Devletin tepesinde "yetki" krizi!

Yayın Tarihi: 17/09/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Önceki günkü Kıbrıs Gazetesi'nin sürmanşetinde verilen Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun hükümet konusundaki olumsuz açıklamaları, parti içinde için için kanayan yaranın aslında dışa vurumuydu.

Ya da isterseniz buna, 'kılıçlar çekildi' de diyebilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bu açıklamada kendi genel başkanlığından sonra parti içinde disiplinin kalmadığını söyleyerek, Başbakan Küçük'ü otoriteyi sağlayamamakla suçladı.

Bu komuoyunda erken seçim mesajları olarak yorumlandı.

Sonra dün de yine basında Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Kudret Özersay'ın Rum Yönetimi'ne yaptığı çağrı yayınlandı.

Özersay'ın BRT'ye yaptığı açıklama ise hükümeti çileden çıkardı.

Hele de önceki gün Ankara'da yapılan üst düzey toplantıda Özersay'ın KKTC'yi temsil ettiğinin açıklanması bardağı taşıran son damla oldu.

Bu sadece Rumların uluslar arası sularda doğalgaz ve petrol arama girişimlerine bir cevap değil, aynı zamanda UBP içindeki iç savaşın da başladığının bir göstergesi oldu.

Bunu da nereden çıkardığımı haklı olarak sorabilirsiniz.

Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün dün bir basın toplantısı düzenleyerek bu konudaki son gelişmeleri anlattı.

Anlattı ama bununla yetinmeyip, satır aralarında zehir zemberek göndermelerde de bulundu.

Sadece Güney Kıbrıs'a değil aynı zamanda Saray'a da göndermelerde bulundu.

Ankara'daki toplantıda KKTC'yi Özersay'ın temsil etmediğini, bakanlık müsteşarı Aytuğ Prümer'in başkanlığındaki heyetin temsil ettiğini söyleyerek, heyetteki isimleri bir kez daha açıkladı.

Bu heyetin de içinde Kudret Özersay yoktu!

Ve yetki konusunda da şu cümle konulan son koktaydı;

"Konunun önemine binaen, kamuoyunun bu konuda doğru bir şekilde bilgilendirilmesi büyük önem arz etmekte olup, hükümetimizce yetkilendirilen makamlar kamuoyunu düzenli bir şekilde bilgilendirmeye devam edecektir.

Bunun dışında yetkisiz şahıslar tarafından yapılan açıklamalara ve yorumlara kamuoyunun itibar etmemesi önemle rica olunur…"

Bu açıklamadan sonra artık kimse parmağının arkasına saklanamaz.

Özgürgün çok net bir şekilde Kudret Özersay'ın dün basında çıkan açıklamalarına tepki koymuş ve kendisini yetkisiz ilan etmiştir.

Bir diğer anlamıyla bu konuda yetkinin Saray'da değil, hükümette olduğunun altını çizmiştir.

Yani Hükümet-Saray savaşlarının ilk raundu da böylelikle başlamıştır.

Zaten uzun bir süredir gündemde olan ama açıkça ilan edilmeyen savaş ilan edilmiş ve Saray'a 'hodri meydan' çekilmiştir!

Ve dolayısıyla şimdi gözler, bu açıklamaya cevap vermesi beklenen Saray'a çevrilmiştir…

Halil Orun teşekkür etti…

İskele Belediye Başkanı Halil Orun, dünkü "Vah İskelem vah' başlıklı yazımızdan dolayı telefon açarak teşekkür etti.

Yazdıklarımızın tümüne katıldığını söyleyen Orun, belediye olarak bölgenin tüm birimlerine tüm imkanlarını seferber ettiklerini ifade etti.

Siyasilere ve basına da sitem eden Halil Orun, bölgenin ağır sorunlarının bulunduğunu ama yeteri kadar ilgi görmediklerini kaydetti.

Siyasilerin tiyatroya ilgisizliği!

Ülke tiyatroda çok özel günler yaşıyor.

Türkiye'nin önde gelen tiyatro grupları büyük emekler vererek hazırladıkları oyunlarını sanatseverlere sunuyorlar ve her gösteri de tek bir boş koltuk olmadan gerçekleşiyor.

Açılış gününde plaketler verildi ve Cumhurbaşkanı Eroğlu, Bakan Saner ve Başkan Bulutoğluları dışında kimse katılmadı.

Daha sonra ki oyunlara onlar da katılmadı.

Ama onları her gece bir masa başında kadeh tokuştururken görmek de hiş hoş bir görüntü oluşturmuyor.

Oysa birkaç oyun seyretseler öğrenecek o kadar çok şeyleri var ki!

Birikim

Balaylarını geçirmek için bir sahil oteline gelmişlerdi..
Gelişlerinin dördüncü gününün sabahı idi.. 20 yaşlarındaki gelin, yeni bir sevişme seansına hazırlanmakta olan 70'leri yaşamakta olan yeni damat eşine adeta yalvardı; "Ne olur, birazcık izin ver de nefes alıp kendime geleyim!.."
Sonra sessizce odanın kapısından sıyrılıp, üzerindeki sabahlıkla otelin kahvaltı salonuna inip bir kahve ısmarladı..
Bu çifte her sabah kahvaltıda servis yapan garson kız, genç gelinin bu perişan halinden meraklanıp, şaşkın şaşkın sordu: "Sizin gibi genç ve güzel bir kız, nasıl böyle perişan hale gelir.. Gözlerinizin altı mosmor, haliniz perişan!..
Ne oldu size böyle!?.." "Ahhh!.." çekti içten ve derinden genç kız, "Ahhh!.. nasıl da aldatıldım, hiç sorma!.. Evlenmeden önce bana 50 yıldır biriktirdiğini söylemişti!.. Ben de bankada para biriktirmiş sanmıştım!..
Meğerse onun birikimi başka imiş!?.."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları