Polis ve mahkemeler zan altında!

Yayın Tarihi: 24/09/11 09:19
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bu memleketin çivisi çıktı diyenler ya da dingili koptu diyenler haklı çıktı.

Ne çivi kaldı ne dingil!

Son bombayı Ömer Kalyoncu patlattı;

Polise de güvenmiyormuş, yargıya da…

Siyasileri unutmuş olmalı!

Ülkede bakanlık seviyesine kadar gelmiş birisi bunları söylüyorsa, ha keşke bu ortamı yaratanların siyasiler olduğunu da açıklama cesaretini gösterseydi.

Kalyoncu'nun iddiasına göre Halil Falyalı kendisini tehdit etmiş…

Böyle bir tehdit söz konusuysa Falyalı dahil, her kim ne sebeple olursa olsun birisini ölümle tehdit ediyorsa, kimsenin göz yaşına bakmadan ülkenin mahkemeleri de polisi de devreye girmeli.

Ama bunun bir eski bakan tarafından kamuoyuna, hem de dokunulmazlık zırhına örtünerek duyurulması hoş olmadı…

Hele de böyle bir ülkede yaşamaktan utanç duyduğunu söylemek, üstüne karabiber oldu!

Kalyoncu birkaç kemiyle de olsa öfkesini kustu ve 'ağır abi' olmaktan öteye bir tablo sergiledi…

Kalyoncu, polise gitmiş ve durumu bildirmiş, ancak şikayetçi olmamış!

Ya buna ne demeli?

Hapishaneye gidip adam uçurmaktan bahseden birisi, niçin polise şikayetçi olmaz ki?

Evet bu ülkenin yargı ve polisi ağabeyle artık tartışılır bir hale gelmiştir ama devletin tepesinde görevde bulunan birisi, hem de halen milletin vekili ise, bundan şikayetçi olacağına çözüm yolunu seçmeliydi…

Yok Ömer bey vitrine oynamayı yeğlediyse o da kendi bileceği bir iştir…

Kalyoncu, sadece yargı ve polise değil basına da dil uzatmış…

Hatta bize de atıfta bulunarak, dedikoducu gazetenin yazılarını okumam demiş…

Üzüldük doğrusu!

Emeğin en yüce değer olduğunu düşünen, ya da bu düşünceye destek verdiğini iddia eden birine yakışmadı…

Açsın sözlüğü 'dedikodu' ne demek öğrensin önce…

Bu sayfada kimsenin ardından değil yüzüne karşı, hatta kamuoyunun önünde yazılar yazılır…

Bundan da herkes nasibini alır…

Burada adı her geçtiğinde, telefona sarılıp bizi arıyorsa nasıl olur da bizi okumaz!

Şimdi kendisine sorarım;

Eğer biz burada dedikodu yapıyorsak, Başbakan'ın kızının üzerine alınan bir arsanın ücretinin bir işadamı tarafından alındığını söylemek hem de hiç araştırma yapmadan kulaktan duyma bilgilerle bunu meclis kürsüsünde dillendirmek nedir?

Varsa böyle yolsuzluklar peşine düşüp işi yargıya havale edeceksiniz…

Sadece ahkam keserseniz, sizi koltuğa oturtanlara ihanet etmiş sayılırsınız…

Barbet; Gelinim devlette değil, kooperatifte istihdam edildi

Biz devlette istihdam edildiğini yazmamıştık ama, Muhtarlar Birliği Başkanı Hüseyin Barbet, gelininin devlette istihdam edilmediğini, Dikmen Kalkınma Kooperatifinde istihdam edildiğini bunun da üç aylık bir süre olduğunu belirtti.

Oğlu Yusuf Barbet'in ayın kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduğunu ve diğer 4 yönetim kurulu üyesi ile anlaşarak bu istihdamın gerçekleştiğini de söyleyen Barbet, amaçlarının CTP döneminde işten durdurulan 26 muhtar çocuğunun UBP döneminde istihdam edilmesi olduğunu ifade etti.

Stockholm'de ofisimiz var, ama boş!

İsveç'in başkenti Stockholm'de KKTC temsilciliğinin açılması elbette ki hepimiz için gurur meselesidir…

Her ne kadar dış temsilciliklerin görevlerini yeteri kadar yapamadığını sürekli vurgulasak da, ülkenin imajı bakımından önemlidir dış ofisler…

Ayrıca gönül ister ki, dünyanın neresinde olursa olsun böyle temsilcilikler açılsın ve sesimiz soluğumuz olsun…

Ama dış ülkede temsilcilik açmak yeterli değil…

İçini de dolduracaksınız…

Masayla, sandalyeyle, araç gereçle…

Yani, Stockholm temsilciliği açıldı ama içi boş!

Tek bir eşya bile yok…

İster inanın isterse inanmayın…

Vergi dağılımı

Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır. Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar. Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel. Ortaya bir fikir atılır. Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak.
Amerikan vatandaşı söz alır:
-"Bizim Amerika'da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız. Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız..."
Derken Avrupalı söz alır ve:
-"Bizim Avrupa'da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız. Önce yere bir daire çizeriz. Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... "
Sıra bizim Temel'e gelir ve başlar anlatmaya:
-"Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizde sizun
çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok. Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk. Bizde hükümet halktan toplar vergileri. Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar. Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları