Gözümü kapadım ve barışı hayal ettim!

Yayın Tarihi: 17/11/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

CTP-BG bu sıralar pek alem doğrusu!

Ana muhalefet konumunu başkalarına kaptırınca işi romantizme döktüler.

Yakında bir konferans düzenleyeceklermiş, adı da 'Barışı Hayal Et' diyorlar.

Ana muhalefetteki açıklarını böyle kapayacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar.

Zaten, CTP'li dostlar her köşeye sıkıştıklarında çözüme balıklama dalıyorlar.

Dalıyorlar ama, içi boş, hiçbir dayanaktan yoksun ve tamamen rüya alemi içinde.



Ayrıca bu sıralar burunlarından da hiç kıl aldırmıyorlar.

Siyasetin her türlüsünden bıkıp da kendilerini UBP ile aynı kefeye koyanlara ateş püskürüyorlar.

Neymiş efendim onları UBP ile kıyaslamak büyük hakaretmiş.

Her seferinde de ortaya koydukları tek icraat kendi hükümet dönemlerindeki santraller konusu.

Evet doğrudur, CTP döneminde ülkenin en büyük eksikliklerinden birisi olan elektrik sorununa çözüm getirilmiş ve şu anda onların sayesinde Rumlara elektrik satar duruma gelmişizdir ama, bunu sakız yaparak her sıkıştıklarında gündeme getirmek, bize göre acizliktir, basiretsizliktir.



Şimdi olduğu gibi de onların döneminde Kıbrıs türkü kendi ayakları üzerinde duracak önlemleri alamamış, bunu için köklü çözümler üretilmemiştir.

Aynen şimdi olduğu gibi, Türkiye versin biz ödeyelim, mutlu müreffeh yaşayalım mantığı güdülüp, hiçbir zaman Kıbrıs Türkünün kendi iklimine uygun ekonomik paketler yaratılmamış ve uygulanmamıştır.

UBP şimdi nasıl her sıkıştığında eski hükümetten enkaz aldıklarını söylüyorsa, CTP de Annan Planı rüzgarı geçince, enkaz edebiyatına sarılmış ve sonuçta, erken genel seçime giderek yanlış yönetiminden en az zararı almayı göze almıştır.



Kimse kusura bakmasın;

UBP şimdi nasıl vitrine oynayıp, aldıkları önlemleri kendi iradesiyle aldığını iddia ediyorsa ve vitrine oynuyorsa, CTP de muhalefet görevini yerine getiremeyince, işi şova dökerek, her zaman olduğu gibi, 'çözüm' uydurmasına sarılmıştır.

Ben yine de onların dediğini yaptım ve gözümü kapadım, çözümü hayal etmeye çalıştım.

Kendimi de bu konuda epey zorladım!

Maalesef başaramadım.

Çünkü CTP'li romantiklerin dediği gibi çözümün Kıbrıs Türklerini elinde olmadığı gerçeği şamarı yapıştı yüzüme.

Hem de ne Türkiye'nin ve Yunanistan'ın!

Hele de petrol yatakları da keşfedildi ya, bu iş bizi çoktan aştı…

Ve aklıma hemen Annan Planı döneminde ABD ile işbirliği yapan CTP'nin ilkeleri ve
sosyalistliği geldi aklıma!

Şimdi anladınız mı, niçin gözümü kapayıp bir türlü çözümü hayal edemediğimi?

Bizce CTP de Kıbrıs Türkünün de toplum olarak gözünü kapama değil, aksine dört gözünü açma sürecini yaşıyoruz.

Gün gelecek ve adaya elbet bir çözüm gelecek.

Ama gözümüz kapalı gidersek, sonuçtan kimse memnun olmayacak ve buna da katlanmak zorunda kalacağız.

Okur Görüşü:

"Bayram kutlamalarına ne kadar harcandı?"

"Sayın Özadam, yıllardır yazılarınızı takip eder ve tarafsız yayınlarınızdan dolayı sizi kutlarım.
Biliyorsunuz, ülkemiz ekonomik sıkıntı içindedir ve biraz tartışmalı da olsa hükümet çeşitli önlemler alıp vatandaşa sürekli tasarruf çağrısında bulunmaktadır.

Hükümetin bu çağrısı kısmen anlayabiliriz.

Ancak şunları da sizin vasıtanız aracılığıyla sormak istiyoruz;

15 Kasım kutlamaları için yurt dışından gelen yüzlerce konuğun ülkeye maliyeti ne kadar olmuştur?

Vatandaşın cebine elini atan hükümet böyle sıkıntılı bir dönemdi niçin devletin paralarını har vurup harman savurmuştur?

Basından izlediğimiz kadarıyla, gelen ekipler onuruna Cumhurbaşkanı ayrı yemek, Başbakan ayrı yemek ve meclis başkanı ayrı yemek vermiştir.

En azından ekonomi ayağa kalkıncaya kadar bir defalığına da olsa sadece bir tek yemek verilemez miydi?

Politikacılarımız siyasi rantlarına devam edecek diye, ülkenin hazinesini hoyratça kullanması yazık değil midir?

Görüşlerime sayfanızda yer vermeniz dileğiyle, saygılar sunarım…"

(Emekli Polis Memuru)

Sarhoş

Üzeri darmadağın olan sarhoş adam polis karakolundan içeri girmiş ve elindeki araba anahtarını görevliye göstererek, 'bu anahtarın ucundaki arabam çalındı' diye feryat etmiş.

Karakolun komiseri gürleyerek ayağa kalkmış ve ada bağırmış;

-Be gafil adam, devletin memurunun karşısına, bu kılıkla çıkmaya utanmıyor musun, hem o fermuarın bile açık, ayıp değil mi sana?

Sarhoş adam pantolonunun önüne bakmış ve kısa bir şaşkınlıktan sonra yine feryat etmiş.

-Eyvah komiserim, demek sadece arabam çalınmadı, bizim karıyı da götürdüler…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları