Bundan daha kötüsü ne olabilir ki?

Yayın Tarihi: 16/11/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

CTP-DP ve CTP-ÖRP hükümet dönemlerinde hatırlanacağı üzere Başbakanlığa bağlı bir uyuşturucu birimi vardı ve bu birimden sorumlu kişi de Başbakanlık müsteşarı idi.

Aslında o dönemde de bu birim bir tabela makamından öte gidemedi…

O hükümet dönemlerinde de gençliğin sorunlarına yeteri kadar ilgi gösterilmedi, hele de uyuşturucu konusuna derinliğine inilmedi.

O dönem yapılan çalışmaların iyi niyetli yapıldığından eminiz ama, ya yetkililerin ilgisizliği ya da bu birime yeteri kadar kaynak aktarılmaması, ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Hatta, dönemin müsteşarı bazı özel kliniklere uyuşturucu bağımlısı gençleri yönlendirmiş, ama sonuçta o hizmeti verenlere paraları ödenmemiş, sonuçta mahkemelik olmuşlardı.



CTP, iktidardan gittikten sonra ilgili birim anında feshedildi.

Ha keşke yeni hükümet iyi ya da kötü böyle bir birimi kapayacağına aksine daha da geliştirse, kaynak aktarsa ve uyuşturucu ile mücadele konusunda önemli mesafeler kat edilseydi.

Ama bizim siyasetçilerdeki, birinin yaptığını bozma hastalığı bir kez daha kendini gösterdi ve ağır aksak işlese de hayati önem taşıyan ve gençlerimizi tehdit eden uyuşturucu konusunda köklü çözümler üretilseydi.

Ama siyasetin, her şeyin önüne geçtiği ülkemizde, toplumun sorunlarından daha çok, partilerin rant kavgası bir kez daha galip geldi ve gelenin de gidenin de aslında birbirinden çok farklı olmadığı bir kez daha görüldü.



Dün hemen bütün gazetelerimizin ön sayfasında vardı;

Liselerde yapılan bir ankette, öğrencilerin yüzde 75'inin alkol kullandığı tespit edilirken, yüzde 6'lık bir kesimin de bonzai denen illet ile haşır neşir olduğu ortaya çıktı.

Hiçbir şey yapılmasa da, bunu en azından bir başlangıç olarak kabul edebiliriz.

Ama, bu açıklamayı yapın Bakan Dürüst'ün, 'kötü durumda değiliz' şeklinde vurgu yapması, politikacıların bir kez daha gerçek yüzünü görmemizi sağlamıştır.

Dikkat ediniz ki bu anket sadece lise öğrencileri arasında yapılmıştır ancak herkes bilmektedir ki, sigara ve uyuşturucu kullanma sadece liselilerin değil artık ortaokula gidenlerin de büyük baş belası haline gelmiştir.

Ve durum bu kadar vahimken, ilgili bakan durumun hiç de kötü olmadığını söyleyebiliyorsa, emin olunuz ki bu çalışmalardan hiçbir sonuç alınmayacaktır.

Çünkü, bir sorunu çözmek için öncelikle o sorunun varlığına inanmak gerekmektedir.

Hoş, sadeci siyasi ihtirasını ön planda tutan bir bakandan da daha değişik bir açıklama beklemek biraz saflık olurdu!



Bu anket konusunda aslında üzerinde en fazla düşünülmesi gereken açıklamayı anket şirketinin sahibi sevgili Salih Egemen yapmıştır.

Sigara ve uyuşturucu konusunda bağımlılık oranının bilinmediğini ve bunun da çok zor olduğuna vurgu yapan Egemen'in bu açıklaması bile, hiç gecikilmeden, hatta bugünden itibaren bu konuda bir seferberlik başlatılması gerektiğini, daha fazla gecikildiği taktirde de durumun daha da içler acısı bir hal alacağına işarettir.

Bu sorun, ne bakanlığın, ne hükümetin ne de uyuşturucu ile bir şekilde tanışan gençlerin ya da onların acılı ailelerinin değil, toplumun en öncelikli sorunudur ve bunun çözümü de yine, olaya toplumsal bakış açısı ile mümkündür.

Bakan Dürüst, çok yakınımızdaki Türkiye'nin liselerde yapılan anketlerini incelese, bizdeki durumun vahametini çok daha iyi anlayacaktır.

Çünkü, Türkiye genelinde yapılan anketlerde liselerde sigarı kullanımı yüzde 20 civarındayken, uyuşturucu kullananların oranı da yüzde 3'lerde seyretmekte ama orda hiçbir bakan ya da yetkili, 'kötü durumda değiliz' demeyi bir yana bırakın, olayı bir felaket olarak algılamaktadır.

Viagranın etkisi

-Abi bana bir viagra verir misin demiş.

Eczacı vermiş viagrayı.

Genç adam sormuş.

- Kaç para?

- Eczacı 10 TL.

Genç adam 100 TL vermiş .

Eczacı: bozuk yok mu demiş

Genç adam : Yok.

Eczacı: Karşıdaki çerezciden bozdur gel.

Genç adam: Abi çerezci beni tanımaz ki.

Eczacı: Ben buradan işaret ederim bozar paranı demiş.

Genç adam karşıdaki çerezciye gitmiş.

Abi, beni karşı eczacı gönderdi, 100 TL'yi bozacakmışsın, birde 500 TL para vercekmişsin akşam sana geri verecek demiş.

Çerezci başını kaldırıp eczacıya bakmış, karşıdan eczacı başını sallayarak onay vermiş.

Genç adam gelmiş ezcacıya 10 TL'yi vermiş, viagrayı alıp gitmiş.

Akşam üzeri çerezci kasayı kapatmadan gelmiş eczacıya 500 TL'yi alayım demiş... Eczacı şaşırmış.
Ne 500 TL'si demiş.

Çocuğu gönderdin hem 100 TL bozdurdun, hem de 500 TL istedin ya demiş.

Hatta sana baktım onayladın karşıdan.

İşte o an anlamış eczacı başına geleni, vermiş çerezciye 500 TL'yi tabi.

Ertesi gün yaşlı bir amca girmiş eczaneye.

Eczacıya "oğlum ben viagra alacam ama etkileri nasıldır bilgi veriri misin" demiş.

Eczacı "Beybaba, şu kadarını söyleyeyim, dün birisine viagra verdim daha adam kutusunu açmadan hem çerezciyi hem beni ayaküstü becerdi. . .

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları