Uyuşturucu politikası olmayan bir devlet!

16 yaşındaki bir manken kızımız uyuşturucudan tutuklandı;

Peki tutuklandı da ne oldu?

Yaşı tutmadığı için belki birkaç bin lira para cezası alacak ve yine bataklığın içinde yüzmeye devam edecek.

Peki ya mahkeme karşısına çıkarıldığında mahkeme heyetine karşı ' bir daha içmeyeceğim' diye söz veren
Ali Yavuzcan'ın bu sözleri acaba kimin ilgisini çekti?

Bana göre hiç kimsenin!

Belki duygu sömürüsü için böyle dedi, belki birkaç ay yatıp çıkacak ve belki de şimdi bonzai içerken, yarın daha ağır uyuşturucu ile tanışıp hayatını karartacak.

Bu ülkede polisin nekrotik şubesinin başarılarını kimse görmemezlikten gelemez.

Artık insanın gözünün içine bakıp, onun uyuşturucu kullanıp kullanmadığını biliyorlar.

Suçlu yakalamakta da üstlerine yok.

Ama hepsi bu kadar!

Gazetelerin ilk üç sayfasına bakın;

Adli haberlerin yarısından fazlası uyuşturucudan tutuklananlarla dolu.

Bir de şu iyi yetiştirilmiş kahraman köpeklerimiz var.

Adamın anüsünde bile olsa kokuyu alıp taşıyıcıların yakalanmasında büyük rol oynuyorlar.

Peki bunlar polis tarafından yakalanıp, sonuçta ne oluyor?

Taşıdığı uyuşturucu miktarına göre birkaç ay hapiste yatıp, soluğu yine dışarıda alıyorlar.

Bundan birkaç önce İçişleri Bakanı Çavuşoğlu ile cezaevine yaptığımız ziyarette onlarla konuşma imkanı bulmuş, bir çoğunun bu işi ticaret için yaptığını tespit etmiştik.

İşin ticari yanını hadi bir yana koyalım…

Ülkenin dört bir yerinden uyuşturucu kullanma yaşının artık ortaokullara kadar düştüğü yönünde feryatlar geliyor.

Ama iki gün sonra unutulup gidiyor.

Oysa uyuşturucu belası, ne makam dinliyor ne da kariyer…

Örneğin eski bir bakanımızın torununun uyuşturucu kullandı diye iki ay hapiste yattığını biliyor muydunuz?

Zannetmem!

Çünkü dedesi, babası ünlü olan çocuklar, büyüklerinin isimlerine çamur sürülmesin diye sıkı sıkı korunurlar ve bunların isimleri basından saklanır.

Ya da, ülkenin çok ünlü iş adamlarından birinin iki oğlunun da bir araç içinde uyuşturucu kullanırken yakalandığından haberiniz var mıydı?

Elbette olamaz!

Onlar da bir şekilde korunur ve saklanır…

Ama ben o babanın son bir yıl içinde dertten nasıl eriyip bittiğini iyi bilirim…

Benimle sokakta rastlaştığında, yüz yüze gelmemek için nasıl başını vitrinlere çevirdiğini görürüm, onu da anlarım.

Peki siz, ülkenin siyaset ve spor tahinde önemli bir ismi olan bir kişinin erkek torunun da uyuşturucudan yakalanıp birkaç ay içeride yattığını duydunuz mu?

Ben duydum ama!

Duyunca da içimi derin bir sızı kapladı…

Bu dedeye yakışır mı böyle bir torun dedim.

Eminim ki bunun gibi bilip ya da bilmediğimiz çok sayıda örnek var…

Kimi kimsesi olmayanlar her gün gazetelerin sayfalarında boy boy yayınlanıyor, arkası güçlü olanlar ise cezasını sessizce çekip, sanki hiçbir şey olmamış gibi yine hayata karışıyorlar.

Anormal bir durum değil mi?

Hem de anormal ötesi bir şey bu!

Şimdi söyler misiniz lütfen;

Bu ülkede özellikle genç yaşlarda uyuşturucuya batmış gençlerimizi rehabilite edecek tek bir devlet organı var mı?

Benim bildiğim yok!

Birkaç tane gönüllü kurum var onlar da ofislerinin elektrik faturalarını bile ödemekten aciz!

Her ay birkaç haber, birkaç televizyon programı hepse o kadar!

Bu konuda belki de dünyada tekiz!

Ülkede müthiş bir uyuşturucu sorunu var ve her nedense devletin gündeminde de yok, organlarında da yok!

Çocukları, torunları uyuşturucu kullanan yüzlerce aile acı içinde yaşarken, ama bunu saklamayı ihmal etmezken sanki de onlara iyilik yaptıklarını sanıyorlar.

Aslında kendilerine iyilik yapsalar gibi görünseler de, gençleri daha da bataklığa itiyorlar.

Bir de buna devletin ilgisizliği ve umursamazlığı eklenince, gelecek nesilleri hayal edince tüylerim ürperiyor doğrusu…

Başsavcı İlgen: Müsteşardan liste bekliyoruz

Büyük tartışmalar ve söylentilerden sonra 4 Aralık'ta yapılan genel nüfus ve konut sayımından sonra şimdi gözler kendini saydırmayan isyancılara çevrildi.

Bu konuda bir açıklamada bulunan Başsavcı Aşkan İlgen, konunun takipçisi olduklarını ve DPÖ Müsteşarından liste istediklerini söyleyen İlgen, liste ellerine geçtikten sonra yasal işlemlerin başlatılacağını kanunların yerine getirileceğini söyledi.

Bilindiği üzere nüfus sayımında kendisini kasıtlı olarak saydırmayanlara KKTC yasalarına göre 100 TL para cezası ya da 3 ay hapislik cezası verilebiliyor.

Geçmişe mazi…

44 yıllık bir evlilik içinde, geçenlerde karıma şöyle bir göz attım ve aklımdan geçenleri açık yüreklilikle paylaştım:

-"Sevgilim, 44 yıl önce ucuz bir apartman katında otururduk. O zamanlar ucuz bir arabamız vardı, bir divana kıvrılır yatardık, siyah-beyaz TV izlerdik ama, sen her gece yatağımdaki 25 yaşında ateşli bir genç kızdın.

Oysa, bugün $500,000.00 lık bir villamız var, $45,000.00 lık bir arabamız, geniş ve konforlu bir yatağımız, ve plazma TV miz var ama, ben her gece 65'inde bir kadınla yatıyorum.

Hani... bana öyle geliyor ki, sen, kendine düşeni yapmamışsın!!!

Kahretsin! Karım akıllı bir kadındır. Bok altında kalır da, laf altında kalmaz...

Bana dedi ki:

"-Derdin bu olsun tatlım, hemen... Hemen dışarı çık, ve kendine 25'lik bir o...pu bul; ucuz apartmanda yaşamayı, ucuz arabaya binmeyi, divanı ve siyah-beyaz televizyonunun teminini ben sağlarım!"