Sanayi arsaları mercek altına alınsın!
Ganimet bitti diyenlere ithaf olunur;
Bir ülke var oldukça o ülkede ganimet bitmez!
İlerisini görmeden Rumun malını, eşe dosta peşkeş çekenler, gün gelir, dağları, taşları hatta denizleri de dağıtırlar
O da bitse gökyüzündeki bulutlar ne güne duruyor?
Bu ülkede her şey zaptırapt altındadır da niçin sanayi bölgeleri konusunda aynı şey geçerli değildir, bir bilen var mı?
Sözümüz sadece bu hükümete değil, gelmiş geçmiş tüm hükümetlere!
Ülkedeki fırsat eşitsizliğinin en bariz göstergesidir sanayi arsaları
Bu arsalara sahip olmak için de sanayici filan da olmanıza gerek yoktur!
Yeter ki hangi dönemde olursa olsun hükümete yakınlığınız olsun yeter de artar bile
Bazen bir kuruş bile ödemeden ansızın sanayilerde arsanız olur, bunun karşılığını oy olarak verirsiniz, kimi zaman da hükümet partisine 3-5 bin sterlin bağış yaparsınız ve araziye konuverirsiniz.
Ve her zaman değerlidir bu arsalar, 50 bin sterline anında satarsınız
Bundan yıllar önce öğretmenlik yapan bir vatandaşın sanayi arsası aldığını duyunca kendisini bulup sormuştum, sen kim sanayi arsası kim diye?
Meğerse partiye 5 bin TL bağış, 3 bin TL'lik de piyango bileti almış ve 30 bin sterline anında satmış bir işadamına
Ne soran var ne soruşturan, ne de bu işin peşine düşen
Dönemin bakanları aralarında anlaşırlar, kontenjanları belirlerler ve kendilerine düşen payları eşe dosta dağıtırlar
Dağıtırlar ki bir daha ki seçimlere kazanmaları kesin olsun diye
Geçen gün bir vatandaş aradı elinden alınan sanayi arsasının bir bakanın oğluna verildiğini şikayet etti.
Ortalık kalktı oturdu
Vah efendim o bakanın oğlu aldı da başka bakanın oğlu almadı mı diye!
Bizi arayanların hepsine dedik, getirin belgeyi, yayınlayalım
Şimdiki bakanlar hiç üzerine alınmasın
Sözümüz meclisten dışarı, sadece size değil, bu ülkede bakanlık yapan herkese
Bu ülkede temiz toplum operasyonu başlayacaksa sanayi arsalarından başlamalı
Örneğin genç ve başarılı bakan Sunat Atun pek ala ki bu işe ön ayak olabilir
Yetkili olduğu için geçmişten günümüze dek hangi bakan döneminde hangi kişilere sanayi arsası dağıtıldı bunların listesini yayınlayabilir ve hatta şaibeli olanların üstüne gidebilir.
Yine bir yenilik getirerek, bu arsaların dağıtımının bir bakanın iki dudak arasına bırakmaz ve bunun için bakanlar kurulu kararı olmasını da gündeme getirebilir.
Eğer bunu yaparsa da doğru ve dürüst siyaset yolunda öncülük yapıp iyi bir adım atmış olabilir
Ahmet Kaşif'in oğluna arsa verilmesinden sonra UBP kaklı ayağa
Şimdi de Türkay Tokel'in oğluna da arsa verildi diye iddialar geliyor.
Hem de içinde birisi varken onun çıkartılıp, Tokel'in oğluna verildiğini, onun da şimdiki sahibinin çıkarılması için var gücüyle çalıştığını söyleyenler az değil.
Geçenlerde kendisine sorduk, doğru mu bunlar diye
Dedi ki bakana sor o daha iyi bilir
O zaman şimdi de bakana soruyoruz;
Ama sadece bu dönemde dağıtılan değil, gelmiş geçmiş tüm hükümetler döneminde hangi bakan hangi sanayiciye, hangi arsaları dağıttı diye
Bunun cevabı konusunda da Bakan Atun'dan umutluyuz
Umarız yüzümüzü kara çıkarmaz!
Kadın pazarlayan 'gazeteci bozuntusu' kim?
Bugünlerde basın ve turizmci çevrelerinde en çok konuşulan konu, 'sarı basın kartı' hamili bir kişinin ülkenin çeşitli lüks otellerine genç kızları götürdüğü ve zendin iş adamlarına pazarladığı konusu
Adam yaşını başını almış, asıl mesleği gazetecilik değil, emekli olmuş ama hasbelkader basının içinde bulunmuş
Genç piliçlere de düşkünlüğü ile bilinen birisi
Önceki gün bir otel müdürü aradı şu şahsı tanıyor musun dedi, evet dedim
Adam haftanın belirli günlerinde birkaç çıtır ile gidip, iş adamlarına kendi eliyle servis yapar ve sonra da otelin lobisinde 'mesai' bitinceye kadar bekler ve iş bitiminde getirdiği gibi götürürmüş.
İsmini elbette açıklayamam
Hatırlarsanız, geçtiğimiz yıl masajcı kızın önünde donunu indiren gazeteci ağabeyimizi de açıklamamıştım
Bize yakışmaz!
Organ
Profesör genel anatomi dersinde, öğrencisine sormuş;
"Kızım, insan vücudunda, uyarıldığında normal ölçülerinden 3-5 kat daha büyüyen organımız hangisidir!?.."
Kız öğrenci son derecede mahcup bir ifadeyle, başı önünde "Utanırım hocam! Söyleyemem!.." diyebilmiş kan ter içinde!..
Çok sinirlenen profesör hanım "Peki, otur yerine.." dedikten sonra konuşmasını sürdürmüş: "Kızım, üç kabahatin var!..
Bir; önce aklın bakıyorum kötü şeylerde!..
İki; şayet dersini çalışmış olsaydın, bu organın göz bebeği olduğunu bilecektin!..
Üç; korkarım, evlendiğinde hayal kırıklığına uğrayacaksın!?.."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.