Bu adama "dur" deyin!

Yayın Tarihi: 27/08/11 09:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Daha birkaç gün önce bir Firdevs Tatar isimli anne ateşler içinde yatan hasta çocuğunu evde bırakıp kaçtı.

Hepimiz isyan ettik, daha da öte içimiz parçalandı.

Böyle anneler de varmış diye tepkimizi gösterdik.

Daha bu olayı unutmamışken, kızgınlığımız geçmemişken dün bir telefon aldım bir kez daha hayretler içinde kaldım.

Kimse kusura bakmasın ama bu bir vahşet olduğu için isimleri de vereceğim.

Bu kez annenin ismi Şule…

Aslen Ulukışlalı.

Hayretin Barış adlı bir erkek bozuntusu ile birlikte Yeşilköy'de yaşıyor.

Adam büyük ihtimalle ruh hastası!

Ruh hastası olmasa 2.5 yaşındaki bir çocuğu her Allahın günü döver mi?

Ama o insafsızca dövüyor ve kimseden de korkusu yok!

Mahalle sakinleri kendisinden illallah etmiş, elerlinden bir şey gelmiyor…

Çocuğun annesi Şule hanım da nasıl bir annedir bilmiyoruz ama minicik oğlunun gözünün önünde dayak yemesine seyirci kalıyor.

Belli ki bu ruh hastası, Şule hanımı da iyiden iyiye korkutmuş, belki de bu korkudan dolayı sesini çıkarmıyor.

Tehdit unsuru ne olursa olsun, bir annenin 2.5 yaşındaki oğlunun gözünün önünde dayak yemesine sessiz kalması inanılacak gibi değil.

Bu işkencenin ne zamandır sürdüğünü bilmiyoruz ama şükürler olsun ki bölgede daha insaniyet duygusunu yitirmemiş, kişi ve kuruluşlar da var.

Bunlardan bir tanesi İskele Polis Müdürlüğü'nde görevli Mustafa Ceylanlı…

Bir diğeri de Sosyal Hizmetler Dairesi…

Yaptıkları işbirliği sayesinde, bu talihsiz çocuğu vicdansız bir anne ve ruh hastası bir adamın elinden kurtarıyorlar.

Şimdi minik yavru emin ellerde, böyle bir anne ve böyle bir adamla aynı ortamda kalmasından, yetersizliklerle boğuşan devletin kurumlarında bulunması elbette ki çok daha iyi…

İşi daha da ilginç kılan ise annenin şikayetçi olmamasından dolayı bu adama devletin yargısı ve polisi bir şey yapamıyor…

Bunu düşününce de insanın çıldırası geliyor!

Hayrettin Barış, toplumun içinde dolaşan bir ruh hastası.

2.5 yaşındaki bir çocuğu her gün eşek sudan gelinceye kadar dövüyor…

Devlet ise çocuğu koruma altına aldı ama bu adama karşı çaresiz!

Bu yazıyı kime ithaf edeceğimizi bile şaşırmış durumdayız.

Cumhurbaşkanına, başbakana, bölgenin bakanlarına, kaymakam beyi, polis müdürlüğüne ve herkese ithaf ediyoruz.

Adı Hayrettin Barış, bize göre ruh hastası!

Birkaç ay önceki gazete arşivlerini araştırın ve bu rezil adamın işlediği insanlık dışı suçları gözünüzle görün…

Devlet içimizde dolaşan ruh hastalarına karşı bu kadar aciz olamaz, bunu içimize sindiremeyiz…

Okur Görüşü

"İskele'de postacı krizi"

"Sayın Levent ağabey,

Öncelikle yapılan yolsuzluklar ve partizanlıkları hiçbir kimseden çekinmeden sıkılmadan yayınladığın ve KKTC halkı ile paylaştığın için sana teşekkür ederim.

Sadece hükümet tarafından ve siyasiler tarafından mahrumiyet bölgesi olarak görünen İskele-Karpaz bölgesine biraz daha fazla vakit ayırmanı rica ederim.

İskele köyümüze biraz yerel birazda hükümet yöneticilerinin yapmış olduğu hesaplarla ilçe sıfatını somut olarak yerine getiremiyoruz.

Bir ilçede olması gereken ve tam olarak görevini yapan Polis Müdürlüğü dışında hiçbir muhatap olacağınız dairemiz yoktur. Bu konular için defalarca söz verildi defalarca eylemler ,protestolar yapıldı fakat halen daha bir sonuca varılamadı.

1974 sonrası otuz yedi yıl geçti biz gençlerin bir otuz yedi sene daha vaktimizin olmadığının bilinmesini isterim.

Yirmi beş yıl önce iskelede sinema ve çarşı kültürü varken gelmiş olduğumuz ve'' dünyayla buluşan kent'' adını aldığımız bu yıllarda ne bir sinemamız nede bir çarşımız bulunmamakta.

Hatta ne acıdır ki posta dairemizde postacımız yoktur, postane de paketleri açılmamış bir yıla yakın bir zamandır bekleyen motosiklet bulunmakta. Bir tane memur hangi işleri ve görevleri yerine getirebilir ?

Bir ay izne ayrılıyor sayın abimiz en doğalda hakkıdır hatta mükafat bile verilmesi gerekir bu kadar işe yalnız olarak yetiştiği için. Benim ilgili makamlara söylemek istediğim postane bir ay kapalı mı kalacak?

Yoksa sorumlu diye getirilen beyefendimi postacılık yapacak?

Bunu da yapamaz sebebi hiçbir İskele'deki adresleri bildiğini sanmıyorum. Kaderine terk edilmiş batık bir gemi gibiyiz, esnafın ve bölge halkının hangisine sorsanız bunlardan size bahsedeceğinden eminim .

Fakat her ne kadar yerinize yurdunuza sahip çıkmaya çalışsanız ya sigortadan, ya çalışma dairesinden ya da yerel yönetimden üzerinize baskı yapıldığının farkına varırsınız.

Burası İskele Hollywood değil, bizim dünyayla falan buluştuğumuz da yok, ya esnaf arkadaşlarla buluşup bu konuları konuşuyoruz yada kahveciyle buluşuyoruz .

İtfaiyemiz yok ne yaparsanız yapın gerek de yok!

Bir ayda yedi sekiz tane yangın çıktı ya Mağusa'dan ya da Yeşilköy'den itfaiye bekledik ne zaman ve ne şartlarda geldiğini siz okurların yorumuna bırakıyorum.

Size ve sn yetkililere soruyorum biri İskele'nin ilçe olduğunu kanıtlayabilir mi?

(Oktay GÜNEY- İSKELE)

Teksaslı

İki üniversite arkadaşı yıllar sonra New York'ta buluşurlar. Otobüs durağında beklerlerken, hızla geçen bir aracın sıçrattığı çamurlu su ile baştan aşağı yıkanırlar.
Sürücü bir özür bile dilemeden uzaklaşır..
Teksaslı öfkeyle söylenir..
"- Bu bizim memlekette olmazdı.."
New Yorklu sorar..
"- Nasıl yani.."
"- Teksas'ta, şoför durup özür dilerdi, seni evine alıp, banyosuna sokar yıkanmanı sağlar, bu arada elbiselerini ekspres temizleyiciye yollar tabii beklerken, akşam yemeği ikram eder, vakit geç olduğundan da gece kalmanı da ısrarla rica eder, sabah da kahvaltıyla uğurlardı.."
New Yorklu ağzı bir karış açık, sorar :
"- Nee.. Bütün bunlar senin başına mı geldi?"
"- Benim değil," der Teksaslı.. "Karımın..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları