İtalyanlar kadar olabilir miyiz?

Yayın Tarihi: 07/12/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Rakam çok büyük;

Tam 30 milyar Euro…

Berlusconi'yi mahalleye gönderen İtalyan halkı, yerine ekonomist Mario Monti'yi getirdi, ülke ekonomisini kurtarsın diye…

Belki gereğinden fazla çabuk verdim ama bize göre İtalya bu krizden bir kaz sene içinden sıyrılıp çıkar.

Yeni başbakanın ilk icraatı, 30 Milyar Euro'luk kemer sıkma paketini açıklamak oldu.

Kim bilir belki bu rakama tüm Kıbrıs adası bile satın alınır.

Monti'nin ikinci icraatı ise, 17 milyon Euro'luk maaşını devlet hibe etmesi oldu.

Ardından diğer üst düzey yetkililerinin maaşlarından feragat etmesi bekleniyor.

Belki de dünyada bir ilk oluyor ve başbakan maaşını bağışladı diye, ülkenin Çalışma Bakanı Fornero paketi açıklarken başbakanın bu duyarlılığı nedeniyle kameraların önünde ağlıyor.

İtalyan gazetelerinin ortak manşeti de şu;

"İtalya'yı ağlatan reçete"

Sonra sendikalardan açıklamalar gelmeye başlıyor;

"Hükümet ağladı biz daha fazla ağlayacağız"

Şaka yapmıyorum, çünkü bu kadar duyarlılığı duyunda neredeyse ben de ağlayacaktım.

Burada asıl üstünde durulması gereken bazı noktalar var;

Toplumun geneli bu paketi AB istediği diye değil, ülkeyi ayağa kaldırmak ve gelecek kuşak için uygulayacaklarını ağız birliği etmişcesine haykırıyorlar.

Büyük ihtimalle burada birilerinin kulağı çınlayacaktır.

Şimdi bize bakalım;

Toplumun geneli yıllar öncesinde mücadele yıllarında parasızdı ama mutluydu…

Çünkü büyük bir azınlık eşit şartlarda yaşıyordu.

Komşuda o gün tencere kaynamamışsa, kimsenin kursağından çorba bile gitmiyordu.

Kuru ekmek bile olmayanla paylaşılır, hele de ayda yılda bir evde fırın kebabı pişti mi kokusu var diye bütün mahalleye dağıtılırdı.

Sonra özgürlük geldi, ganimet deli etti!

Bir gecede zenginler türedi bu ülkede…

Ne olduysa ondan sonra oldu işte!

Siyaset ülke menfaati için yapılırken, menfaatler ön plana geçti, önce Rumun malı mülkü sonra toprağı yağmalandı.

Şimdi Rumun ne kadar malını, kim ne kadar fazla arlı tartışması yaşanıyor.

İşte, İtalya şimdi biraz da AB'ye sitem ederek yeni bir tarih sayfası açtı kendine…

Adam üstüne basa basa diyor ki, biz bunu AB istedi diye değil, ülke geleceği ve gençleri için yapıyoruz.

Bizimle bir benzerlik var değil mi burada?

Biz ganimet zengini olduktan sonra, sırtımızı Türkiye'ye dayayıp, sonsuza kadar cevizcinin çuvalından geçineceğimizi sandık, ama yanıldık.

Kendi paketimizi değil, başkalarının paketlerini uygulamaya zorlanır olduk.

İşte alın size İtalya örneği;

Bu ülkenin önde gelenleri buna Cumhurbaşkanı ve Başbakan da dahil, devletten aldıkları maaşları en azından iki sene devlete bağışlamaya yanaşır mı?

Bakanlar, milletvekilleri, üst düzey bürokratlar, 13. Maaşla birlikte bir eve bu ay sonu 50 bin TL girecek olan aileler bu kadirşinaslığı gösterir mi dersiniz?

İtalya'ya ayağa kalkması için 30 milyar Euro lazımmış, bizde ise birkaç yüz milyon TL'cik!

İnancımız odur ki, paketi uygulamaya tepeden başlasınlar, gerisi kolay…

Devletin tepesindekiler yeter ki önce kendi ellerini taşın altına soksunlar, bu halk taşın altına kafasını koymaya hazırdır.

Hadi görelim bakalım!

İtalyanlar kadar olabilecek miyiz?

İşimiz gücümüz siyasi şov yapmak!

Şikayet bu kez adada yaşayan İngilizlerden geldi;

Lefkoşa Özel Eğitim ve İş Eğitimi Merkezi'ne bir grup İngiliz vatandaşı 3000 Euro bağışlamış ve mutfak atölyesi yapılmış..

Yapılmasın yapılmış ama bir türlü açılışı gerçekleşmemiş!

İngilizler devamlı arayıp soruyorlar niye açılmıyor diye...

Açılmadığı için çocuklar da kullanmaya başlayamıyor..

Meğerse Eğitim Bakanı Dürüst bekletiyormuş, Başbakana açtırmak için!

Bundan sonra yorum sizin artık…

Keşke Başbakan yerine yardımı yapan İngilizlere açılısı yaptırsaydı!

Acil servisler, 'acil' olmaktan çıktı!

Bir okurumuz uyardı;

Özellikle Lefkoşa Devlet Hastanesi'nin acil servisinin acil olmaktan çıktığını, poliklinik olduğunu söyledi, biraz da sitem ederek

Karnı ağrıyanın, başı ağrıyanın, dişi ağrıyanın aspirin yazdırmak için acil servise akın ettiğini, işi gerçekten acil olanın ise bu yoğunluk nedeniyle yeterli hizmet alamadığını, çalışanların da yoğunluk nedeniyle verimli olamadıklarını gözlemlemiş.

Bakalım birilerinin dikkatini çekebilecek miyiz?

Elektrik

Temel ile Dursun dertleşiyormuş.

- Offfff Of.

- Hanımdan hiç Elektruk Alamiyrum be Dursun .

- Uyyy evlendiyundan beri mi alamiysun, yoksa yaşlandın mu.

- Evlendiyumdan beridur.

- Eeeee nasıl dayandın bu vakte kadar Temelum.

- Ula uşağum kaçak elektrik kullanayirum daaa.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları