sahibinin kızı.

Yine Lefkoşa'da ülkenin en büyük matbaasının sahibi olan bir beyefendinin oğlu.

Bir özel kalem müdürünün eşi ve kardeşi.

Çok sayıda örgüt başkanının çocukları.

İki bakanın iki yeğeni.

Ve parti gençlik kollarından çok sayıda genç arkadaş.

İşin özü şudur;

Kendi parti içinde büyük sıkıntı yaşayan hükümet partisi, çareyi parti gençleri arasında sınav yapmakta almış ve bunu için gençlere gizliden haber uçurarak aralarında mülakat yapılacağını duyurmuştur.

Bu haberi alan torpilli gençler de akın etmişler halkı olarak.

Torpili en güçlü olanının evine de 'işe alındınız' kağıtları gitmiş.

Başa dönersek;

Çeşitli suçlardan genç yaşlarında cezaevine düşen gençlerimizin de birinci derece nedeni işsizlik ve beraberinde getirdiği maddi sorunlardır.

Ülke genelini değil de, sadece kendi yandaşını, çeşitli tezgahlarla istihdam eden tepedekiler, bundan böyle gençliğin hatalarının da en büyük sorumlusu sayılacaklardır.

Öteki dünyada çekecekleri ise cabası…

"Bayramda KKTC'ye gelin"

Turizm Bakanı Ünal Üstel'in iyi niyetinden kuşkumuz yok.

Ama işinin erbabı olmadığı da bal gibi sırıtıyor işte.

Sağ olsun bu sıcakta Türkiyelere kadar gitmiş ve televizyonlara çıkarak ülkeye bayram için turist çağırmış.

"Bayramda KKTC'ye gelin" diyor…

Umarız yararı olur.

Bu açıklamadan sonra ünlü bir turizmcimiz aradı ve bir takım eleştiriler getirdi.

Bakana da şu çağrıda bulunmamızı istedi;

'Sayın bakan Türkiyeli turistin bayram tatili geçen haftadan başladı, gidilecek yerler ise iki ay önceden belli oldu. Uyanın da balığa gidelim…"

Yalan mı yani?

7 bin kişi vatandaş yapılacak!

KKTC'de 10 seneden fazla bulunup da çalışma izinli olan 7 binden fazla kişi var.

Ankara'dan gelen duyumlara göre bu 7 bin kişi 2011 yıl sonuna kadar vatandaş yapılacak.

Ankara bu konuda bastırıyor ve 'hakkı olana verilsin' diyor ama hükümet bu işi biraz savsakladığı için tepki üstüne tepki alıyor.

Ankara ile kendi halı arasında sıkışıp kalan hükümet de belli ki bu konuda iyice bunalmış durumda…

Telefonuma nasıl ulaştı bilmiyorum ama önceki gün Antalya'dan bir bayan aradı ve hiç soluk almadan şöyle konuştu;

"Merhaba Levent bey duydum ki Kıbrıs'a gelenleri vatandaş yapıyorlarmış, ben de burada kuaförlük yapıyorum, oraya gelip iş kurmak istiyorum, bana nasıl yardımcı olabilirsiniz…"

Ve süpanallah çekip;

"Yok bacım öyle şey bunu da nereden çıkarıyorsunuz" diye biraz da sitem ettim.

Ama telefonu kapattıktan sonra da içimden geçirdim;

" Gel vatandaş gel, sen de gel, batan geminin malları bunlar…"

Kavga böyle başladı

Bir adamla bir kadın, bebekler gibi uyumakta.
Sabahın üçünde, birden dışarıdan bir gürültü geldi.
Kadın, panik içinde yataktan fırlayıp adama doğru bağırdı 'Aman Tanrım,
Bu kocam galiba!'
Adam da yataktan fırladı, korku içinde ve çıplak, kendini camdan attı, yere yapıştı. Dikenli çalının arasından koşabildiğince hızlı arabasına koştu;
Birden aydı, geri dönüp yatak odasına girdi, ve karısına: "A s....tir!!! Senin kocan benim!!!' diye bağırdı.
'Yok yaa ne kaçtın öyleyse?'
Ve kavga böyle başladı...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları