Din konusu "patlama" noktasında!

Yayın Tarihi: 20/12/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Sorun aslında yeni değil;

Bu ülkede yıllardan beridir her yaz tatili geldiğinde bir Kur'an kursu tartışması yaşanır.

Bir kısım insan Kur'an kurslarının olmasından yana tavır koyarken, bir kısım insan da bunu bağnazlık olarak nitelendirir ve Kıbrıs Türkünün laikliğinden bahseder.

Bir aile çocuğunun Kur'an kursu almasında sakınca görmüyorsa bu onun en doğal hakkıdır ve eğer bu kurslar birilerini perde gerisinden yürüttüğü bir harekat değilse ve bunların arkasında çeşitli tarikatlar yoksa ne sakıncası olabilir ki?

Yok bir aile çocuğunu normal okullarda okutmaktan kaçar ve illa ki sadece Kur'an kursu derse işte orada bir sakatlık ver demektir.



En son tartışma konumuz İlahiyat Fakültesi ile Haspolat Meslek Lisesi'ne dönem ortasında açılan ilahiyat bölümü oldu.

Bir kere eğitim yılının ortasında böyle bir bölümün açılması bize de biraz şaibeli geldi.

Pek ala ki bunun hazırlıkları şimdi başlayabilir ama şimdi değil, önümüzdeki sene içinde kayıt müracaatı yapılacağı duyurulabilir, hatta bu konuda sendikalar ile bu işin uzmanlarından da görüş istenebilirdi.

Ama bakanlık ve tabi ki hükümet bu işi oldu da bittiye getirince, olanlar oldu ve tepki veren kesim haklı duruma yükseldi.



Geçtiğimiz hafta içinde Ercan'a gelen bilmem kaç paket Kur'an-ı Kerim tartışmasına tanıklık yaptık.
İnanın ki gelen kolinin içinde Kur'an-ı Kerim değil de İncil olsaydı, buna tepki gösterenler bu kadar işi abartmayacaklardı.

Hatta herkes tarafından da bilinmektedir ki KKTC'de özellikle kırsalda bazıları ellerinde İncil'le gezip Hristiyanlık propagandası yapar ama buna ne devlet ne de sendikalar ses çıkarmazdı şimdiye kadar.



Din konusu artık patlama noktasına gelmiştir.

Sağ duya en fazla ihtiyacımız olduğu bir dönemde, aksine karanlık bir ülke huzurun bozmak, insanları birbirine düşürmek için büyük bir gayret sarf etmektedir.

Bunda ne gibi çıkarları olacak şimdilik bilinmez ama, hayli de başarılı olduklarını çok rahatlıkla söyleyebiliriz.



Dün sabah Sümeyra İskender adlı lise öğrencisi kız Mağusa Devlet Hastanesi'ne kulak rahatsızlığından ötürü gider.

Sırası gelince de ilgili doktor Arif Ersoy ilgilenir kendisi ile.

Bu hanım kızımız baş örtülüdür ve zaten olayın patlak vermesi de baş örtüsü ile ilgilidir.

Yine dün sabah biz AS TV'de canlı yayında CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu ile program yaparken kızın babasından örgendik patlak veren olayı.

Demelerine göre, kız baş örtülü olarak gitmiş doktorun karşısına ve doktor kendisine büyük hakaretler etmiş.

Daha sonra kızın yengesi Havva hanım bağlandı, o da sarf edilen sözleri söylemedi ama biz anladık ki bu doktor, 'bir b.ka yaramaz o şeyi bayından çıkar' diye hitap etmiş.



Şimdi benim de kızıma ya da eşime böyle bir hitap şeklinde bulunsa biri kan beynime sıçrar ve o anda ne yapacağımı kimse kestiremez.

Biz de bizim yapabileceğimiz tek şeyi yaparak Dr. Arif Ersoy'u aradık ve kendisine sorduk, böyle bir hakarette bulundu mu diye…

Olayı bize aktarması aynen şöyle oldu;

"Kız geldi, kulağından rahatsız olduğun söyledi, ben de ona baş örtüsünü çıkarmasını istedim, o da kabul etmeyince baş örtüsünü çıkarmadan teşhis koyamayacağımı söyledim, sonra devreye yanındaki hanım girdi ve kız o zaman baş örtüsünü çıkardı ben de tedavisini yapıp gönderdim…"



Sonra Mağusa Devlet Hastanesi Başhekimi Erdal Özcenk ile de görüştük.

O da elinde bu konuda bir şikayet mektubu olduğunu ve her iki tarafla konuyu görüşeceğini, ancak hastanenin sevilen doktorlarından birisi olan Arif beyin böyle hakaret dolu sözlerde bulunmasına imkan ve ihtimal olduğunu söyledi.

Sonra anladık ki olay iyice büyümüş.

İşe aileler karışmış, polislik olmuşlar.

Belki de taraflar anlaşacak ve olay kapanıp gidecek…

Ama inanın ki bu olay ne ilk olacak ne de son!



Demek istediğimiz şudur;

Bilinçli ya da bilinçsiz olarak hemen her kesimden birileri hiç gerek yokken tansiyonun yükselmesi için elinden geleni ardına koymuyor.

Bunların sorumlusu da aslında herkes, bunu içinde sendikaları da kastediyorum, muhalefet ve iktidarı da hatta bazı basın yayın organlar ile meslektaşları da…

Hep birlikte el birliği yaptık ve büyük bir basınçla ateşin üstünde kaynayan düdüklü tencereyi patlatmak için birbirimizle yarışıyoruz.

Din ve inançlar konusu ile ibadet, dünyanın bir çok medeni ülkesinde artık konuşulmaz ve konuşanlar ayıplanırken, biz de niçin benzine ateşle yaklaşıyoruz, bir bilen var mı acaba?

Eşeğin makbuzu

Nuh'un gemisinde, tufan çok sürmüş ve gemideki hayvanların sayısı artmaya başlamış.

Bunun üzerine Nuh bütün erkeklerin şeyini makbuz karşılığı toplamış ,daha sonra tekrar vereceğim demiş

Daha sonra dişi maymun erkek maymunla dalga geçmeye başlamış.

Sürekli hadi gel sevişelim diyormuş.

Bir kaç gün sürekli böyle söylemeye devam etmiş.

Buna erkek maymun çok bozuluyormuş.

Yine bir gün dişi maymun hadi gel sevişelim demiş.

Bunun üzerine erkek maymun Nuh şeylerimizi verince ben sana soracağım demiş.

Dişi maymun 'niye' diye sormuş.

Erkek maymunda cebinden bir makbuz çıkarıp şöyle demiş;

-Bak eşeğin makbuzunu çaldım…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları